Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'nü ''hayalimdi'' diye tanımlayan ve istifa etmeyeceğini söyleyen Melih Bulu'nun hayali protesto eylemleriyle geçen 195 günün ardında sonra erdi.
Prof. Dr. Melih Bulu, 2 Ocak 2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı (CBK) ile Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atandı. Atama kararından 195 gün sonra bu kez Resmi Gazete'nin 1. Mükerrer sayısında yayımlanan CBK ile rektörlük görevinden alındı.
Atama kararına yönelik tepkiler ve protesto eylemleri de ertesi gün başladı. Protestoculara polisin sert müdahalesi, yerleşke kapısana vurulan kelepçe, öğrencilerin hazırladığı şarkılar, öğretim üyelerinin rektörlük binasına sırtını dönerek yaptıkları protestolar protestoların simgeleşen görüntüleri oldu.
Tartışılan rektör atamaları
Bulu’nun hem AK Parti’de birçok görev alması ve 2015 yılında da İstanbul 1. Bölge’den milletvekili aday adayı olması, Boğaziçi hocası olmaması “kayyum rektör” olarak nitelendirilmesine neden olurken, aslında tartışılan “rektör atamaları” idi.
Türkiye’de ilk kez toplu törenle akademik yıl açılışı 2016-2017 akademik yılı Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan rektörlük seçimlerinin kaldırılacağını duyurmuştu. Bu açıklamdan kısa süre sonra, 29 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 676 sayılı KHK ile devlet üniversitelerinde rektörlük seçimleri kaldırıldı. Rektörler artık ‘sandıktan’ çıkmayacak, YÖK’ün önerdiği 3 aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanacaktı. Bu değişiklikle birlikte devlet üniversitelerinde rektörlerin atanması Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılmaya başlandı.
İşte hem öğrenci hem akademisyenler ‘kayyum rektör’, ‘yandaş rektör’ diyerek Bulu’ya karşı çıkarken aynı zamanda da üniversitelerin AK Parti’nin bir nevi kalesi haline dönüşmesini de eleştiriyordu.
12 Eylül'den sonra ilk
Akademisyenler, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Boğaziçi Üniversitesi'ne ilk kez kurum dışından bir rektör atandığını hatırlatarak, rektörlük seçimlerinin kaldırılmasını da şu sözlerle tepki gösteriyordu:
"Bu durum 2016’dan bu yana ağırlaşarak sürmekte olan, rektör seçimlerini ortadan kaldıran antidemokratik uygulamaların bir devamıdır. Üniversitemizin akademik özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve demokratik değerlerini açıkça ihlal eden bu uygulamayı kabul etmiyoruz.”
Kelepçelenen üniversite
Öğrencilerin rektör atamasını protesto için üniversitenin Güney Kampüsü’ne girmelerinin ise kapılara kelepçe takılarak engellenmesi ise hem sosyal medyada, hem akademik çevrede hem de siyasiler arasında tepkilere neden oldu. İlk kez Türkiye’de bir üniversitenin kapısına da böylece kelepçe takılıyordu.
YÖK ise atamanın neden olduğu tartışmaların üzerinden 3 gün geçtikten sonra bir açıklama ile ‘rektörlük şartlarını sağlıyor’ diyerek, Bulu’ya sahip çıktı. Açıklamada, bir üniversiteye rektör adayı olmak için de o üniversitenin kadrolu profesörü olma şartının eski ya da yeni mevzuatta bulunmadığına dikkat çekildi ve son söz olarak da “Bir üniversitenin başarısı için rektör atama şekli elbette önemlidir, fakat atama süreci sonrasındaki performansı daha da önemlidir” denilerek, tartışma kapatılmak istendi.
Bulu: ''Tepkiler provokasyon''
Peki, bir yandan protestolar, bir yandan kapısına ‘kelepçe’ takılarak, öğrencilerine kapatılan üniversitenin rektörü olarak Bulu’nun bu süreçte tavrı ne oldu? Protestolar için ne dedi, istifayı düşündü mü?
