ABD ve İngiltere, Kızıldeniz'deki uluslararası deniz taşımacılığını tehdit eden Husi isyancılarına karşı gece boyunca operasyon düzenledi. (Foto: US Air Force)

KONULAR

ABD ve İngiltere'den Yemen'e operasyon

İsrail-Hamas çatışması, ABD ve İngiltere’nin, Gazze'deki Filistinlilerle "dayanışma" için Kızıldeniz'deki uluslararası deniz taşımacılığını tehdit eden ve saldıran bulunan Husi isyancılarına karşı gece boyunca saldırılar düzenlemesiyle Yemen'e sıçradı.

Filistinli Hamas ve Lübnanlı Hizbullah'ın da dahil olduğu, İran tarafından kurulan ve İsrail'e düşman silahlı hareketlerden oluşan "direniş eksen"nin bir üyesi olan bu isyancı grubun televizyon kanalına göre, bu saldırılar Husilerin kontrolündeki çeşitli şehirlerdeki askerî bölgeleri hedef aldı.

Başkent Sanaa ve liman kenti Hudeyda’nın yanı sıra Taez ve Saada da hedef alındı.

ABD Başkanı Joe Biden, Amerikan-İngiliz operasyonunun "Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik benzeri görülmemiş saldırılarına" doğrudan yanıt olarak "başarıyla" gerçekleştirildiğini söyledi ve özellikle uluslararası ticareti korumak için sürekli bir "savunma" eylemine atıfta bulundu.

İsrail-Hamas savaşının ardından Husiler kasım ortasından bu yana Kızıldeniz'de füze ve insansız hava aracı saldırılarını arttırarak birçok armatörü bölgeyi pas geçmeye zorladı ve böylece Avrupa ile Asya arasındaki nakliye maliyetlerini ve sürelerini arttırdı.

ABD, buna karşılık olarak, savaş gemilerini konuşlandırmış ve aralık ayında, dünya ticaretinin yüzde 12'sinin gerçekleştiği bu bölgedeki deniz trafiğini korumak için uluslararası bir koalisyon kurmuştu.

Bir süredir uyarılar yapılıyordu

Salı gününe kadar 18 insansız hava aracı ve üç füze üç Amerikan destroyeri, bir İngiliz gemisi ve Amerikan uçak gemisi Dwight D. Eisenhower'dan kalkan savaş uçakları tarafından düşürüldü.

İsrail-Hamas savaşının bölgesel tırmanışını durdurmaya çalışmak üzere bu hafta Orta Doğu turuna çıkan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Husilere bir uyarıda bulunmuş, BM Güvenlik Konseyi de saldırıların "derhal" durdurulmasını talep etmişti.

Ancak Perşembe günü Husiler Kızıldeniz'e bir gemisavar füzesi daha fırlattı ve müdahale söylentileri kontrolden çıktı. ABD ve Birleşik Krallık, bu sabah erken saatlerde, Husi mevzilerini vurdu ve Başkan Biden gerekirse "daha fazla eylem emri" vermekte "tereddüt etmeyeceği" uyarısında bulundu.

Biden, "Bu hedefli saldırılar, ABD ve ortaklarımızın askerlerimize yönelik saldırılara müsamaha göstermeyeceğinin ve düşman aktörlerin, dünyanın en önemli rotalarından birinde seyrüsefer özgürlüğünü tehlikeye atmasına izin vermeyeceğinin açık bir mesajıdır” dedi. 

ABD ordusuna göre, İran'a yakın olan ve Yemen'in büyük bir bölümünü kontrol eden Husiler, Arap yarımadasını Afrika'dan ayıran stratejik Bab ül-Mendeb boğazı yakınlarında 19 Kasım'dan bu yana 27 füze ve insansız hava aracı saldırısı yaptı.

Husiler, İsrail'le bağlantılı olduğundan şüphelendikleri ticarî gemileri hedef aldığını ve İsrail ile bölgeyi yöneten Hamas arasında yıkıcı bir savaşa sahne olan Gazze Şeridiyle dayanışma içinde olduklarını belirtiyor.

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak "Uluslararası toplumun defalarca uyarmasına rağmen Husiler Kızıldeniz'de saldırılar düzenlemeye devam etti (...) Bu nedenle meşru müdafaa kapsamında sınırlı, gerekli ve orantılı bir eylemde bulunduk" dedi.

Uçaklar ve füzeler

Amerikan medyasına göre, saldırılar savaş uçakları ve Tomahawk füzeleri kullanılarak yapıldı. Washington, Avustralya, Kanada, Hollanda ve Bahreyn'den de destek aldığını bildirdi. Londra ise Husilerin insansız hava araçlarını "fırlattığı" Bani ve Abbas mevkilerini lazer güdümlü bombalarla vurmak üzere dört Typhoon FGR4 savaş uçağı görevlendirdiğini açıkladı.

Husilerin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin El-Ezzi, "Ülkemiz Amerikan ve İngiliz gemilerinin, denizaltılarının ve uçaklarının büyük bir saldırısıyla karşı karşıya" diyerek tepki gösterdi.

El-Ezzi, "ABD ve İngiltere ağır bir bedel ödemeye ve bu saldırganlığın ağır sonuçlarına katlanmaya hazır olmalıdır" tehdidinde bulundu.

