Zelenski, AB Konseyinin karşısına 'agresif ve kararlı' olarak çıktı. Anlattığı 'zafer planı' AB'nin birçok kırmızı çizgisini çiğniyor. (Foto: Charles Michel ve Zelenski / Telegram)

Zelenski’nin ‘zafer planı’ AB'nin kırmızı çizgilerini çiğniyor

Avrupa Birliği Konseyinin karşısına dün agresif ve kararlı bir Ukrayna Devlet başkanı çıktı. Volodimir Zelenski, yalvarmaya değil, zaferle çıkmayı planladığı bir savaşın temposunu belirlemeyi öngören “zafer planını” anlattı.

Zelenski’nin Avrupa Birliği üyesi 27 devlet ve hükümet başkanına sunduğu beş maddelik "zafer planı" hiçbir belirsizliğe yer bırakmıyor: Ukrayna kazanmak ve hızla kazanmak istiyor. Neredeyse iki yıl sekiz ay süren savaşın ardından... 

Bu planın ilk maddesi, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Ukrayna'nın NATO üyeliğiyle ilgili. Zelenski "İttifaka katılmak için açık ve hızlı bir davete ihtiyacımız var" diye ısrar ediyor. Almanya'nın başını çektiği bazı müttefiklerin dudak bükmesine neden olan bir talep bu! 

Olaf Scholz'un tutumu sorulduğunda Ukrayna Cumhurbaşkanı diplomatik tavrını sürdürdü: "Hiçbir zaman hayır demedi, hiçbir zaman da evet demedi. Sabah erken saatlerde Almanya Şansölyesi, Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın planını "dikkatle" dinleyeceğini söyledi ve Almanya'nın Ukrayna'yı ve toprak bütünlüğü hakkını destekleyen tutumunu yineledi. 

Finlandiya'dan Petteri Orpo ve Polonya’dan Donald Tusk da bu temkinli çizgiye sadık kaldı: önce dinle, düşün ve sonra karar ver!

Belçikalı Alexander De Croo gibi diğer liderler de Ukrayna'nın NATO'ya katılmasından yana, ancak bunun bir ön koşulu var: savaşan taraflar arasında barışın yeniden tesis edilmesi. 

İsveçli Ulf Kristersson Ukrayna'nın AB ve NATO'ya katılma isteğinin "gerçekçi ve önemli" noktalardan biri olduğunu söylerken, Hollandalı Dick Schoof, Avrupalılar ve NATO üyeleri arasında ortak bir tepki oluşmasını beklemenin ihtiyatlı olacağını düşündü. 

Danimarkalı Mette Frederiksen ise Ukrayna'nın "güvenlik garantisi" olarak NATO'ya üye olması fikrini destekledi.

Zelenski planının ikinci bölümü, Batı silahlarının Rusya topraklarındaki hedeflere karşı kullanılmasıyla ilgili. Bu Avrupalılar arasında son derece hassas bir konudur ve Zelenski bu konuya kesin bir dille değinmektedir. Ukrayna lideri, “Bugün Ukrayna, Kırım topraklarında uzun menzilli silahlar kullandı. Başarılı olduk ve 23 düşman gemisini imha ettik" dedi.

Bu, Almanya gibi isteksiz müttefikleri daha fazla uzun menzilli silah tedarik etmeye ikna etmek için tasarlanmış bir güç gösterisi. 

Ukrayna'nın yeniden inşasını kim ödeyecek? Zafer planının üçüncü noktası Rusya'ya karşı yaptırımların yoğunlaştırılmasıyla ilgili. "Putin'in savaş ekonomisini boğmalıyız" diye ısrar eden Ukrayna lideri, Moskova'ya karşı cezaî önlemlerin arttırılmasını istiyor. AB de sık sık bunu yapıyor ama Ruslar her zaman yaptırımları aşacak ortaklar bulduklarından bu önlemlerin başarısı tartışılır. Ayrıca Rusya lideri Vladimir Putin, Çin'in lojistik desteğiyle geleceği görebiliyor...

Planın dördüncü ayağı, Ukrayna'nın yeniden inşasıyla ilgilidir. Ukrayna Cumhurbaşkanı, bunun bir bütün olarak Avrupa'nın geleceğine yapılan bir yatırım olduğunu savunarak, Avrupa'nın bu sürece büyük bir katkı sağlamasını talep ediyor. 

