KONULAR
Metin Türkyılmaz'ı anıyoruz...
Metin Türkyılmaz, çalışkan bir GAZETECİ ve iyi bir İNSAN idi. Dört yıl olmuş bir uzağa gideli... Bitmeyecek bir yolculuk gibi.
9 Nisan 2021... Geride güzel anlamlar bırakarak uzaklara gidişin tarihi. Dönüşü olmayan bir yolculuk bu. Ama hep güzel ayak izleri bırakıp gidilen ve bırakılan izlerle dönülen bir yol.
Uzak... Hep mesafeleri anlatmıyor bu kavram. Bazan birinin yanıbaşındayken uzaksınızdır, bazan uzaktayken yakındasınız. Metin, tanımsız bir uzaklıktayken yakında olabilmeyi başaran insanlardan biri.
Metin Türkyılmaz için sözcüklerle anlamları yakınlaştıran bir insandı. 18 Aralık 2016'da kaleme aldığı bir denemesinde “Uzaklar"ı şöyle anlatıyordu:
"Uzak, beni en çok kendine çeken, etkileyen kavramlardan biridir. Sadece beni mi? Kâşifler ne güne duruyor. Uzakları keşfetme aşkı, dünyamızı küçültmüş ama ufkumuzu büyütmüştür.
Artık dünya avucumuzun içi gibi… Ama uzay sonsuz... Daha emekleyen bebek gibi olsak da evreni keşfetmek için yanıp tutuşuyoruz. Hep daha uzağa bakıyoruz. En uzağı görmeye çalışıyoruz, gidemeyeceğimiz kadar uzağa…
Bazen uzak mekândan bağımsızdır. Yakınlık ve uzaklık bir yeri anlatmaz.
Gidilmez. Sahip olmamayı anlatır. Yakınında ama ulaşılmayacak kadar uzağındadır. Bu bazen maddi bir değerdir bazen manevi… Parasızlık uzağı iyi anlatır. Görürsün, karnın açsa algı daha da artar, her yerde yiyecek görürsün ama cebinde para yoksa, ona ulaşmak senin için çok uzaktır.
Büyük aşklar, büyük aşıklar... Sevgili, çok yakında olsa bile aşığa her daim inanılmaz uzak gelir. Her zaman ulaşılması gereken, bunun için yanıp tutuşulandır. Sevgiliye ulaşmak zordur. Leyla ile Mecnun, Kamber ile Arzu, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Romeo ve Juliet… Gerçekten yaşadılar mı, yoksa insanın yarattığı efsaneler mi bilinmez ama birbirlerine kavuşamadıkları bilinir.
Kavuşanlar da vardır. Nefertiti ile IV. Amenhotep veya sonradan aldığı ismiyle Akhenaton gibi… İsminin anlamı 'güzellik geliyor' veya 'güzelden gelen' olan Nefertiti’nin, o muhteşem büstü, vakar, zarafet ve güzelliğinin kanıtını günümüze kadar ulaştırmıştır. Nefertiti bir yana, günümüz güzelleri bir yana… Kim daha gizemli, vakur, zarif ve muhteşem… 'Ben firavunlara denk biriyim' der gibi gururla ve çok uzaktan bakıyor. Nefertiti böyle miydi bilinmez ama heykeltıraş Tutmos’un eseri, dünya var oldukça yaşayacak, belki sonrasında da… Çünkü insanoğlunun zihinlerinden asla silinmeyecektir.
'Güzelden gelen' her zaman imgemizde kalacaktır. Mevlana’nın sözüdür; 'Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.' Gönüle girince uzak-ırak fark etmez, gönülde yaşanır. Irak olsa ne olur..."