Tüm bu sorulara Bulu’dan gelen yanıt ‘Provokasyon’ oldu. Polisin öğrencilere karşı tutumunu doğru bulan ve kampüsün kapısına da kelepçe takılmasını “Orada çok pratik bir şey var. Çünkü kapı kırıkmış. Çok fazla şey olduğu için, kapıyı tutturmak için kelepçe takmışlar” sözleriyle açıklamaya çalışırken, tezi için ‘intihal’ suçlamasına verdiği yanıt da yine çok tartışıldı: “İntihal meselesi iftira. Orada teknik bir şey gibi duruyor ama benim doktora tezimde literatür kısmı vardır. Oradaki her şey diğerlerinden alıntıdır. En sonunda kaynaklar yazılmıştır. Bütün dert tırnak içine almamış olmam.”
Bulu'ya istifa edip etmeyeceği de soruldu. “Yok canım niye istifa edeyim” diyerek, öğrenci ve akademisyenlerle konuşup, sorunu çözeceğini dile getirdi.
Bulu, daha sonra yaptığı açıklamada, ''Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör olmak, benim çok uzun süreden beri düşündüğüm bir hayalimdi. Şimdiye kadar birçok noktada birçok tecrübe kazandım ve bu tecrübelerini Boğaziçi Üniversitesi'ne aktarma hayaliyle yaşadım. Şu anda bu hayal gerçekleşti. Boğaziçi'nin paydaşlarıyla, mezunlarıyla, öğrencileriyle, hocalarıyla hatta etraftaki esnafıyla birlikte biz Boğaziçi Üniversitesi'ni çok daha iyi noktalara taşıyacağız'' diyordu.
''İşin içinde öğrenci değil, teröristler var''
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise soruları yanıtlarken, Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’nde çok başarılı olacağına inandığını belirtti. Erdoğan, Bulu’nun rektör olarak atanmasına ilişkin protestoların hatırlatılarak, nasıl değerlendirildiğinin ve “Öğrencilerle görüşme durumu söz konusu olabilir mi?" sorularına ise şu yanıtı veriyordu:
"Ben öğrencilerle niye görüşeyim? Öğrenciler önce bir defa bu işin içinde değil. Bu işin içinde olan teröristler var. Ne yazık ki öğrencilikle alakası olmayan işte CHP'nin bakıyorsunuz İstanbul İl Başkanı orada. Zaten kendisi bir DHKP/C militanıdır. Aynı şekilde yine bir başka siyasi partinin yine yönetiminde olanlar bakıyorsunuz oradalar. Bunlar öğrenci değil ve yaptıkları nedir? “
Bulu’nun yasalara uygun olarak atandığını söyleyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Yasalara uygun olarak buraya atanmış bir rektör vardır. Bu rektör yasalar dışında atanmamıştır. Yasalar neye amirse ve Melih Bey de buna göre buraya atanmıştır. Kaldı ki geçmişine baktığımız zaman o da yine bu üniversitenin içinden yetişmiş bir arkadaşımızdır. Buraya gelmeden önce iki üniversitede, İstinye ve Haliç üniversitelerinde rektörlük yapmış bir hocamızdır. Bütün bunlarla beraber de yine kendi ilgi alanı içerisinde belli, gerçekten yetişmiş olduğu alanlar vardır. ODTÜ'den itibaren tutunuz buraya kadar. “
Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü için YÖK’ün kendisine 9 isim teklif ettiğini vurgulayarak, “Bu 9 isim içinden de bana yasaların vermiş olduğu yetkiden hareketle Melih Bey'i rektör olarak seçtik ve Boğaziçi'ne layık gördük. Ben Melih Bey'in orada çok çok başarılı olacağına inanıyorum” dedi.
İki yeni fakülte
CBK ile üniversite bünyesinde hukuk fakültesi ve iletişim fakülteleri kurulması kararı da tepki gördü. Akademisyenler “Truva Atı” diye nitelendirerek, gerekli kadroların bu fakülteler üzerinden verileceği şeklinde yorumladı. Protestoların odağındaki Bulu ise bu fakültelerin üniversiteye yeni bir perspektif ve zenginlik getireceğini dile getirdi.
Protestolar, atamanın yapıldığı tarihten bu yana 195 gündür sürüyor.