Erdoğan, 28 Şubat davasından mahkum emekli generaller Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin kalan cezaları kaldırdı. (Foto: Depo Photos / Arşiv)

KONULAR

Erdoğan, 28 Şubat davası mahkumlarının cezalarını kaldırdı

28 Şubat davasından hapse mahkum edilen, aralarında emekli generaller Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın da aralarında bulundu bulunduğu 14 kişinin kalan cezaları kaldırıldı. 

Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararlar Resmi Gazete’de yayımlandı. 

Kalan cezalarının kaldırılma gerekçesi olarak Adli Tıp Kurumu’nun “kocama hali” ve “sürekli hastalık hali” raporları gösterildi. 

Aralarında 28 Şubat davası hükümlüsü yedi kişinin de bulunduğu cezaları kaldırılan isimler şöyle: 

-28 Şubat davası mahkumları Fevzi Türkeri (dönemin Jandarma Genel Komutanı), Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak (dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri), Çevik Bir (dönemin Genelkurmay 2. Başkanı), Çetin Doğan (dönemin 1. Ordu Komutanı) ve Aydan Erol.

Cezaları kaldırılanlar arasıda adam öldürme ve terör suçlarından cezaevinde bulunan yedi mahkum daha bulunuyor.

İki kişinin cezası daha önce kaldırılmıştı

28 Şubat davası sanıklarından ikisinin cezası daha önce kaldırılmıştı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan 87 yaşındaki İlhan Kılıç ve 75 yaşındaki Kenan Deniz'in cezalarının Adli Tıp Kurumunun "kocama hali" raporu nedeniyle kaldırmıştı. Konuya ilişkin karar 26 Ocak 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. 

Özel: ‘Gecikmiş ama doğru bir karar’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İleri derecede hastalıkları bulunan hükümlü generaller Çetin Doğan, Çevik Bir, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak ve Erol Özkasnak'ın cezalarının kaldırılma kararları gecikmiş ama doğru bir adımdır. Ailelerinin gözü aydın” dedi. 

İleri derecede yaşlılık ve hastalık teşhisi bulunan hükümlü generallerin durumu, Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’I ziyaretinde gündeme gelen konulardan biriydi. 

28 Şubat: 'Postmodern darbe'

“Post modern” darbe olarak nitelenen 28 Şubat sürecinde, Refah Partisi (RP) ile Doğruyol Partisi (DYP) koalisyonu sona erdi. 

“Balans ayarı” yapmaya çalışan generaller 11 yıl sonra dönemin generalleri mahkemeye çıkarıldı ve 6 yıl süren davada müebbet hapse mahkum oldular. 

Türkiye'de 28 Haziran 1996'da RP-DYP (RefahYol) Necmettin Erbakan başbakanlığında kurduğu koalisyon hükümeti gerginliğin artmasına neden oldu.

Erbakan'ın 6 Ekim'de Libya'ya yaptığı ziyaret sırasında Muammer Kaddafi'nin Türkiye'ye yönelik sert sözlerine sessiz kalması eleştirildi.

3 Kasım'daki Susurluk kazasının ortaya çıkardıkları da "Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık" eylemlerini tetikledi.

Ayrıca, Erbakan'ın 11 Ocak 1997'de tarikat şeyhlerine resmi konutunda iftar yemeği vermesi, 31 Ocak'ta Sincan Belediyesi'nin düzenlediği ve cihat oyununun oynandığı Kudüs Gecesi, ardından Aczimendilerin Ankara'da bir başka grubun da İstanbul'da "şeriat isteriz" sloganlarıyla düzenlediği eylemler Türkiye'nin laik yapısıyla ilgili endişelerin artmasına yol açtı.

28 Şubat 1997 tarihindeki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı bu koşullar altında yapıldı.

MGK'da kritik kararlar

Yaklaşık 9 saat süren toplantıda, MGK bildirisinde laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgulanırken, hükümetten aralarında 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmesi, tarikatlara bağlı okulların Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmesi, Kuran kurslarının denetlenmesi ve kılık-kıyafet kanunun uyulmasını da içeren bir dizi eylemi hayata geçirmesi istendi.

Bu toplantıdan birkaç ay sonra RP hakkında "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu" gerekçesiyle kapatma davası açıldı.

Bu dönemde Genelkurmay Karargahı'na davet edilen gazetecilere, yargı mensuplarına ve üst düzey bürokratlara komuta kademesi tarafından "irtica tehdidine karşı brifingler" verildi.

Daha sonraki yıllarda, bu dönemde Genelkurmay bünyesinde Batı Çalışma Grubu adı altında bir yapı oluşturulduğu ve birçok kişi, kurum ve olay hakkında kayıtlar tutulduğu ortaya çıktı.