Bir başka Husi sözcüsü Muhammed Abdüsselam da X hesabından "Yemen'e yönelik bu saldırının hiçbir haklı gerekçesi yoktur, zira Kızıldeniz'deki uluslararası deniz taşımacılığına yönelik bir tehdit söz konusu değildir (...) ve hedef İsrail gemileri ya da işgal altındaki Filistin'deki limanlara giden gemilerdi ve öyle kalacaktır" diye yazdı.

İsyancı lider Abdül Malik el Husi, dün Kızıldeniz'deki herhangi bir Amerikan saldırısına salı günkü ağır operasyondan daha "büyük" operasyonlarla misilleme yapma tehdidinde bulunmuştu.

Suudî Arabistan, gece saatlerinde yaptığı açıklamada, komşu Yemen'deki gelişmeleri "büyük bir endişe" ile takip ettiğini belirterek, "itidal ve gerilimin tırmanmasından kaçınma" çağrısında bulundu.

Rusya Güvenlik Konseyini toplantıya çağırdı

Rusya'nın BM Daimi Temsilciliği, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e düzenlediği hava saldırıları sonrası BM Güvenlik Konseyini (BMGK) bugün acil toplantıya çağırdığını açıkladı.

Rusya'nın BM Daimi Temsilciliğinin Telegram hesabından yapılan açıklamada, "Rusya, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırıları nedeniyle BMGK'nın 12 Ocak'ta acilen toplanmasını talep etti" dendi. Rusya'nın acil toplantının bugün yerel saatle 18.00'de yapılmasını talep ettiği belirtiliyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova da ABD ve İngiltere'nin Yemen'e düzenledikleri saldırılarla BMGK kararlarından bir kez daha saptığını bildirdi.

Telegram hesabından açıklama yapan Zaharova, "ABD'nin Yemen'deki saldırıları, Anglosaksonların BMGK kararlarından sapmalarının ve kendi yıkıcı amaçları uğruna bölgedeki durumu tırmandırmak için uluslararası hukuku tamamen hiçe saymalarının bir başka örneği teşkil ediyor" dedi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, ABD ve İngiliz savaş uçaklarının Yemen'e düzenlediği hava saldırısını kınadı.

Husiler: "Ağır bedel ödeteceğiz"

Yemen'in kuzey ve orta kesiminde iktidarı elinde bulunduran Husiler, ABD ve İngiltere'nin hava saldırıları nedeniyle bu iki ülkeye ağır bedel ödeteceklerini bildirdi.

Ensarullah (Husiler) hükümetinin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin el-Ezzi, "Ülkemiz, Amerikan ve İngiliz gemilerinden, denizaltılarından ve savaş uçaklarından büyük bir saldırıya maruz kaldı. Hiç şüphe yok ki, ABD ve İngiltere bu bariz saldırganlığın ağır bedelini ödemeye ve tüm korkunç sonuçlarına katlanmaya hazırlanmak zorunda kalacak" dedi.

23 hava saldırısı 

Sputnik'e konuşan Yemenli yetkililer, ABD ve İngiltere'nin Sana, Hudeyda, Taez ve Saada kentlerindeki tesislere 23 hava saldırısı düzenlediğini söyledi.

Yetkililer, "Savaş uçakları, Sanaa Uluslararası Havaalanı ve yanındaki Ad-Dleimi hava üssüne dört saldırı düzenledi. Sekiz hava saldırısıyla havaalanı ve Hudeyda Limanı yakınındaki El Katib bölgesinde bulunan Ensarullah grubunun kışlaları ile Hudeyda'nın doğusundaki Husilere ait kamp vuruldu" dedi.

Taez’den bir kaynak, 22’nci mekanize tugayın Taez şehrinin El-Cand bölgesindeki kampına ve Taez şehrinin doğusundaki El-Havban bölgesinde bulunan havaalanına sekiz saldırı düzenlendiğini aktardı.

Husilerin kalesi olarak kabul edilen Yemen'in kuzeyindeki Saada şehrinin yerel yönetiminden bir kaynak da, Saada’nın doğusundaki Kahlan askerî kampının bombalandığını kaydetti.

“İsrail gemilerini hedef almaya devam edeceğiz”

Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdüsselam, X sosyal medya platformundan yaptığı yazılı açıklamada, "Yemen Cumhuriyeti, İsrail'i korumak ve Yemen'in Gazze'ye destek operasyonlarını durdurmak için yapılan alçak bir Amerikan-İngiliz saldırısına maruz kaldı. Bu hain saldırganlıkla aptallık ettiler" dedi.

Filistin ve Gazze'ye desteklerinin süreceğine dikkati çeken Abdüsselam, "Yemen'i, Filistin'e ve Gazze'ye destek vermekten caydıracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Yemen, dinî ve insanî duruşunu sürdürerek elinden gelen her şeyle Gazze'nin yanında duracaktır. Bu saldırılar Yemen'in sağlamlığını ve gücünü daha da artıracaktır" diye ekledi.

“Denizciliği tehlikeye atmıyoruz”

Abdüsselam, İsrail gemilerini hedef almak dışında uluslararası denizciliğe herhangi bir tehdit teşkil etmediklerini ve ABD-İngiliz saldırılarının hiçbir haklı gerekçesi olmadığını kaydetti. 

Yetkili, "Yemen'e yönelik bu saldırıların kesinlikle hiçbir haklı gerekçesi yok. Kızıldeniz ve Umman Denizi'nde uluslararası seyrüsefere yönelik bir tehdit yoktu. İsrail gemileri veya işgal altındaki Filistin limanlarına giden gemilerinden başka hedef alınan yoktu, bunlar hedef alınmaya da devam edilecek" diye konuştu.