Orban’dan arabuluculuk atağı
Macaristan Başbakanı ve AB Dönem Başkanı Viktor Orban, başlattığı barış diplomasisi kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesine yönelik eleştirilere, “Bu tür davranışlara alışık olunmadığını anlıyorum” tepkisini gösterdi.
Orban, Putin ile yaptığı görüşmenin ardından uçakla Azerbaycan’a giderken İsviçre'de yayınlanan Weltwoche gazetesinin genel yayın yönetmeni Roger Köppel’in sorularını yanıtladı.
Orban, oradan Çin’e geçecek ve bugün Pekin’de görüşmeler yapacak. Kulislere yansıyan bilgi oradan Türkiye’ye geleceği yönünde.
444.hu portalında yer alan habere göre, Orban önce Kiev'de Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'yi ziyaret etti. Ardından Dışişleri Bakanına (Szijjarto) gizli bir mesaj göndererek iki gün sonra Putin ile görüşmeyi organize etmeye başladı.
Bu gizli tutuldu, çünkü tüm iletişim "diğer büyükler" tarafından izlendiği kaygısı vardı. Macar uçağı Polonyalılardan hava sahalarını kullanmak için izin istediğinde ziyaret sızdırıldı.
Putin’e yöneltilen sorular
Orban, görüşmede neler konuşulduğu konusunda Putin'e üç soru sorduğunu söyledi:
-Putin masada olan Ukrayna/Batı barış planı ve Çin barış planı hakkında ne düşünüyor? Orban'a göre Putin'in buna cevabı, “gerçek müzakerelerin her iki tarafın da katılımı olmadan başlayamayacağı, dolayısıyla Putin olmadan ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir şey ifade etmeyeceği” şeklinde oldu. Orbán, "Bu arada bu oldukça mantıklı" diye belirtiyor. Putin, ayrıca Ukrayna'nın Nisan 2022 önerilerine zaten net bir yanıt verdiğini ve bu yanıt belgesinde yazdıklarının hala geçerli olduğunu söyledi.
-Putin önce ateşkes sonra müzakere için ne kadar şans görüyor? Putin iyimser olmadığını söyledi. Orban, Zelenski'nin de aynı şeyi söylediğini, ateşkesin Ukrayna'ya karşı kullanılacağından bahsettiğini, ancak Putin'in bunun Rusya'ya karşı kullanılacağını söylediğini belirtti. Bunun üzerine, Orban, Putin'e anlayışla karşıladığını, ancak bunu bir daha düşünmesini, bir kenara atmamasını, çünkü her dakika genç insanların öldüğünü söyledi.
-Üçüncü soru Putin'in savaş sonrasında Avrupa'nın güvenlik mimarisi ve yapısının nasıl olacağına dair bir vizyonu ya da planı olup olmadığıydı. Putin ayrıntılı bir planları olduğunu söyledi ve "Rusya ile AB ve Batı arasındaki ilişkiyi nasıl hayal ettiğimizi biliyoruz, ancak bunun hakkında konuşmak için henüz çok erken" dedi.
Orban da görüşmenin üç saat sürdüğünü ve Putin'in daha fazla konuştuğunu söyledi.
AB’den gelen eleştiriler
Orban, Batı'nın eylemleri hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, şunları söyledi:
"Beyler, AB Başkanının bu tür davranışlarına alışık olmadığınızı anlıyorum. Böyle bir şey yapan son kişi Rusya-Gürcistan savaşı sırasında Gürcistan'a giden Nicolas Sarkozy idi. O siyasi liderlik, siyasi başkanlık yaptı.
Eğer olaya bürokratik bir gözle bakarsak hiçbir şey olmaz. Barış bürokratlar tarafından yapılamaz. Memurlar faydalıdır, AB liderleri bürokraside iyidir ama bu yeterli değildir."
Orban anlaşılması gereken ilk şeyin barışın kendiliğinden gelmeyeceği, bunun için çalışmamız gerektiği olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Eğer bunun için çalışmazsanız, bu gerçekleşmeyecektir. Sonra da bir şey yapacaksanız bunun bürokratik olamayacağını, siyasi olması gerektiğini anlamalısınız. Barışa giden en kısa yolu sadece siyasi liderler bulabilir.
İlk adım diplomatik ilişkileri ve iletişim kanallarını yeniden açmaktır. Bugün olan da budur. Dolayısıyla bu ileriye doğru atılmış önemli bir adımdır."
Orban, Putin ile görüşmesini “AB adına temas ve kanalların açılması” olarak yorumladı.