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise uzun zamandır Ukrayna'nın yeniden inşasının bedelini Avrupalıların değil Rusya'nın ödemesi gerektiğini söylüyor. Vladimir Putin'in savaş tazminatını ödemeyi kabul edeceği düşünülebilir mi? 

Güvenlik garantilerinin düzeyi ABD'ye bağlı

Zelenski planının beşinci ve son noktası Ukrayna için sağlam güvenlik garantileri elde etmektir. Ukrayna Devlet Başkanı ısrarla, “Gelecekteki herhangi bir Rus saldırganlığını önlemek için müttefiklerimizden sağlam taahhütlere ihtiyacımız var” diyor. Burada olası bir ateşkesin koşulları söz konusu. 

Bu bağlamda Amerikan garantisi önemini korumaktadır. Kasım ayında yapılacak Amerikan seçimlerinde kimin kazanacağına bağlı. Donald Trump, çatışmayı “24 saat içinde” çözme sözü verirse, topraklarının bir kısmından mahrum kalacağına şüphe olmayan Ukrayna'ya hangi güvenlik garantilerini sunacaktır?

Bu iddialı plan, AB liderleri arasında soru işaretleri yaratmaktan geri kalmadı. Görüldüğü üzere, Şansölye Olaf Scholz, Rusya'daki hedeflere karşı Batılı silahların kullanılması konusunda temkinli davranıyor. Volodimir Zelenski, sert bir şekilde cevap verdi: “Onun görüşüne saygı duyuyorum. Ancak saldırıp saldırmamamız konusunda tavsiyede bulunamaz, çünkü bu silahları bize hiçbir zaman tedarik etmedi” dedi.

NATO: Zelenski'den Trump'a çağrı 

Ukrayna Devlet Başkanı, müttefiklerinden hesap sormaktan çekinmiyor. Kuzey Kore'nin çatışmaya olası müdahalesine atıfta bulunarak, "bu bir dünya savaşına doğru atılan ilk adımdır" uyarısında bulundu. Zelenski, Ukrayna'nın son dönemdeki askerî başarılarından bahsederken kararlılığı hissediliyordu. "Kendi Ukrayna üretimimizin yanı sıra İngiliz Storm Shadows ve Fransız Scalps da dahil olmak üzere çeşitli silahlar kullandık” dedi.

Ukrayna lideri, hiçbir soruyu geçiştirmedi ama Donald Trump ile yaptığı görüşme sorulduğunda ketum davrandı. "Diyaloğumuzda daha ileri gitmek istemiyorum, çünkü bu onunla benim aramdaydı" diyerek, eski Amerikan başkanına tamamen kapalı olmadığını ima etti. 

Ukrayna Cumhurbaşkanı, Ukrayna'nın nükleer silahlara sahip olduğunu savundu. Bu silahları Rusya'ya geri verdi çünkü güvenlik garantisi olarak NATO'yu seçti, nükleer cephaneliğini sürdürmeyi değil. Zelenski'ye göre Trump bu argümanı "adil" buldu.

“NATO'ya katılma daveti bile kırmızı çizgi" 

Zelenski, NATO üyeliği konusunda, "Bence ilk adım bir davet almaktır. Ancak bu, gelecekte NATO üyesi olacağımız anlamına geliyor ve bunun savaştan sonra olacağını biliyoruz. Savaşın ne zaman sona ereceğini bilmiyoruz, ancak ne kadar güçlü olursak adil bir barışa ilişkin diplomatik kararın o kadar çabuk alınacağını vurgulamak isterim” dedi.

NATO, ABD için hassas bir konudur. ABD, bunca zaman NATO'nun müdahalesinin,  Atlantik İttifakını savaşa sürüklemenin bir yolu olduğunu düşündü.

Ukrayna Devlet Başkanının bu son diplomatik atağı, Kiev'in hem sahada hem de Avrupa başkentlerinde inisiyatifi yeniden ele geçirme kararlılığını gösteriyor. Gelecek günlerde AB ülkelerinin görüşlerini bildirmeleri istenecektir. 

Her halükârda, dün Avrupa Birliği Konseyinde ortaya çıkan hava, 27 ülkenin Ukrayna'yı desteklemek için geçmişte, bugün ve gelecekte sarf ettiği tüm çabaları uzun uzun hatırlatırken, Zelenski tarafından sunulan plana yanıt vermiyor.