KONULAR
Yer Soma, takvimler 13 Mayıs 2014’ü gösteriyordu. Saatler 15.10'u.
Madendeki vardiya değişimi sırasında, 787 işçinin bulunduğu maden giriş kısmının 400 metre altında, elektrik panosundan kaynaklandığı tahmin edilen yangın çıkmıştı.
Kömür madeninin 2 kilometrelik galerisinde çıkışa yakın bölümde çalışan madenciler kurtulmayı başardılar. Yaklaşık 800 metre derinlikteki işçiler ise mahsur kaldı. Yangın nedeniyle maden ocağı zehirli dumanla doldu. Elektrik kesintisi asansörlerin çalışmasına engel oldu.
Yakındaki ocaklarında bulunan kurtarma ekiplerine çevre illerden gelenler de katıldı. İçerideki yangının söndürülmesi, işçilerin bulunduğu bölgeye temiz hava verilmeye çalışıldı. Ancak mahsur kalan işçilerin de dayanma süresi vardı. Kurtarma ekipleri mahsur kalanlara yaklaştıkça cesetlerle karşılaştılar.
Ölü sayısı önce 17 olarak açıklandı, sonra 157, sonra 166... Rakamlarlar ifade edilen, onlardan haber bekleyenler için insandı, candı... Can kaybı sayısı 14 Mayıs'ta 205'e yükseldi, sonra 250'ye... 17 kişiye yapılan otopside ölüm nedeni ''karbonmonoksit gazına bağlı zehirlenme'' olarak yer aldı.
Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 15 Mayıs'ta ölü sayısını 283 olarak duyurdu. Yıldız, ''Ne yazık ki işletmemizde mühendislik ve teknik olarak bugüne kadar görülmeyen ve açıklanamayan yangın vuku bulmuştur. Her türlü emniyet tedbirinin alınmasına rağmen normal şartlardan daha hızlı bir şekilde yayılan yangının nedeni, detaylı incelemeden sonra anlaşılabilecektir” diyordu.
16 Mayıs'ta, madeni işleten Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, basın toplantısı düzenledi. Gürkan, ''kazanın nedeninin trafo patlaması değil, tespit edilmesi mümkün olmayan kızışmanın ve buna bağlı olarak hızlı havanın etkisiyle tutuşan kömür korlarının sebep olduğu yangının'' neden olduğu yönünde bir tahminden söz etti.
Bakan Yıldız, 17 Mayıs’ta bir basın açıklamasıyla facianın boyutunu açıkladı: ''301 işci hayatını kaybetti, 485 işçi kurtarıldı.''
O tarihteki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise ölenlerin ailelerine bir defaya mahsus olmak üzere cenaze yardımı ödemesi yapılacağını söyledi. Çelik, bakanlık müfettişlerin madende incelemelere başladığını da açıklıyordu.
11 ay sonra ilk duruşma
Başlatılan soruşturmalar kapsamında şirket yöneticileri tutuklandı. Kazadan 11 ay sonra ilk duruşma yapılabildi. 13 Nisan 2015'deki duruşmadan sonra, kaza günü yaşananlarla ilgili güvenlik kamerası görüntüleri basına yansıyabildi.
Dava dosyasında yer alan bilirkişi raporlarında, yangının ''aşırı üretime ve alınmayan güvenlik tedbirlerine bağlı olarak meydana geldiğini, madencilere acil durumlarda tahliye ilgili tatbikat yaptırılmadığını, madendeki ısınma ve oksidasyon artışlarının olması gereği gibi ölçülmediği'' değerlendirmeleri yer alıyordu. Raporların özeti, ''İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda yeterli ve bilinçli bir politika yürütülmediği'' yönündeydi.
Beraat kararı geldi
''Soma faciası'' davası Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü ve davada karar sürecine girildi. Bu aşamada, davayı başından beri yürüten mahkeme başkanı ve kıdemli üye yargıcın görev yeri değişti.
Dava 11 Temmuz 2018 tarihinde karara bağlandı. 51 sanıktan 37’si hakkında beraat kararı verildi. Beraat edenlerden biri de Soma Kömür İşletmeleri AŞ'nin kazadan altı ay öncesine kadar yönetim kurulu başkanı olan Alp Gürkan idi.
Davada yargılanan oğlu Can Gürkan 15 yıl, şirket genel müdürü Ramazan Doğru ile teknik müdür İsmail Adalı'ya 22 yıl 6'şar ay hapis cezası verildi. Can Gürkan ve avukatları, şirkete yönelik ihmal suçlamalarını kabul etmediler. Facianın "Gülen cemaati tarafından düzenlenen bir sabotaj" olduğunu da dile getirdiler.
Madende denetim yapan ve ''patlamada sorumluluğu bulunduğu'' iddia edilen kamu görevlileri ise Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı’nın soruşturma izni vermemesi nedeniyle yargılanamadı
Tahliyeler
Tutuklu sanıklardan Can Gürkan, Nisan 2019'ta kavuştu özgürlüğüne.
Koronavirüs kaynaklı salgınla mücadele gerekçesiyle çıkarılan infaz düzenlemesi kapsamında Soma davasında tutuklu sanıklar da ceza indiriminden yararlandılar. Yeni düzenleme kapsamında, davada en yüksek cezayı alan Ramazan Doğru ve İsmail Adalı da muhtemelen 2022 yılında tahliye edilecek. Diğer tutuklular da o tarihe kadar çoktan cezaevinden çıkmış olacaklar.
Davanın Yargıtay süreci de hukukçuların takibindeki bir konu olarak sürüyor.
Acıyı yaşayanlar
Kazada canını veren 301 işçi, madende çalışmak dışında seçenekleri olmayan diğerleri gibi toprağa karıştı çoktan. Adları mezar taşlarında kaldı.
Karnelerini alıp babalarının mezarına koşan, babalar gününü bir mezar taşını okşayarak yaşayan çocuklar biliyor acının ne olduğunu. İçlerindeki hüznü bastırıp, kendilerini güçlü göstermeye çalışan eşler, analar ve babalar biliyor bir de...
Artık kimse sormuyor, kimse çalmıyor kapıları. Zaten acılar da yüreklere hapsedilmiş durumda. Giden madencilerin yerini alıyor oğulları. Hayat devam ediyor.