Dış ticarette korumasız tek tarım ürünü: Pamuk
Avrupa Gümrük Birliği anlaşmasından dolayı dış ticarette sanayi ürünü muamelesi yapılan; aslında bir tarım ürünü, tarlada yetişen bir ürün olan pamuğun ithalatını gümrük vergisiyle koruyamıyoruz.
Pamuğun işlenmesinden elde edilen sanayi ürünlerinin AB’ye ve diğer ülkelere ihracatında önemli bir avantaj sağlayan bu anlaşma ülke pamuk üretiminin artmasını engelliyor; ekolojik yönden yüksek üretim potansiyeli avantajını ve üretici sayısını azaltıyor, gelirini düşürüyor.
Zaman içinde teşviklerle tekstil ve hazır giyim sanayi kapasitesi arttı. Üretilen ürünlere talep de artınca üretim tüketime yetişemez oldu, pamukta ithalat bağımlılığı oluştu. Tüketimin yaklaşık yüzde 50’si ithal edilir hale geldi.
Lifiyle tekstil ve hazır giyim sanayine, çekirdeğiyle yağ sanayine ve küspesiyle hayvansal üretime önemli miktarda hammadde, üreticiye gelir, ilgili sektörlere istihdam sağlayan pamuk üretimi desteklenmeli, sorunları çözülmeli. Çünkü pamuk ithalatı belirli bir seviyede kaçınılmaz olurken, yerli üretimdeki pamuk payının artırılması başta sanayiye hammaddenin temini, özellikle üretime aşina olan üretici sayısının ve gelirinin artmasını sağlayacak.
Pamukta gümrük vergisi yüzde 0
Bazı ürünlerde mecburi olarak düşük bazılarında yüksek vergi uygulanırken pamukta gümrük vergisi yüzde 0 (sıfır) olarak uygulanıyor.
Pamuk doğrudan bir gıda değil, diğer kullanımlarının dışında daha çok giyinme ihtiyacı için var. Tarla ürünü olarak endüstri bitkisi sınıfına giriyor ama dış ticarette sanayi ürünü muamelesi görüyor.
Avrupa Gümrük Birliği anlaşmasına kadar tarım ürünü olarak işlem gören pamuk 1 Ocak 1995 yılından sonra diğer sanayi ürünleri ile birlikte AB ile olan dış ticarete sanayi ürünü olarak konu oluyor.
Tekstil ve hazır giyim sanayi için Gümrük Birliği önemli faydalar sağlarken pamuk için zaman içinde pamuk üreticisinin aleyhine gelişti.
Aslında 1996 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne yüzde 10 olarak bağlanan ve 2004 yılına kadar kademeli olarak yüzde 6 ‘ya gerilemesi planlanan pamukta AB’nin pamukta yüzde 0 vergi uygulamasıyla birlikte yüzde 6 oranı da uygulanamaz oldu. Yüzde 6 oranı özellikle dampingli ABD ürününe karşı az gibi görünse bile bir koruma sağlayacaktı.
Türkiye pamuk piyasasını etkileyen faktörler
Gümrük vergisi koruması olmadığı için yurtdışı fiyatlar Türkiye pamuk piyasasının üretimini etkileyen önemli bir faktör olarak duruyor. İklim değişikliği ekonomik krizlerin etkilerinin yanında ekiliş alanlarındaki azalış nedeniyle pamuk arzındaki değişim, hemen hemen belirli bir seviyeye ulaşan talep karşısında önemli bir etken.
Üreticinin kazandığı durumda artan üretimin fiyat düşüşüne sebep olması üretimin kısır bir döngüye düşmesini sağlıyor. Maliyetlerdeki artış ve fiyat düşüklüğü nedeniyle üretici gelir artışı göremeyince alternatif daha az masraf gerektiren ürün olan mısıra kayıyor. Üretim alanlarının artışında pamuğa verilen prim ve diğer desteklerde etken oluyor.
