Cenevre'de Salı günü başlayan gayrı resmi Kıbrıs konferansı bugün bir sonuç alınamadan sona erdi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Cenevre’de üç gün süren 5+BM gayri resmi Kıbrıs toplantısından sonra yaptığı açıklamada, resmî müzakerelerin başlaması yönünde yeterli zemin bulunamadığını duyurdu.
BM Genel Sekreteri, “Henüz yeterli ortak zemin bulamadık ama ben vazgeçmeyeceğim. Benim gündemin basit. Beraberce barış ve güvenlik içinde yaşamayı hak eden Kıbrıslıların refahı ve güvenliği için mücadele etmek” dedi.
Guterres, tarafların, ortak zemin bularak resmi müzakerelerin başlaması amacıyla yakın da bir sonraki 5+BM toplantısında bir araya gelme konusunda mutabık kaldıklarını belirterek, “Biz, bu diyalogun devam etmesi için elimizden gelen her şeyi yapma konusunda ve olumlu sonuçlara ulaşmada kararlıyız” diye konuştu.
“Ben vazgeçmeyeceğim. İki üç ay sonrasına planlanan bir sonraki görüşme için en iyi koşulların yaratılması amacıyla danışmalarımıza devam edeceğiz” diyen Guterres, zamanlama olarak, iki üç ay üzerinde mutabakata varıldığını anlattı. BM Genel Sekreteri, uzun bir aranın yararlı olmayacağı konusunda taraflar arasında mutabakat sağlandığını kaydetti.
Guterres, basın toplantısında, Kıbrıs’taki iki tarafın Cenevre toplantısında ortaya koydukları tutumları paylaştı.
Tarafların görüşleri
BM Genel Sekreteri, Kıbrıs Türk tarafının, Crans Montana da dahil olmak üzere ''bugüne kadar Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yapılan görüşmelerin başarısız olduğunu, iki toplumlu, iki bölgeli federal çözüm modelinin tükendiğini ve iki devletin iş birliğine dayalı bir çözüm modeli önerdiğini'' aktardı.
Guterres, Rum tarafının tutumunun ise ''siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federal çözüm modeli ve resmi müzakerelerin Crans Montana’dan kaldığı yerden başlaması yönünde olduğunu'' söyledi.
BM Genel Sekreteri Guterres, toplantıları hakkından “kolay değildi” nitelemesini yaptı ve BM Güvenlik Konseyine görüşmelerle ilgili bir rapor sunacağını bildirdi.
"Yeni bir sayfa açtık"
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC tarafının ortaya koyduğu önerilerle “tarihi bir adım atıldığını ve yeni bir sayfa açıldığını” söyledi.
Ersin Tatar, başarısızlıkla sonuçlanan gayrı resmî Kıbrıs konferansından sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak basın açıklaması yaptı.
Tatar, “Bizim ortaya koyduğumuz öneriler dünyanın her yerinde değerlendirmeye alınmıştır. Bu tarihi adımla aşama kaydettik, yeni bir sayfa açıldı” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, “yeni siyaset” olarak nitelendirdiği egemen eşitliğe dayalı iki devletli modelin ilgili taraflara duyurulduğunu ifade ederek, toplantılarda “Bu topraklarda artık birtakım yeniliklerin olmasını gerektiğini söyledik” diye konuştu. Tatar şöyle devam etti:
“Artık masada bir anlaşmanın sağlanabilmesi için egemen eşitliğimizin ve eşit kimliğimizin tanınması gerektiğini söyledik. Masadan kalkarken karşı taraf Kıbrıs Cumhuriyeti lideri, biz toplum lideri. Bu olmaz. Onlar Cumhuriyete, biz de kısıtlamalar altında yaşamaya devam edersek hiçbir zaman karşı taraf bizimle eşit bir şekilde paylaşıma yanaşmaz. Bunu zaten defalarca tecrübe ettik. Artık bu oyunun kurallarının değişmesi gerekiyor. Değişmezse, bu süreç adil bir şekilde ilerlemeyecek.”
