Erdoğan: "Kılıçdaroğlu'nun kamu görevlilerine yönelik tehdidi, siyasi garabetini bir kenara bıraktım aynı zamanda açıkça bir suçtur.'' (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kılıçdaroğlu'nun kamu görevlilerine yönelik tehdidi, siyasi garabetini bir kenara bıraktım aynı zamanda açıkça bir suçtur'' dedi. 

Erdoğan, üç ülkeyi kapsayan Afrika ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yönelik video mesajına ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:

"Bu açıklama, tabii CHP zihniyetinin vesayet zihniyeti olduğunun açık bir itirafıdır. Bürokrasiyi özellikle seçilmiş hükümete karşı çıkmaya davet etmek vesayet çağrısından başka bir şey değildir. Tabii, bu, CHP zihniyetinin ilk böyle bir çılgınlığı da değildir. Bu hukuk dışı çağrı kamu düzenine ciddi bir tehdittir. Bunlar ne devlet yönetiminin ne milli iradenin ne de demokrasinin ne olduğunu biliyorlar. Bunlardan tamamıyla uzak bir yapının maalesef tezahürü." 

Milletin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tercih etmesinin nedeninin ''vesayet düzenini kalıcı olarak ortadan kaldırmak'' olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: 

"Hatırlayın, parlamenter sistemde bürokrasiyle seçilmiş irade arasında hep çatışmalar olurdu. CHP zihniyeti her zaman bürokrasiyi, seçilmiş iradeyi sınırlandıracak bir enstrüman olarak kullandı. Ve bundan, artık, milletçe de tabii ki bıktık. Milletimiz de bütün bunlardan bıktığı içindir ki başkanlık sistemini tercih etti. Yeni sistem ise bürokrasinin siyaset yapmasının millet hilafına adım atmasının önüne geçti. Yeni sistem bürokrasisinin siyasi olma özelliğini ortadan kaldırdı ve bürokrasiyi gerçek anlamda idari bürokrasi haline getirdi. Biz CHP'nin özlemini çektiği vesayet düzeninin defterini çoktan dürdük. Bay Kemal'in heves ettiği vesayet günleri artık geride kaldı. Boş heves... Diğer taraftan, Türkiye bir hukuk devletidir. Bunu Bay Kemal'e hatırlatıyorum. Burası bir hukuk devletidir. Bir kabile devleti değildir. Bay Kemal'in adeta oyun oynadığı bir alan da değildir. Ve şunu bilmesi lazım, heves ettiğiniz günler ki vesayet günleridir... Onlar da geride kaldı."

''Açıkça bir suçtur''

''Cumhurbaşkanından en alt düzeydeki memuruna kadar herkesin görevini hukuka uygun yapmak mecburiyetinde olduğunu'' anlatan Erdoğan, bunun tüm siyasetçiler için de geçerli olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kılıçdaroğlu'nun kamu görevlilerine yönelik bu tehdidi, siyasi garabetini bir kenara bıraktım aynı zamanda açıkça bir suçtur. Sen nasıl olur da bu ülkenin memurlarını tehdit edersin? Bir taraftan kalkıyorsun öğretmenleri tehdit ediyorsun. Bir taraftan memurları tehdit ediyorsun. Yeri geliyor polisi, yeri geliyor yargıyı tehdit ediyorsun. Sen kimsin ya? Böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Bugüne kadar AK Parti zihniyetinden şu 19-20 yıl içerisinde böyle bir şey duydun mu? Yerel seçimlerde iş başına geldiniz. Belediyeleri boşaltıyorsunuz. Ve bütün bunlar olurken AK Parti iktidarı elindeki gücü size karşı bu şekilde düşündü, böyle bir adım attı mı? Hayır. 

Gerçi Kılıçdaroğlu'nun kamu görevlilerini hatta genel olarak milletimizi ilk tehdidi de bu değildir. Daha önce, yine söylüyorum, hakimlerden başladı, polislere, öğretmenlere kadar pek çok kamu görevlisine kendi aklınca tehditler savurdu. Şimdi bir de tarih veriyor. 'Ve yarın, pazartesi... Pazartesiden itibaren bu ülkede memurların vay haline.' Hadi bakalım. Göreceğiz. Ne yapacağını göreceğiz. Bay Kemal, bu alan boş değil. Ve bu ülkede memurunun, hakiminin, polisinin, öğretmeninin, bütün bunların haklarını savunan bir iktidar vardır."