İhracatçı ülkeden ithalatçı ülkeye
Tekstil ve hazır giyim sanayi cumhuriyet öncesinden başlayan teşviklerle ekonominin en önemli sektörlerinden birisi haline geldi. Zaman içinde kapasite arttı. İhracat arttı. Üretim tüketime yetişemez oldu. Var olan kapasiteyi kullanmak için pamuk ithalatı önemli bir hale geldi.
1970 yılında dünyada Sovyetler Birliği ABD ve Brezilya’dan sonra dünyanın 4.büyük pamuk ihracatçısı olan ve kendine yeten Türkiye sonraki yıllarda ihracatını azaltmasına rağmen çok düşük ithalatıyla net pamuk ihracatçısı konumundaydı.
Türkiye 1992 yılından sonra ise net ithalatçı durumuna geldi. 1995 yılında Dünya Ticaret örgütüne bağlanan düşük gümrük vergisi ve 1996 yılında AB ile yaptığı Gümrük Birliğinden dolayı Türkiye’nin net ihracatçı konumu miktar bakımından arttı. Adeta 70’lerdeki ihracat konumun tam tersi ithalat rakamlarına ulaşıldı.
Pamuk ekonomi için önemli
Geniş kullanım alanına sahip olan pamuk, tarıma gelir ve ilgili sektörlerin katma değer ve istihdam yaratması açısından Türkiye ekonomisine katkı sağlıyor. Tekstil ve hazır giyim sanayinin ana ham maddesi olan pamuğun tohumu yağ sanayinde küspesi de hayvan yemi olarak kullanılıyor. Ayrıca, pamuk ülkemiz dış ticaretinin en önemli sektörleri olan tekstil ve hazır giyim sanayilerimizin hammadde de dışa bağımlılığını azaltıyor.
TÜİK 2023 verilerine göre sadece tekstil ürünleri ihracatı 13 milyar dolar oldu. Bu rakam Türkiye toplam ihracatının yüzde 5’ini teşkil ediyor.
Verim artarken ekiliş alanı düştü
1970 yılında 528 bin hektar alanda yetiştirilen pamuk 2023 yılında yüzde 10 azalarak 477 bin hektar alan geriledi. Aynı dönemde 1 milyon 40 bin ton olan üretim yüzde 102 artarak 2 milyon 100 bin tona çıktı. Dekara 197 kilogram olan verim aynı dönemde yüzde 223 artışla 440 kilograma yükseldi.
1974 yılında ekim alanı 838 bin hektarla en yükse üretim düzeyine, 2011 yılında ise 2 milyon 580 bin tonla en yüksek üretim düzeyine ulaşıldı.
Tüketimin yarıdan fazlası ithalatla karşılanıyor
Türkiye ekolojik olarak yurt içi pamuk talebini üretimle karşılama imkanına sahip olmasına rağmen tüketimin yarısı ithalatla karşılanıyor.
Türkiye’nin pamukta 1992 yılında başlayan net ithalatçı konumu sürüyor. 1992 yılında 134 bin ton lif pamuk ithalatı, Ulusal pamuk konseyi verilerine göre 7,6 kat artarak 2023 yılında 1 milyon 26 bin ton oldu. Bu ithalat için 1,6 milyar dolar döviz ödendi. Bu miktar toplam tarım ürünü ithalat değerinin yüzde 12’sini oluşturuyor.
2023 yılında yeterlilik oranı 52 oldu. Bu yılda tüketim 897 bin ton iken tüketim 1 milyon 734 bin ton olarak gerçekleşti.
Gümrük vergisi artırılamıyor ama diğer sorunlar çözülebilir
Pamukta daha fazla ithalatçı olmamak için üreticinin masraflarını karşılaması ve makul bir kar etmesi gerekiyor. Maliyetleri düşürücü olarak girdi fiyatlarının artmaması ve kullanım girdi etkinliğinin sağlanmasına yönelik tedbirler alınması önemli.
Pamuk veriminin artırılması maliyetleri düşürecek, kaliteli ürüne yönelmek ise üretici gelirlerinin artıracak.
Halihazırda kısır bir döngüye girmiş yurtiçi pamuk fiyatları düştüğünde desteklerin artırılması, pazarlamada alım kooperatiflerine önem verilmesi gerekiyor.