Haziran ayında koalisyon ortağı DYP lideri Tansu Çiller, tansiyonu düşürmek adına, Erbakan'ın istifa etmesini ve kendisinin başbakan olmasını önerdi. Bu öneriyi kabul eden Erbakan, istifasını sundu.

Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümeti kurma görevini Çiller'e değil, Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi. Haziran ayı sonunda da Yılmaz, Bülent Ecevit'in lideri olduğu Demokratik Sol Parti (DSP) ve Hüsamettin Cindoruk'un liderliğindeki Demokratik Türkiye Partisi (DTP) ile ANASOL-D koalisyonunu kurdu.

'Balans ayarı'

Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgenaral Çevik Bir, o dönem Sincan'dan tankların geçmesiyle ilgili olarak "Demokrasiye balans ayarı" demiş, Karadayı'dan sonra göreve gelen Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu da "28 Şubat, 1000 yıl sürecek" diye konuşmuştu.

Türkiye'de 1997 yılında yaşananlar bazıları için ordunun doğrudan siyasete müdahalesi, bir başka kesim için ise laikliğin kurtarılması için yapılmış gerekli bir hamle olarak niteleniyor.  

28 Şubat davası 6 yıl sürdü 

13 Nisan 2018'de Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, yaklaşık 6 yıldır süren 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı.

RP’nin bir yıl sonraki genel seçimlerde en fazla oyu alması ve koalisyon hükümetinde büyük ortak olması üzerine askeri müdahale düşüncesine sahip bu yapılanmanın parti ve halk üzerinde psikolojik harekat yürüttüğü kaydedilen iddianamede, Batı Çalışma Grubu (BÇG) adıyla faaliyet yürüten yapılanmanın, 28 Şubat kararlarının alınmasını sağladığına yer verildi.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile Çevik Bir, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan ve YÖK’ün eski Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün de aralarında bulunduğu 21 sanık müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

28 Şubat davasında Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Dizdar, Çetin Saner, Erdoğan Öznal, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılıç, Hayri Bülent Alpkaya, Hikmet Köksal, İdris Koralp, Kenan Deniz, Muhittin Erdal Şenel, Vural Avar ve Yıldırım Türkeri de müebbet hapis cezasına çarptırılanlar arasındaydı. 

Duruşmaların ardından, 68 kişinin ise beraatine karar verildi. Beraat eden sanıklar arasında Engin Alan, Ergin Celasin, Erdal Ceylanoğlu ve Celalettin Bacanlı bulunuyor.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın gerekçeli kararını ise 3 Temmuz 2018'de açıkladı. Gerekçeli kararda, Çevik Bir'in, BÇG'nin faaliyetleri ve sonrasında 54. Hükümet'in istifa ettirilmesiyle sonuçlanan sürece ilişkin "postmodern darbe" sözünü bizzat kullandı.

Ölenlerin dosyaları düştü

Dosya üzerindeki incelemesini 22 Haziran 2020'de tamamlayan daire, yerel mahkemenin dosyayı karara bağladığı 13 Nisan 2018'den sonra ölen ve yargılama sonucunda müebbet hapse mahkum edilen sanıklar İsmail Hakkı Karadayı ile Çetin Dizdar ve Hikmet Köksal, yargılama sonucunda beraat eden sanıklar Ahmet Atalay Efeer, İzzettin Gürdal ve Hamza Özaltın yönünden hükmü düzelterek, bu sanıklar hakkındaki kamu davasını ölüm nedeniyle düşürdü.

65 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek" suçundan beraatına karar veren Daire, 10 sanık hakkındaki kamu davasının ise zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen hükmü de hukuka uygun buldu.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin yargılama devam ederken ölen sanıklar Teoman Koman, Eser Şahan, Salih Eryiğit ve Tevfik Özkılıç hakkındaki kamu davasının düşürülmesine yönelik istinaf istemlerini de yerinde görmeyen daire, bu sanıklar yönünden istinaf istemlerini esastan reddetti.

Daha sonraki süreçte, Temmuz 2021’de 14 sanığın müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Sanıklar Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Doğan, Çetin Saner, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılınç, İdris Koralp, İlhan Kılıç, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yıldırım Türker hakkında, müebbet hapis cezalarının onanmasının ardından 19 Ağustos'ta yakalama kararı çıkartıldı. Hükümlüler cezaevine konulurken, rütbelerinin sökülmesi için Genelkurmay Başkanlığı’na yazı gönderildi. 

Yargıtay’da Karadayı hakkındaki dava, ölümü nedeniyle düşürüldü. Erdoğan Öznal, Halil Kemal Gürüz, Bülent Alpkaya ve Muhittin Erdal Şenel'in müebbet hapis cezaları ise bozuldu. Bu isimlerin suça yardımdan yargılanmalarına karar verildi.