Lübnan'da Hizbullah'ın kalesi konumundaki çeşitli bölgelerde çağrı cihazı patlaması sonucu 9 kişinin öldüğü ve yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralandığı bildirildi. (Harita: HGK)

Çağrı cihazları nasıl patlatıldı?

Hizbullah'a yönelik saldırının üzerindeki sır perdesi yavaş yavaş kalkıyor. Yüzlerce Hizbullah üyesinin çağrı cihazlarının eşzamanlı olarak patlatılması sonucu ölenlerin sayısı artmaya devam ederken, Hizbullah tarafından İsrail'e atfedilen bu saldırının kaynağına ilişkin ilk ipuçları da ortaya çıkmaya başladı.

Lübnan'da dün Hizbullah'ın kalesi konumundaki çeşitli bölgelerde meydana gelen patlamalarda dokuz kişinin öldüğü ve yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralandığı bildirildi. Lübnan hareketi kısa süre içinde eş zamanlı patlamaların nedenine ilişkin bir soruşturma başlattığını açıkladı.

İbrani devleti konuyla ilgili henüz bir yorum yapmadı, ancak başlıca müttefiki ABD, “olayla ilgisi olmadığını” ifade ediyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, “ABD bu olaydan önceden haberdar değildi ve şu aşamada bilgi topluyoruz” demekle yetindi.

Bu çağrı sistemlerinin kullanımı, Hizbullah üyelerinin cep telefonlarının hacklenmesi riski nedeniyle örgüt tarafından dayatılmıştı. Ancak Hizbullah'a yakın bir kaynak, yaptığı açıklamada, “patlayan çağrı cihazlarının Hizbullah tarafından kısa süre önce ithal edilen 1.000 cihazlık bir sevkiyatla ilgili olduğunu” ve bunların “kaynağında hacklenmiş” gibi göründüğünü söyledi. 

Bu da operasyonun önceden hazırlandığını gösteriyor.

Lojistik sızmanın izleri

Orta Doğu Enstitüsü (MEI) uzmanı Charles Lister, dün akşam X sosyal ağında yaptığı açıklamada, “Video kayıtlarına göre (...), bir mesaj gönderilerek uzaktan patlatılmak üzere (cihazların) pilinin yanına kesinlikle küçük bir plastik patlayıcı gizlenmiş” dedi. 

Ona göre, bu, “Mossad'ın tedarik zincirine sızdığı” anlamına geliyor.

Askeri analist Elijah Magnier, X'te, “Hizbullah'ın protokollerindeki büyük bir güvenlik açığını” tanımlayarak, İsrailli ajanların muhtemelen “üretim sürecine sızdığını ve şüphe uyandırmadan cihazlara patlayıcı bir bileşen ve uzaktan etkinleştirilen bir fünye eklediğini” ekliyor.

Güvenlik uzmanı ve eski CIA analisti Mike DiMino, “Ya bir tedarikçi gibi davranarak ya da tahrif edilmiş ekipmanı doğrudan Hizbullah'ın tedarik zincirine enjekte ederek (nakliye kamyonları, ticarî gemiler), çağrı cihazlarını örgüt içinde yaymayı başardılar” diyor.

Dubai'de yaşayan güvenlik analisti Riad Kahveci’ye göre, bir başka hipotez de şu: “İsrail dünya elektronik endüstrisinin büyük bir bölümünü kontrol ediyor ve şüphesiz sahip olduğu fabrikalardan biri bugün patlayan patlayıcı cihazları üretti ve sevk etti”.

Elektronik parçaların uzaktan aşırı ısınması gibi başka olasılıklar da ortaya atıldı, ancak patlamaların şiddeti göz önüne alındığında bu teori hâlâ tartışmalıdır, ki bu da basit bir pilin aşırı ısınmasından kaynaklanamaz.

Yenilenmiş etkinlik

Hamas tarafından “Siyonist terör saldırısı” olarak nitelendirilen ve “direniş savaşçıları ile siviller arasında hiçbir ayrım yapılmadığını” vurgulayan bu titiz operasyon, İsrail servisleri için şimdiden bir başarı olarak görülebilir. 

Temmuz sonunda Tahran'da Hamas'ın siyasî lideri İsmail Haniye'ye hedef alan suikastten sonra bu daha da önem kazandı. New York Times'a göre, İsmail Haniye'nin kaldığı binaya iki ay önce bir bomba gizlenmişti.

Eski İsrail istihbarat subayı Avi Melamed tarafından “radikal” olarak nitelendirilen çağrı cihazlarının patlatılması, “büyük olasılıkla Lübnan hareketinin liderlerinin stresini ve utancını arttırarak” İsrail'e stratejik bir avantaj sağlayacaktır. 

Mike DiMino, “Hizbullah'ı kuzeye geri püskürtmek için Lübnan'a bir kara harekatı planlıyorsanız (...), bu tam da daha baştan yaratacağınız bir kaos olur” diyor.

Bu mantığa göre, bu operasyon, İsrail istihbarat servislerinin imajlarını düzeltmesini sağlayacaktır. Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısının İsrail'i ve istihbarat servislerini açıkça gafil avladığı söylenebilir. Oysa o tarihten önce Mossad, istihbarat servisleri arasında itibarı tartışılmazdı.