BM Genel Sekreteri’nin ortak bir zemin bulunamadığını açıkladığını ifade eden Ersin Tatar, “Ortak bir zemin olmayabilir: İleride birtakım ilerlemelerle nasıl bir zemin oluşacağını göreceğiz. Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı bir statü sağlanmadan resmî görüşmelerin başlamasının hiçbir anlamı yok” diye konuştu.
Tatar, Kıbrıs Rum tarafının amacının, “mevcut Kıbrıs Cumhuriyetinin devam etmesi ve kendilerinin istediği gibi bir anlaşma olması halinde, Anayasal değişikliklerle Kıbrıslı Türkleri kendilerine yamamak ve onların Türkiye ile bağlarını koparmak olduğunu” söyledi.
''Bir dönüm noktası oldu”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da gayriresmî zemin yoklama toplantıların 58 yıllık Kıbrıs sorunu tarihinde bir dönüm noktası olduğunu, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik talebinin bu toplantı sayesinde kayıtlara geçtiğini açıkladı.
Çavuşoğlu, “Cenevre’deki toplantı 58 yıllık Kıbrıs sorunu tarihinde bir dönüm noktası oldu. Türk tarafının egemen eşitlik talebi bu toplantı sayesinde kayıtlara geçti. Eğer bir zemin bulunamazsa yolumuza KKTC ile devam ederiz” dedi. Çavuşoğlu, Tatar’ın iki devletli çözümü “güçlü bir şekilde dile getiren tarihi bir konuşma yaptığını” söyledi.
Çavuşoğlu, “kararlı tavrı” nedeniyle Ersin Tatar’a teşekkür ederek, görüşmelerde, egemen eşitliğin kabul edilmesi halinde yeni bir sürecin başlatılabileceğine dikkati çektiklerini ve müzakerelerin artık iki toplum arasında değil, iki devlet arasında olması gerektiğini söylediklerini belirtti.
“Kıbrıs Rum tarafının takılmış plak gibi egemen eşitliğe karşı çıktığını” ve BM Genel Sekreteri’nin önerilerini de reddettiğini ifade eden Çavuşoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmasını ve Crans Montana’da kalınan yerden devam edilmesi gerektiğini söylediklerini kaydetti.
Çavuşoğlu, Nikos Anastasiadis’in, Crans Montana’da masayı devirenin kendisinin olduğunu unutturmaya çalıştığını, ancak gerekli metni Anastasiadis’in yüzüne vurduklarını söyledi ve “Hem biz hem de Sayın Tatar, federasyon defterini 2017’de kapattığımızı hatırlattık” diye konuştu.
Kıbrıs Rum liderinin “gündemi değiştirmeye çalıştığını” belirten Çavuşoğlu, “Rum yönetimi Maraş’ın ve Ercan’ın Birleşmiş Milletler, Magosa limanının da Avrupa Birliği’nin kontrolüne verilmesini teklif etti. Tabii, bunları kabul etmediğimizi söyledik” dedi.
“Federasyon için aynı tutarlılıkla çalışacağız”
Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, yeni oldu-bittilerden kaçınılması gerektiğini ve Kıbrıs Rum tarafının federasyon için aynı tutarlılıkla çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Nikos Anastasiadis, üç gün Cenevre toplantılarının ardından yaptığı basın toplantısında, “Yeni oldu-bittilerden kaçınılmalı. Federasyon için aynı tutarlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Kıbrıs Rum basınında çıkan haberler göre, Anastasiadis, Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’deki tutumuyla, Birleşmiş Milletlerin çözüm çabalarını ve parametrelerini ihlal ettiğini öne sürdü ve Türk tarafının her türlü müzakerede egemenlik haklarının tanınmasına odaklanılmasında ısrar ettiğini savundu.
