31 Mart Vakası yaşanalı 114 yıl oldu
İstanbul halkı, 31 Mart 1325 (Rumî takvimle) tarihine denk gelen 13 Nisan 1909 sabahı, gözlerini silah sesleriyle açar. Başlarındaki subayları hapseden Avcı taburu askerleri, önlerinde Hamdi Çavuş olmak üzere, havaya ateş açarak Ayasofya Meydanı'nda toplanır. İsyancılar, şeriatın egemen olmasını, sadrazam ve Meclisi Mebusan Başkanı'nın istifasını ister.
İkinci Meşrutiyet ilan edileli 8 ay 21 gün olmuştur. İttihat ve Terakki, önce siyasi suçlulara, sonra da cezaevlerindeki ayaklanmalar nedeniyle adi suçlulara genel af ilan eder. İstanbul'a dönen Prens Sabahattin, İttihat ve Terakki'den yakınlık göremeyince Ahrar Fırkası'nı (Liberaller Partisi) kurar ve kısa sürede çok farklı muhalif gruplar bu partide toplanır. Bulgaristan Prensliği, Bosna-Hersek ve Girit vilayetleri, birer birer Osmanlı topraklarından kopunca, halkın gözünde İttihat ve Terakki'nin itibarı sarsılır.
Başyazarlığını Derviş Vahdeti'nin yaptığı Volkan gazetesi, muhalefetin başını çekmektedir. Bu gazetede savunulan fikirler doğrultusunda, İttihadı Muhammed Fırkası, isyandan altı gün önce Derviş Vahdeti'nin nutkuyla kurulur. 6 Nisan 1909 gecesi, Serbesti gazetesinin sert muhalefetiyle tanınan başyazarı Hasan Fehmi Bey'in öldürülmesi, havayı iyice gerginleştirir.
13 Nisan 1909'da ayaklanmacılar, Meclisi Mebusan Başkanı Ahmet Rıza Bey sanarak Adliye Nazırı (bakanı) Nazım Paşa'yı, Tanin gazetesi başyazarı Hüseyin Cahit (Yalçın) sanarak Lazkiye mebusu Emir Şefik Aslan Bey'i öldürürler. Ayrıca “Asarı Tevfik” zırhlısı komutanı Ali Kabuli Bey'i katlederler. Olaylarda gazete binaları basılır, okullu subaylar tartaklanır, öldürülür. Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa hükümetten çekilmek zorunda kalır.
Ayaklanma bastırılıyor
Rumeli'nin çeşitli merkezlerinde ayaklanmaya karşı tepkiler gösterilir; Selanik'te bir miting düzenlenir. Ayaklanmayı bastırmak üzere kurulan “Hareket Ordusu”, 24 Nisan 1909 günü İstanbul'a girer. Yakalanan elebaşları yargılanır. İdamla cezalandırılanların asıldıkları idam sehpaları, halkın görmesi için bir süre sokaklardan kaldırılmaz. Ahrar Fırkası kapatılır.
İsyanın kışkırtıcıları arasında yer aldığı iddia edilen Prens Sabahattin gözaltına alınır. Ancak, İngiliz elçiliğinin girişimleriyle serbest kalan Prens yurt dışına kaçar. İttihadı Muhammedi kapatılır; kaçmaya çabalayan Derviş Vahdeti de yakalanır ve idam edilir.
Bir aradaydılar
İleride Millî Mücadele’yi örgütleyecek, Kurtuluş Savaşı sonrasında yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni kuracak olan Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak gibi genç subaylar, Hareket Ordusu'nun kurmay heyetlerinde bir arada görev alırlar.
Askerî hükümet darbesi
Siyaset bilimcilere göre, 31 Mart Ayaklanması'nda her ne kadar “Şeriat isteriz” diye ortaya çıkılsa da, gerçekte ayaklanmanın asıl özelliği, muhalefetin İttihat ve Terakki’ye karşı düzenlediği, başarıya ulaşamamış bir askerî hükümet darbesidir. Şeriat söylemi, bir dinî sömürme olayı olarak değerlendirilir. Ayaklanmayla İttihat ve Terakki’nin İstanbul’dan uzaklaştırılması ve Meclisi Mebusanı onun denetiminden çıkarmak amacı güdülür.
İttihatçıların İstanbul’dan kaçmaları üzerine ayaklanmacılar başkente hâkim olurlar. Ancak, ayaklanmadan sorumlu tutulamayacak olsa da II. Abdülhamit, olaylardan yararlanmaya girişerek, isyancılarla ilişki kurar. Onun isyancılara karşı bu ılımlı tutumu, Meşrutiyet yanlılarının, II. Abdülhamit’i ayaklanmayı çıkarmakla suçlamalarına ve tahttan indirilmesine gerekçe göstermelerine yol açar ya da bunu kolaylaştırır.
Abdülhamit'in rolü
Olay, kanlı bir kalkışmaya dönüşünce, onu başlatanlar da ayaklanmaya sahip çıkmaktan çekinirler; ayaklanan askerin sonradan Abdülhamit’e yönelmesi, Harp Divanı’nın da siyasal nedenlerle ayaklanmanın derinine inmekten kaçınması, olaya bir muamma havası vermiştir.
O yüzden olayın birkaç türlü açıklaması yapılır. Bunların ilki, olayı diktatörlük kurmasına vesile olsun diye İttihat ve Terakki düzenlemiş, fakat ipin ucunu kaçırmıştır. Bir diğer açıklama, olay tamamen Abdülhamit’in eseridir der, ama Abdülhamit olayın düzenleyicisi değildir. Üçüncü açıklamaya göre ise ayaklanmayı muhalefet düzenlemiş ve başlatmıştır. Muhalefet denildiğinde, başta Prens Sabahattin ve grubu, Ahrar Fırkası ve onun dinsel kolu olan “İttihadı Muhammed Cemiyeti” anlaşılır. Ayaklanmanın Ahrar Fırkası tarafından düzenlendiğine ilişkin birçok kanıt bulunmaktadır.
Ayaklanmanın sonuçları
Ayaklanma karşısında Almanya ile İngiltere'nin tutumu ilgi çekicidir: İngiltere, ayaklanmayı destekler ve Ahrar Fırkası'nın İttihat ve Terakki’ye karşı güçlenmesini arzu eder.
Almanya ise Hareket Ordusu’nu destekler. Genel olarak bakıldığında; Hareket Ordusu’nun İstanbul’a girişi, birçok çevrede bir Alman zaferi ve bir İngiliz yenilgisi olarak kabul görür. 31 Mart Ayaklanması’nın bastırılması, İttihat ve Terakki açısından iki önemli siyasal sonuç doğurur: Birincisi, II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi ve daha bağımlı bir kişiliğe sahip Mehmet Reşat’ın tahta geçirilmesidir.