"Bağımsız olmasaydı randevuyu vermeyebilirdi'' 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun Merkez Bankası'nı ziyareti konusunda da şunları söyledi:

"Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışıyorsun. Merkez Bankası Başkanı sana randevu verdi mi? Randevu istediğin gün sana randevu verdi mi? Randevu verdi. Eğer bağımsız olmamış olsaydı sana bu randevuyu vermeyebilirdi. İşte bağımsız olduğu içindir ki sana randevuyu istediğin gün verdi. Ve yalan yanlış açıklamalarına da ziyaretten çıktıktan sonra hala medyayı kandırmaya kalkıyorsun, halkı kandırmaya kalkıyorsun. Verdiğiniz rakamlar baştan aşağı yalan-yanlış ve utanmadan, sıkılmadan böyle bir ziyareti gerçekleştirdiğini de ifade ediyorsun." 

''Bu vesayet ve darbe dönemlerinin dilidir''

Erdoğan, "Tabii, Bay Kemal yeri geldi çiftçiyi tehdit etti. Yeri geldi esnafı tehdit etti... Yeri geldi toplumun hemen her kesimini tehdit etti. Her şeyden önce bu dil, vesayet ve darbe dönemlerinin dilidir. Biz CHP'nin bu diline alışığız" diye konuştu. 

Erdoğan, şunları söyledi: 

"Her şeyden önce Türkiye vesayeti de darbe zihniyetini de gömeli çok oldu. Tabii, Bay Kemal o zamanlar siyaseti hiç de bilmiyordu. Yeni yeni güya bu işe alışacak ama buna alışabilmesi de çok zaman alacak ve ondan sonra da herhalde 'Elveda siyaset' diyecektir. Ve sanıyorum bu zat Türkiye'nin hala tek parti CHP'si faşizminde veya kendisinin kamu görevlisi olarak bulunduğu 28 Şubat döneminde olduğunu sanıyor. 

Bu zatın FETÖ'cülerin, PKK'lıların ve kendilerini desteklediklerini açıkça beyan eden kimi ülkelerin gazıyla kendini bu şekilde ortaya atarak rezil etmesinden Türk siyaseti adına doğrusu ben de üzüntü duyuyorum. Koronavirüse bile çare bulma aşamasına gelen tıp ilminin bu zatın acınası haline de bir çözüm geliştireceğine inanıyorum. Türkiye'nin üstelik de dünyanın içinden geçtiği şu kritik dönemde bu tarz yıkım siyasetine değil, eser ve hizmet siyasetine ihtiyacı vardır. 

CHP'ye gönül veren vatandaşlarımı da partilerini bu acıklı durumdan kurtarmak üzere harekete geçmeye davet ediyorum. Diğer taraftan bu hukuksuz çağrının zillet ittifakında kol kola yürüdükleri terör örgütü güdümündeki partinin sivil itaatsizlik çağrısıyla benzerlik göstermesi de manidardır. Kamu düzenini bozmak için dostlarıyla söylem birliği ve rol paylaşımı yapmışlar. Merkez Bankası ziyareti ise gerçekleri görmesi bakımından umarım yine de kendisi için faydalı olmuştur. Tabii ancak ziyaret sonrası yaptığı açıklamalarda görülüyor ki kim hangi doğru ve gerçek bilgiyi verirse versin, CHP yöneticilerinin bunları anlamadığı aşikardır."

''Birçok anket şirketi bu işin ticaretini yapar hale geldi''

Erdoğan, bir gazetecinin, ''Son günlerde farklı platformlarda sık sık anketlerin yayımlanması ve anket sonuçlarının yurt dışındaki çeşitli gazetelerde yer almasıyla yapılmak isteneni'' sorması üzerine, ''Bu anketlerin kimler tarafından ve ne amaçla yapıldığının belli olduğunu'' söyledi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Anketlerle millete psikolojik operasyon çekme çabaları her zaman olmuştur. Biz bunlardan bıktık ve bunlara da alışığız. Kamuoyu araştırma ve anket şirketlerine benim güvenimin kalmadığını... Daha önce de, hatırlayın, açıklamıştım. Son seçimlerde sonuçları... Bırakın bileni, yakın tahminde bulunan şirket bile çıkmadı. İşte, şahsımın Cumhurbaşkanı seçildiği o seçimlerde bunu çok açık, net gördük. Birçok anket şirketi bu işin ticaretini yapar hale geldi. Çalıştıkları partinin beklentilerine göre de ortaya sonuçlar çıkardılar. Yalan terörü, algı operasyonları ve kişi kurum suikastlarıyla AK Parti'ye ve hükümetimize saldıran kesimler şimdi de anketlerle algı operasyonlarına devam ediyorlar. Cumhur İttifakı'nı ellerinden geldiğince küçük göstermenin gayreti içerisinde bulunuyorlar. Sahte ve hileli anketlerle vatandaşları yönlendirebileceğini zannedenler, bu yolla toplum mühendisliği yaparak millete istikamet çizmeye çalışıyorlar."

