Rio 2016'nın dört  altın madalya kazanan jimnastikçi Simone Biles, kulplu beygirde bir hareketi yapamayınca kadınlar takım yarışmasından çekildi. (Foto: Depo Photos)

Tokyo 2020: Madalya kazanmak iyi de...Ya bedeli?

 2016 Rio Olimpiyatlarında dört  altın madalya kazanan ve GOAT (Greatest ol all times / Tüm zamanların en büyüğü) olarak nitelendirilen Amerikalı jimnastikçi Simone Biles, dün kulplu beygirde bir hareketi yapamayınca Tokyo Olimpiyatları kadınlar takım yarışmasından ve bireysel finallerden çekildiğini açıkladı.

Fiziki olarak iyi görünen Biles, “kafasındaki şeytanlara karşı mücadele verdiğini” söyledi. Biles, bir gün önce de, Instagram hesabından “Dünyanın bütün yükünü omuzlarında hissettiğini” yazmıştı.

Daha önce ayak parmakları kırık olduğu halde şampiyonluk kazanmış olan Simone Biles’ın, kendisinin formu yüzde 100 olmadığı halde gümüş madalya kazanmayı başaran takım arkadaşlarını batırmamak için yerini bir başka sporcuya bıraktığı ya da sakatlanmaktan çekindiği için böyle bir tercih yaptığı düşünülüyor.

ABD’de bazı çevreler, Biles’ın tavrına karşı sesini yükseltirken yeni neslin atletlerinin çok “hassas” olduğu görüşünü ortaya attı ve 1996 yılında jimnastikçi Kerri Strug’ın bileğinin sakat olmasına rağmen altın madalyayı kazanmış olmasını örnek gösterdi.

Amerikan siyahî toplumu ise Naomi Osaka’nın Rolland-Garros turnuvasından çekilmesinden iki ay sonra da Biles’ın akıl sağlığını korumak amacıyla böyle bir karar alması memnuniyetle karşılandı.

Michael Phelps, Ian Thorpe, Andrés Iniesta, Mark Cavendish, DeMar DeRozan gibi sporun büyük isimleri, spor hayatları sırasında zaman zaman depresyon ve anksiyeteden sıkıntı çektiklerini açıklamışlardı.

Bazıları mücadeleyi kaybetti 

Rio 2016 Olimpiyatlarında Kadınlar Bisiklet takip yarışında altın madalya kazanmış olan ve 2019’da intihar eden Amerikalı Kelly Catlin ya da 2009’da kendi hayatına son veren Alman futbolcusu kaleci Robert Enke gibi bazıları da kendi kendilerine karşı verdikleri mücadelenin kaybedenleri oldu. 

2007 yılında kaleme aldığı kendi hayatını anlatan “Ruhumdaki Yaralar”la Kasım 2020’de aniden ölen Fransız rugby oyuncusu ve antrenörü Christophe Dominici’yi unutmak ne mümkün! Polis, soruşturma sonunda ölüm nedeninin intihar olduğu sonucuna vardı.

Zayıflık?

Sporcular, akıl ve zihin sağlığından söz edilmesini uzun süre zayıflığın itirafı olarak algıladı. Bu algının, özellikle siyahî sporcularda daha güçlü olduğu gözleniyor.

ABD Temsilciler Meclisi üyesi siyahî Cori Bush, sosyal medya hesabından “Ben Simone Blies’ı destekliyorum. Ben Naomi Osaka’yı destekliyorum” diye yazdı.

Netflix’in siyahî yapımcıları destekleyen “Strong Black Lead” Twitter hesabından yapılan açıklamada da “Genellikle siyahi kadınların kendi akıl sağlığı ve iyi olması pahasına engelleri aşması istenir” denildi.

Bir polis memuru tarafından boğazına basılarak öldürülen George Floyd’un ailesinin avukatı Ben Crump da, Twitter hesabı üzerinden verdiği mesajda, “Simone Biles, Naomi Osaka ve Raven Saunders, akıl sağlıklarını korumak için verdikleri mücadeleden açıkça söz ediyorlar. Kendi hikâyelerini paylaşarak, bu tabuyla mücadeleye yardımcı oluyorlar. Onların bu cesaretinin gelecek kuşaklara olumlu etki yapacağına eminim” dedi

Geçmişi derinlerde

Amerikalı siyahî psikiyatr Christine Crawford, “Son zamanlarda siyah toplumun büyük bir bölümünün mesleğine olan bu güvensizliğinin kökenini” açıkladı. Ona göre, iyi bir sağlık sigortasına erişim de dahil olmak üzere, çok sayıda sosyo-ekonomik unsur rol oynuyor. Ama işin aslı, kölelik dönemine kadar uzanıyor ve tıp camiasında o zamanlarda yaygın olan, “siyahî kölelerin düşük zekâlı olmaları nedeniyle depresyona girmeyecekleri” inancına dayanıyor. Günümüzde çok sayıda siyahî Amerikalı, ruhsal sıkıntıları hâlâ zayıflık olarak algılıyor ve tıp camiasından yardım almak yerine din adamlarının tavsiyelerinden medet umuyor.

“Uzaydan gelmedik”

Akrobatik hareketleriyle yer çekimine meydan okuduğu kabul edilen Simone Biles, yakın zamanlarda düzenlediği bir basın toplantısında, sporcuların uzaydan gelen yaratıklar olmadığını söylemiş ve “Biz de insanız. Biz de bu dünyadanız. Herkesin sadece bizden beklediğini yapmak yerine bedenimiz ve ruhumuzu korumalıyız” demişti.

Simone Blies, New York Times gazetesinin bu hafta yayımlanan “Simone Blies ya da Mükemmel Olmanın Yükü” başlıklı makalesinde, yine Olimpiyat beklentilerinin kendi omuzlarına yük olarak binmesinden söz etti. Yani hayranlarının, Federasyonun ve kendisinin beklentilerinin oluşturduğu yükten…

Blies, New York Times’a, Federasyonun Kansas’ta yapılan ABD Jimnastik Şampiyonasında, kendisini ve diğer sporcuları takım doktoru Larry Nassar’ın cinsel saldırılarından koruyamadığını ve bu olaydan sonra 2018’de depresyona maruz kaldığını açıkça anlattı. Blies, son yıllarda en sevinçli anlarını “jimnastik salonları dışında” yaşadığın belirtti.

ABD Jimnastik takımının doktoru Larry Nassar, 150'den fazla kız çocuğa ve kadına cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle ocak 2018’de 175 yıla varan hapis cezasına çarptırılmıştı.

Yarın takımda yok

Amerikan Jimnastik Federasyonu bugün, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Blies’ın yarın yapılacak yarışta olmayacağı belirtti.

Amerikalı jimnastikçi gelecek hafta yarışlara katılacak mı? Denge aleti, yer hareketleri, bar ve atlama beygirinde de finale kalan Blies, durumu “günü gününe” değerlendireceğini  söyledi. 

Kim bilir? Simone Blies belki o zamana kadar, sağ köprücük kemiğinde dövmesi olan Afrikalı-Amerikalı şair Maya Angellou'nun sözlerinden ilham alır: “Ben yine de yükseliyorum.''