Adı neredeyse zeka ile özdeş kullanılan dahi bilim insanı Albert Einstein’ın bugün 142. doğum günü. Einstein; bilim tarihine damga vuran kısacık ünlü E = mc2 denklemini, fizikle hiç ilgisi olmayan pek çok insanın bile ezbere bildiği Einstein; dünyanın en tanınan, üzerine en çok konuşulan, en fazla yorum yapılan bilim insanı aynı zamanda.
Daha 26 yaşındayken yazdığı dört makale ile bilim dünyasına hızlı bir giriş yapan Einstein; özel hayatı, hayat felsefesi, kendine has saç ve giyim tarzı ile de, o gün bugündür dünyanın en ikonik karakterlerinden biri.
Hayatına yön veren pusula
Beş yaşındayken hastalanınca babasının onu neşelendirmek için hediye ettiği pusula, daha sonra da belirttiği gibi bilime duyduğu tutkunun başlangıcı oldu.
Henüz 16 yaşındayken, bir ışık huzmesine binse ne olacağını hayal ettiği düşünce deneyleriyle devam eden merakı, onu Newton’u iki yüzyıldan fazla süre oturduğu tahttan da indirecek bir buluşa kadar götürdü ve fizik dünyasında yeni bir dönemin kapıların aralayan kişi yaptı.
Çocukluğunda anlaşılamayan deha
Albert Einstein, 14 Mart 1879 tarihinde Almanya'da doğdu. İlkokuldan itibaren çok başarılı bir öğrenci olsa da sorunlu bir öğrenci olarak tanımlanıyordu. Bunun nedeni; fizik, matematik ve doğa bilimleri dışındaki derslere ilgi duymamasıydı. Okul idarecileri tarafından bir çok kez ailesine şikayet ediliyordu. Ezbere dayalı eğitime duyduğu tepki ve öğretmenlerini bu konuda eleştiriyor olması kabul edilir bir davranış olarak görülmüyordu.
Üniversite sınavını ilk hakkında kazanamadı
Eğitimine Zürih Federal Politeknik Üniversitesinde devam etmek isteyen 16 yaşındaki Albert, 18 yaşından küçüklerin alınmadığı bu sınava özel bir izinle katılabildi, ancak giriş sınavında başarılı olamadı. Bu başarısızlığın nedeni, Fransızca'da yeterli olmaması ve Münih’te okuduğu lisede bazı dersleri yeterince görmemiş olmasıydı. Giriş sınavında, fizik ve matematik derslerinde üstün başarı göstermesi sınavı kazanmasına yetmemişti.
Evliliği ve boşanmada Nobel ödülü şartı
Einstein, bir yılık bir çalışmanın ardından diğer derslerden de başarılı sonuçlar alarak, 17 yaşında Zürih Politeknik’te eğitim görmeye başladı.
Ünlü fizikçinin hayatının en önemli dönüm noktalarından biri de ileride evlenip iki çocuk sahibi olacağı ilk eşi Mileva Maric ile tanışması oldu. Albert ile Mileva'nın ilk sınıfta başlayan arkadaşlıkları, daha sonra aşka dönüştü ve 1903 yılında evlendiler. Hans Albert ve Eduard adında iki çocukla süsledikleri bu evlilik 1919 yılında boşanmayla sonuçlandı. Ancak bu boşanma süreci sancılıydı, zira Mileva boşanmak istemiyordu. Einstein, Nisan 1918’de Mileva’ya tuhaf bir öneride bulundu: “Nobel Ödülü'ne layık görülürsem, benimle boşanmayı kabul etmen halinde, ödül parasının tamamını sana bırakacağım...” Mileva birkaç gün düşündükten sonra bu teklifi kabul ederek avukatını devreye soktu ve bu öneri tarafların imzaladıkları bir sözleşmeye döküldü. Sözleşmenin imzalanmasından 3 yıl sonra, ‘fotoelektrik etkisi üzerine yaptığı çalışmaları’ nedeniyle Nobel ödülünü kazandı ve 121 bin 572 İsveç kronu tutan maddi ödülü eski eşine verdi. Mileva bu paranın bir kısmıyla Zürih’te üç tane bina satın aldı.
Einstein, daha sonra, kuzeni de olan Elsa ile evlendi. Elsa’nın, Einstein’ın hayatını düzen altına alan, bir tür asiste eden ve onu kendi özgünlüğü içinde kabul eden tutumu ile bu evlilik Elsa’nın 1936’daki ölümüne kadar sürdü.
Bilim ve insanlığa adanmış bir ömür
Albert Einstein, ölümüne kadar da kuantum mekaniği ve klasik fizik yasalarını tek bir formül altında açıklayabilmek için, diğer bir deyişle ''birleşik alan kuramı'' için çalıştı.
1955 yılında 76 yaşında hayata gözlerini yumana kadar elinde hala kağıt kalem olan Einstein, yaşamı boyunca fiziğe yön veren çok önemli katkılarda bulundu. Bunların arasında en bilinenleri Kütle Enerjisi Denkliği, İzafiyet Teorisi (Genel Görelilik), Kuantum Fiziği ve Belirsizlik ile Fotoelektrik Etkisi sayılabilir.
Savaş karşıtı duruşu ve dünyayı insanlık için daha yaşanabilir bir yer haline getirme isteği ile geçirdiği ömrünü, sadece bilimle değil, bu uğurdaki arayışlarla da geçiren dahi bilim insanı, yalnızca fizik dünyasına değil, dünyayı aydın bir insan olarak deneyimlenmek isteyen herkese ilham vermeye ve pusula olmaya devam ediyor.