BM Genel Sekreterinin Cenevre’de durumu başarılı bir şekilde yönettiğini söyleyen Anastasiadis, “yeni oldu-bittilerden kaçınılması'' uyarısında bulundu ve “Türkiye’nin karada veya denizde yeni oldu bittiler yaratma girişimleri, BM Genel Sekreterinin çabalarına katılmamak için sebep teşkil edecektir” dedi. Rum lider, “Bu, BM genel Sekterinden dolayı değil, Türkiye’nin davranışından dolayıdır” diye ekledi.
Anastasiadis, “BM Genel Sekreteri Guterres’in Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin arzu ettiği çözümün, BM ve AB tarafından kabul edilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı hususunda tavrının açık olduğunu” söyledi.
Tarafların görüşme taahhüdü
Britanya Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Cenevre’de gayri resmî Kıbrıs konferansında ortak zemin bulunamadığını, ancak tarafların yakında yeniden görüşme taahhüdünde bulunmalarının memnuniyet verici olduğunu söyledi.
Dominic Raab, Cenevre’de toplantılarının kapanmasından sonra Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Henüz ortak zemin yok ancak tarafların yakın zamanda görüşme taahhüdünü memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.
Raab, Twitter'da, “Bu haftaki gayri resmî Kıbrıs toplantıları sona erdi. Resmî müzakerelerin başlamasını sağlayacak ortak zemin henüz yok, ancak tüm tarafların yakında yeniden bir araya gelme taahhüdünü memnuniyetle karşılıyoruz. Birleşik Krallık, adil ve nihai bir çözüm bulunması çabalarında tüm taraflarla birlikte çalışmaya devam edecektir” mesajını paylaştı.
KKTC'nin öneri paketi
Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulunması için sunulan öneri paketi, Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlarla eşit uluslararası statüye ve egemenliğe sahip olmasını öngörüyor,
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres başkanlığında Kıbrıs sorununun çözümü için Cenevre’de yapılan gayri resmî zemin yoklaması görüşmelerinde Kıbrıs Türk tarafı kalıcı bir çözüm için altı maddelik bir öneri paketini sundu.
Öneri paketinde yer alan ilkeler, Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlarla eşit uluslararası statüye ve egemenliğe sahip olmasını öngörüyor. Pakette, bunun için de BM Genel Sekreterinin inisiyatif alarak yeni bir BM kararı geçirmesi talep ediliyor.
Öneri paketinin ikinci maddesi, eşit uluslararası statü ve eşit egemenlik sonrasında iki tarafın, sonuca yönelik olarak belli bir sürede BM nezdinde müzakere sürecinin başlamasını öngörüyor.
Türk tarafınca sunulan altı maddelik öneri paketi şöyle:
1-Genel Sekreterin inisiyatif alıp yeni bir Güvenlik Konseyi kararı çıkarılmasıyla birlikte iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve eşit egemenliği garanti altına alınacak. Alınacak bu yeni karar, iki devletin işbirliğine dayalı bir ortaklık kurmasının yolunu açacak.
2-Bahse konu kararla birlikte sağlanacak eşit uluslararası statü ve eşit egemenlik sonrasında iki taraf, sonuca yönelik olarak sınırlı bir sürede BM nezdinde bir müzakere sürecini başlayacak. Bu müzakereler, iki tarafın anlaşacağı bir işbirliği anlaşmasını hedefleyecek.
3-İki devlet arasındaki bu müzakereler AB konuları, mülkiyet, güvenlik ve sınır düzenlemeleri gibi konuları ele alıp ilişkileri düzenleyecek.
4-Müzakereler, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından desteklenecek, eğer ihtiyaç duyulursa AB de gözlemci olarak katılabilecek.
5-Eğer iki devlet herhangi bir çerçevede bir anlaşmaya varırsa iki devlet birbirlerini eş zamanlı tanıyacak, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere bunu destekleyecek.
6-Ulaşılacak olan herhangi bir anlaşma eş zamanlı şekilde referanduma sunulacak.