“Tepkilere hazırlıklıyım”
Orban barışı örgütlemenin “bir Hıristiyan eylemi olduğunu” belirterek, şunları söyledi:
“Bunu siyasi açıdan başarmaya çalışırsanız, gittikçe daha bürokratik, daha karmaşık hale gelir. Ancak ahlaki bir bakış açısıyla hareket etmeye çalışırsanız, kendinizi manevi olarak hazırlamanız gerekir. Ben de öyle yaptım.
Batı'dan gelecek olumsuz tepkilere hazırlıklıydım. Ancak bu yolun ve görevin artık bu olduğuna ikna oldum. Çünkü Kiev ve Moskova ile konuşabilecek tek Batılı lider benim."
Ancak bunun kişisel bir başarı olarak görülmemesi gerektiğini, çünkü bunun büyük bir hata olacağını belirten Orban, şunları kaydetti:
"Önemli olan barıştır. Bu röportaj yapılırken cephede gençler ölüyor. Çocuklar babasız kalıyor. Bunu acısını kalbinin derinliklerinde hissediyorum. Benim motivasyonum bu. Brüksel'de siyasi olarak ödemem gereken bedel ne olursa olsun, yine de bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Çünkü AB'nin dönem başkanı olarak özel bir konumdayım ve herkesle konuşma fırsatına sahibim.”
Orban ve Putin
İkili ilk kez 2009 yılında, Orban henüz muhalefetteyken bir araya geldi. Petersburg'da Putin'i ziyaret etmiş ve gelecekte nasıl işbirliği yapabileceklerini görüşmek üzere bir kütüphanede buluşmuşlardı. İki ülke arasındaki karmaşık tarihsel ilişki gözönüne alındığında bu hiç de kolay bir iş değildi.
Orban, “bir imparatorluğu yöneten bir adamla görüşmenin özel bir duygu olduğunu, ancak daha önce 14 kez görüştüklerini, dolayısıyla bu görüşmenin yeni bir şey olmadığını” söyledi.
Orban, Putin'in "yüzde 100'den fazla" rasyonel bir adam olduğunu ifade etti ve ekledi: “Müzakere ettiğinde, pozisyonunu açıklamaya başladığında, bir teklifte bulunduğunda. Macarca nasıl söyleriz: Soğukkanlı biri. Dikkatli, kesin ve disiplinli. Onun entelektüel ve siyasi seviyesini korumak istiyorsanız müzakere etmek ve buna hazırlanmak zorlu bir iştir.”
Orban, “Putin'in dostu olduğu” yönündeki eleştirilerle ilgili olarak, “Her şeyden önce Macarların ve barışın dostu olduğunu ve bu nedenle Putin ile müzakere ettiğini” söylüyor.
Bir sonraki sürprizinin Pazartesi sabahı olacağını söyleyen Orban, ayrıca gelecek hafta da benzer bir sürpriz görüşme yapacağının ipuçlarını verdi.
Orban bu kez Çin’de
Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek için arabuluculuğa soyunan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, görüşmelerde bulunmak üzere Çin’e gitti.
Viktor Orban, Kiev ve Moskova'nın ardından barış misyonunun üçüncü durağı olan Pekin'e gece saatlerinde ulaştı. Orban, savaşın taraflarını ziyaretinin ardından önce Azerbaycan’a gitti, oradan da Çin'e doğru yola çıktı.
Viktor Orban, 1 Temmuz'da AB'nin başkanlığını altı aylığına devraldı. Bu kapsamda AB yetkisiyle ne ölçüde müzakere yaptığı sorgulanabilir. Zira AB yönetimi u davranışından hiç memnun görünmüyor.
“Asla savaştan yana değiliz”
Orban, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldiği Pekin'de yaptığı açıklamada, Çin'in dünyada barışı savunmasının Macarlar için önemli olduğunu söyledi.
Başbakan, Macarların 2,5 yıldır savaşın gölgesinde yaşadığını hatırlatarak, “Macar barışsever halk. Barış, denge ve uyum için çabalıyor. Bu nedenle biz her zaman barıştan yanayız, asla savaştan yana değiliz" dedi.
Çin'in dünyada savaş değil barış için baskı yapmasının "bizim için büyük önem taşıdığını" ifade etti.
Şi’nin iki ay önce Macaristan'ı ziyaret ettiğini hatırlatatan Orban, toplantının o dönemde tarihi öneme sahip olduğunu söyledi. Ciddi anlaşmalar yapıldığını, ancak daha da önemlisi, iki halk arasındaki dostluğun birkaç nesil boyunca kurulduğunu, çünkü Xi Jinping'in ziyaretinin ikna edici ve samimi olduğunu, bunun da Macar halkına Çin'in Macaristan'a olan iyi niyetini ve saygısını kanıtladığını kaydetti.