TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ''İçtüzük hükümleri, Türkiye'deki uygulamalar her şey ortadayken 'Bu Meclis'e darbedir' diye yapılan değerlendirmeler tamamen cahilce, manipülatif değerlendirmeler'' dedi.
Şentop, Milli Saraylar Saray Koleksiyonları Müzesi'nde düzenlenen "100. Yıl Perspektifiyle 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ve Milli Egemenlik Sempozyumu"nda konuştu.
Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun 1921'de o günün şartlarında hazırlandığını anlatan Şentop, prensip bazında ilham alınacak birçok şey olduğunu ancak bugüne yönelik düzenlemeler bağlamında somut verileri itibarıyla bundan çok istifade edilemeyeceği kanaatinde olduğunu söyledi. Türkiye'nin anayasalarla ilgili tartışmalarının hala devam ettiğini anlatan Şentop, "Belki Türkiye, tamamını milletin seçmiş olduğu serbest seçimlerle oluşmuş bir parlamentonun yapacağı anayasaya kadar bu tartışmaları da sürdürecek" dedi.
TBMM Başkanı Şentop, şöyle konuştu:
"Adı konmamış bir anayasa tartışması zaten yaşıyoruz. Hükümet sistemi bağlamındaki tartışmalar kimse adını söylemiyor ama esasen anayasa tartışmasıdır. Çünkü hükümet sistemi değişikliği yapmak, parlamenter sisteme geri dönmek, güçlendirilmiş parlamenter sistem, iyileştirilmiş parlamenter sistem, ne denirse densin buna geri dönmek bir anayasa değişikliği gerektiriyor. Bu bakımdan hükümet sistemi değişikliği öneren herkes bir anayasa tartışması yapıyor yürütüyor."
Güçlendirilmiş parlamenter sistemin yürütmenin güçlendirilmesi esasına dayandığını anlatan Şentop, yaşanan tartışmaları ''nasıl olursa olsun geriye dönelim bağlamında çıkarıp, yeni bir anayasa hedefiyle ileriye dönük tartışmaya dönüştürülmesi'' gerektiğini söyledi. Şentop, "Bütünüyle yeni bir anayasa yapılmasına yönelik tartışmayı Türkiye'de genişleterek desteklememiz lazım. Sadece birtakım slogan ve ilkeler düzeyinde bir tartışma, Türkiye'yi ileriye taşıma" dedi.
Sorumluluk Meclis Başkanı'nda
Güvenlik soruşturmasına ilişkin kanun teklifinin maddelerine geçilmesine yönelik oylama bağlamındaki tartışmalara da değinen Şentop, "Maddelere geçilme kararı alındı. Burada bunu değerlendiren bazı siyasetçiler, köşe yazarları, yapılanın yanlış olduğu yönünde çok ağır bir dille, zaman zaman 'Meclis'e darbe' falan gibi ifade ettiler. Bunların bütününün cehalet mahsulü değerlendirmeler olduğunu ifade etmek isterim" diye konuştu.
Meclis Başkanı'nın, Genel Kurul'un işleyişi ve yönetimiyle ilgili tek ve kendisine mahsus yetkisi olduğunu anlatan Şentop, başkanvekillerinin kendi nam ve hesaplarına değil, Meclis Başkanı adını genel kurul birleşimini yönettiklerini söyledi. Şentop, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla, bu yönetimin bütün hukuki sorumluluğu doğrusuyla yanlışıyla Meclis Başkanı'na racidir. Bu bakımdan Meclis Başkanı'nın bu yönetim sırasında bazı İçtüzüğe aykırı, hukuka aykırı işleyişler görmesi halinde buna müdahale etmesi, bu müdahalenin boyutları da değişebilir. Yöneten başkanvekilinin yerine bizzat kendisinin kürsüye çıkması, yönetmesi veya onun yerine başka bir başkan vekilini görevlendirmesi söz konusudur. Bu yetkilerin hepsi Meclis Başkanı'nda var. Meclis Başkanı'nın yaşanan olayla ilgili bir sorun, tartışma varsa buna müdahale etmesi, bu tartışma konusunda da bir kanaat belirtmesi tamamen iç tüzükten kaynaklanan bir yetki, hatta bir görevdir, sorumluluktur."
Mustafa Şentop, oylamayla ilgili İçtüzük maddelerinde yer alan düzenleme ve uygulamalar hakkında bilgi verdi. Şentop, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Bir oylama yapılmış, bununla ilgili itirazlar var. Bu nasıl çözülebilir? Şöyle çözülür: Meclis İçtüzüğü'nün 13. maddesinde bir hüküm var. Oylama ve seçimlerle ilgili önemli bir yanlışlık olduğuna dair bir iddia varsa, bu iddianın çözümüyle ilgili iki şey ortaya koyuyor İçtüzük: Ya o birleşimde, oturumu yöneten başkan bir usul tartışması açar, usul tartışması sonunda da oylamanın yenilenmesine veya yenilenmemesine karar verilir. Böylece konu bitmiş olur. İkinci yol ise şu; 'Birleşimden sonra Meclis Başkanlık Divanı'na bu önemli yanlışlıkla ile ilgili itirazda bulunulur. Bu itiraz üzerine Başkanlık Divanı toplanır ve nasıl bir yol izleneceğini belirler.' diyor. Bunların hepsi 13. maddenin içindeki düzenlemeler Başkanlık Divanı'nın yetkileriyle ilgili."
''Cahilce, manipülatif değerlendirmeler''
Tartışmalı oylamaya ilişkin görüntüleri Başkanlık Divanı toplantısında izlediklerini anlatan Şentop, ''Burada 13. maddeye göre bir yanlışlık olduğu belli" dedi. Meclis çalışmalarında usulünün konunun Başkanlık Divanı'nda görüşülmesini öngördüğünü belirten Şentop, şunları söyledi:
"Başkanlık Divanı idari bir mercidir. Yasamayla ilgili bir karar vermesi mümkün değil. Öneride bulunuyor Genel Kurul'a. Genel Kurul ise tekrar Başkanlık Divanı kararının doğru olup olmadığı yönünde oylama yapıyor. Bu oylama üzerine itiraz edilen oylamanın yenilenmesi yönünde bir karar veriliyor. Dün yapılan budur kanunla ilgili. Bir oylama yapılmıştır bunun önemli bir yanlışlık içerdiğine dair.''
Benzeri konularda Anayasa Mahkemesi yapılan başvurular olduğunu dile getiren Şentop, yapılan uygulamanın Anayasa'ya aykırı olmadığına ilişkin karar da bulunduğu söyledi. Şentop, şöyle konuştu:
"İçtüzük hükümleri, Türkiye'deki uygulamalar her şey ortadayken 'Bu Meclis'e darbedir' diye yapılan değerlendirmeler tamamen cahilce, manipülatif değerlendirmeler. Türkiye'de gerek siyaset gerek hukuk gerek Anayasa tartışmalarını yaparken aslında bu tartışmalara muhatap zihinlerin de olması lazım. Bu zihinlerin öncelikle bir kere sağlıklı değerlendirme yapabilir mahiyette zihinler olması, kötü ve kötü niyetli olmaması gerekir. Türkiye'de bu ortamın tesisi için de bildiğimiz doğruları anlatarak mücadele etmeye devam edeceğiz."
TBMM Başkanı Şentop, yeni dünya düzeninde Türkiye'nin kendisini yenilemesi gerektiğini ifade ederek, yapılan hükümet sistemi değişikliğinin de bu anlama geldiğini söyledi.