Türkiye'nin dört bir yanında eserleri olduğunu anlatan Erdoğan, "Milletin gönlünde şaşmaz yerini alan AK Parti'yi inşallah Haziran 2023'te de yoluna 'devam' diyecektir. Ben milletimizin bu balon anketlere gereken cevabı en güzel şekilde vereceğine inanıyorum" dedi. 

F-16 teklifi ABD'den

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ABD'den 40 adet F-16 satın alacağına dair haberlerin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

"Bu konu, tabii, malum F-35 konusuyla bağlantılı bir konu... Yani bizim böyle bir durumumuz söz konusu değil. Ama bizim 1 milyar 400 milyon dolar... F-35'ler için yapmış olduğumuz ödeme sözkonusu. Bu ödemeler karşısında Amerika'nın böyle bir teklifi sözkonusu oldu. Bununla ilgili olarak da biz ülkemizin savunma ihtiyaçlarını gidermek için ne gerekiyorsa, hangi adımları atmamız gerekiyorsa bu adımları da atalım dedik. Bugünün devamlılığı içinde özellikle savaş uçağı filomuzu her zaman hazır ve modern duruma getirmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunlarla ilgili elimizdeki F-16'ların modernizasyonundan tutunuz da yeni ilave F-16'lar almak suretiyle filomuzu daha da geliştirelim gayreti içerisindeyiz. F-35 programı kapsamında bu verilen paranın da adeta bir ödemesini geriye borçlandırdığımız için almamız gerekiyor. Görüşmelerimizde bu konuyu bizler dile getiriyoruz. Sorunun çözümü için de diyaloğu önemsiyoruz. Şu an itibariyle de başta Savunma Bakanlığımız olmak üzere bu görüşmeler devam ediyor. Netice itibarıyla ortada yapılmış bir ödeme var ve bu ödemenin de şu anda geri iadesi çalışmalarını arkadaşlarımız devam ettiriyor."

''Tüm insanların kullanımına sunmayı amaçlıyoruz''

Koronavirüs salgıyla mücadelede yoksul ülkelerin aşıdan mahrum kalmasıyla ilgili bir soru üzerine, Erdoğan, bazı ülkelerin ise bu konuda eksiklik yaşadığını söyledi. 

Türkiye'nin elindeki imkanlarıyla kendisine bir talep gelirse verdiğini anlatan Erdoğan, "Az gelişmiş ülkeler, yoksul toplumlar salgına karşı ne yazık ki kaderine terk edildi" dedi. 

Salgın yeryüzünden silinmeden hiçbir ülkenin tek başına güvende olmayacağını anlatan Erdoğan, ''Turkovac ve diğer milli aşılarımızı en kısa zamanda seri üretime geçirerek tüm insanların kullanımına sunmayı amaçlıyoruz. Burada en ufak bir kısıtlamaya gitme diye bir derdimiz sözkonusu değil'' diye konuştu.

Afrika ziyareti

Afrika ziyareti hakkında da bilgi veren Erdoğan, Angola, Togo ve Nijerya'ya hareket edeceğini belirterek, ilk durağının Luanda olduğunu söyledi. 

Bugüne kadar 28 Afrika ülkesine 38 ziyarette bulunduğunu anlatan Erdoğan,  Angola ve Togo'ya, Türkiye'den cumhurbaşkanı düzeyinde ilk resmi ziyaret yapıldığını kaydetti. 

Erdoğan, "Türkiye ile Afrika'yı her alanda yakınlaştırmaya devam ediyoruz. Kıtada gün geçtikçe genişleyen diplomatik ağımızla 2020 yılı sonu itibariyle 25 milyar doları geçen ticaret hacmimizle Türkiye, Afrika ülkeleri için stratejik bir ortak olarak öne çıkıyor. Maarif Vakfı Okulları, Yunus Emre Kültür Merkezleri, Türk Kızılay'ı, TİKA gibi kurumlarımızın çalışmaları da Afrikalı kardeşlerimizle gönül köprülerimizi sağlamlaştırıyor" dedi.

3. Türkiye-Afrika İş Forumu'nun da 21-22 Ekim'de İstanbul'da yapılacağını anlatan Erdoğan, 17-18 Aralık'taki Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nin İstanbul'da toplanacağını kaydetti.