Gazeteciler, Medya Dayanışma Platformu'nda yer alan meslek örgütü temsilcileri Basın Kanunu'ndaki değişikliğin geri çekilmesini istediler. (Foto: Depo Photos)

Gazeteciler uyardı: "Bu yasa tüm toplumun özgürlüklerine engel"

Gazeteci meslek örgütleri TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlayacak Basın Kanunu değişikliğinin "Sadece gazetecilerin özgürlüklerine değil tüm toplumun özgürlüklerine engel oluşturacağını" ve geri çekilmesini istediler. 

Türkiye'nin değişik yerlerinden Ankara'ya gelen gazeteciler ve meslek örgütü temsilcileri, Ulus'taki Atatürk Anıtı önünde toplandılar. 

"Sansür yasasına hayır" sloganıyla yapılan ortak eylemde Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler derneği, Diploması Muhabirleri Derneği, DİSK Basın-İş, Gazetecilere Cemiyeti (Ankara) İzmir Gazeteciler Cemiyeti, KESK Haber-Sen Sendikası, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ve Türkiye Gazeteciler Sendika, sivil toplum örgütü temsilcileri ve gazeteciler yer aldı. 

Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliği ve Gazetecilikte Kadın Koalisyonu da destek eyleme destek verdi. 

CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ve Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağababa, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz ve KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ile bir grup milletvekili de destek için gelenler arasındaydı. 

"İçinde basın yok, baskı var"

Yapılan ortak açıklamada şunlara yer verildi:

"Türkiye Büyük Millet Meclisinde Basın Kanunu yenileniyor.  Adı Basın Kanunu ama içinde basın yok baskı var. Adı Basın Kanunu ama içinde gazeteciliği geliştirmek yok hapis cezası, kapatma, internet basınına ağır denetim ve basın kartı iptalleri var. 

Haftalarca Meclis’te iktidar ortaklarına ‘gazetecileri dinlemeden basın yasası yapılmaz’ dedik, öneriler verdik, itiraz ettik ama nafile. Tek bir cümlemizi bile dikkate almadılar. Bu nedenle ülkemizin en büyük basın meslek örgütleri olarak Türkiye’nin dört bir yanından buraya, milletin meclisine geldik. Yasayı geri çekin, basın yasalarını gazetecilere danışarak yapın diyoruz. 

'Keyfilik yaratacak'

Sanmayın ki bizler dezenformasyonun önlenmesini istemiyoruz. Ama bunun yolu yasadaki gibi hapis cezasından geçmez. Yargıtay Hâkimi de Adalet Komisyonunda açıkça uyararak, bu yasanın uygulama sırasında yargıda karmaşa ve keyfilik yaratacağını söylemiştir. Ama dinlemediler…

Yasada yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler vardır. Öyle ki Anadolu basını hiçe sayılmış, gözden çıkarılmıştır. Yaklaşık 1000 gazete, yaşam kaynakları olan resmi ilanları büyük oranda kesilerek, kapanmakla karşı karşıya bırakılacaktır. Basın ilanlarının dağıtımına ilişkin değişikliklerle yazılı basına kilit vurduracak olan düzenleme, meslektaşlarımızın özlük haklarında da hiçbir iyileştirme içermiyor. Bunları söyledik, anlattık, yazdık ama dinlemediler.

'Basın özgürlüğüne aykırı'

Bu yasa temel insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne aykırıdır. Yani Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa ile güvence altına alınan haklarımıza aykırıdır. Bu yönüyle sadece gazetecilerin özgürlüklerine değil tüm toplumun özgürlüklerine engeldir. 

Yanlış bilgiyi alenen yayma suçu oluşturup 3 yıl hapis cezası getiren bu yasa tüm toplumu yazmaktan, eleştirmekten, sosyal medyada mesaj paylaşmaktan alıkoyacaktır. Bu yasa toplumsal bir otosansür dalgası yaratacaktır. Bu nedenle sadece gazetecilerin sorunu değildir. 

Neden getiriliyor bu hapis cezası? Bu nasıl uygulanacak? Seçimlere bir yıldan az bir zaman kalmışken çıkarılan bu yasayla sağlıklı siyasi tartışma ortamı nasıl sağlanacak? Yargıtay’ın görüşündeki gibi uygulamada doğacak karmaşa ve keyfilik nasıl önlenecek? Bu soruları defalarca sorduk ama Meclis’te bizlere hiçbir yanıt verilemedi. 

İşte bu nedenlerle basın meslek örgütleri olarak, tünelden önceki son çıkışta buradayız. Atatürk Anıtı önünden hep beraber sesleniyoruz.  Bu yasada gazeteciler yok, gazetecilerin görüşleri yok, basın özgürlüğü yok diyoruz.  Bir kez daha bu yasada susturma, korkutma ve hapsetme var diyoruz.  Biz gazeteciler bu yasanın geri çekilmesini istiyoruz."