Norveçli şef Ragnar Rasmussen: "Bizi ayıran şeylerden daha çok bizi bağlayan şeyleri öne almak istiyoruz. Bundan dolayı, aynı güneşin altında olduğumuzu hatırlamak istiyoruz.’’ (Foto: Depo Photos / Çağlar Oskay)

İskandinav ezgileri Ankara’da sanatseverlerle buluşuyor

Norveçli koro şefi Ragnar Rasmussen yönetiminde gerçekleşecek olan ‘‘Aynı Güneşin Altında’’ konseri, İskandinav ezgilerini Ankara’ya taşıyor. Ragnar Rasmussen yönetimindeki Devlet Çoksesli Korosu’na müzisyen ve besteci Henning Sommerro besteleri, vokal ve akordeon performansıyla eşlik edecek. 

Ragnar Rasmussen 2019 yılında konuk şef olarak katıldığı Walter Strauss Masterclass’ın ardından ikinci kez Türkiye’de konser veriyor. Türkiye’de yeniden konser çıkmanın kendisi için heyecan verici olduğunu belirten Rasmussen, ‘‘Türk seyircisi bir önceki gelişimde beni şaşırtmıştı. Çünkü, çok iyi dinleyen bir seyirci ve konserde inanılmaz büyülü anlar yaratmıştık o yüzden şimdiki konser için çok heyecanlıyım’’ ifadeleriyle 16 Nisan’daki konseri hakkında duygularını paylaştı. 

Konser adının ‘‘Aynı Güneşin Altında’’ olmasının nedenini birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin bir hatırlatması olarak açıklayan Rasmussen şunları söyledi:

 ‘‘Zor zamanlarda yaşıyoruz. Pandemi geçirdik, kutuplaşma çoğaldı ve Avrupa’da süregelen bir savaş var. Bizim bu programda yapmak istediğimiz esasında aynı güneşin altında olduğumuzu ve kardeş olduğumuzu tekrar hatırlamak ve hatırlatmak. O yüzdende programda Türkiye ve Norveç müziklerindeki benzerliklere konsantre olduk. Bizi ayıran şeylerden daha çok bizi bağlayan şeyleri öne almak istiyoruz. Bundan dolayı, aynı güneşin altında olduğumuzu hatırlamak istiyoruz.’’ 

Aynı Güneşin Altında konserinin ana fikri; saygı, sevgi ve kardeşlik 

Türkiye ve Norveç ezgilerinin farkındalık, saygı, sevgi ve değer kavramlarında buluşturulduğu bu konserin ana fikrinde seyirciye, herkesin aynı güneşin altında olduğu fikrinin verilmesi amaçlanıyor. Rasmussen, konserde asıl vermek istedikleri mesajın barış olduğunu söyleyerek, konserin ana fikrini şu ifadelerle açıklıyor: 

‘‘Konserin ana fikrine iki seviyeden bakabiliriz. Birincisi, sanatsal bir taraf. Konser kendi başına bir kompozisyon. Bu yüzden nasıl ki bir sergi salonuna gittiğimizde orayı ziyaret eden sanatseverler ne almak istiyorlarsa onu alıyorlar. Burada da dinleyiciler, ne alacaklarını kendileri seçiyor olacak. Diğer taraftan da ciddi bir barış mesajı vermek istiyoruz. Birbirimizin farkında olmak, birbirimize saygı duymak, birbirimizin değerini anlamak ve sevmeyi anlamak üzerine duruyoruz. Konserin ağırlık noktası aslında çok basit bir şarkı. Norveç’te 2011 yılında yaşanan bir terör saldırısının ardından çok daha meşhur olan ve hepimizin bildiği bir şarkı. Henning Sommerro, bu şarkının çok güzel bir aranjmanını yaptı ve biz konserin merkezine bu şarkıyı koyuyoruz. Barışla ve kardeşlikle ilgili olan bu şarkı çerçevesinde konserimizi gerçekleştiriyoruz. ‘’ 

Henning Sommerro ile aynı sahneyi paylaşacak olan Rasmussen, Sommerro’nun müziğe yaklaşımından öğrenecek birçok şeyin olduğunu ve onun müziğini dünyaya götürmekten mutluluk duyduğunu belirtti. 

Türkiye için özel olarak bestelenen parçalar

Henning Sommerro Mevlana’nın ‘‘Bu Irmak’’ şiiri üzerine bestelediği ‘‘This River’’ eseri ve Türkiye için özel olarak bestelediği diğer eserler konser programında yer alıyor. Sommerro, bestelerinin Türk sanatseverlerle buluşması konusunda heyecanlı olduğunu, sözleri anlaşılmasa da müziğin herkes tarafından hissedilebileceğini, anlaşılabileceğini belirtiyor. Türkiye’nin müziğiyle yakından ilgilendiğini anlatan Sommerro, Norveç müziğiyle bu coğrafyadaki müzik namelerinin birbiriyle çok benzediğini dile getiriyor. 

Sözleri Mevlana’ya ait bir eser yazan Sommerro, besteleme sürecinde Norveç ve Türkiye müziklerinin bir karışımı gibi olduğunu ve birçok benzerlik olduğuna dikkat çekti. Her iki müziğinde oldukça fazla duygu yüklü olduğunu ifade eden Sommerro, bu eserini kendisinin de ilk defa canlı olarak konserde dinleyeceğini belirtti. 

Bu eserini oluştururken ki ilham kaynağından da bahseden Sommerro, şunları söyledi: 

‘’Esasında her şeyden ilham alınabiliyor ancak bahsettiğim gibi her iki kültürde de bir şeye karşı var olan özlemin müzikteki yansıması kaynak olabiliyor. O yüzden basitçe sadece mutlu bir şarkı yazmadım. Metin o kadar derindi ki zaten Mevlana’nın şiirindeki derinlik, ilham kaynağımın kendisi oldu.’’ 

‘‘Uluslararası bir sanat hayatı yaratmaya çalışıyoruz’’

Devlet Çoksesli Koro Şefi Burak Onur Erdem, Avrupa’nın en önemli isimlerini davet ettiklerini belirterek, şöyle konuştu: 

‘’Rasmussen, kendi dünyasının en önemli isimlerinden bir tanesi. Biz de burada uluslararası bir sanat hayatı yaratmaya çalışıyoruz. Bir yandan da Türkiye’nin devlet korosuyuz. Buradaki ses, buradaki tını Türkiye’yi temsil ediyor. Bütün bu isimler ülkelerine döndüklerinde buradaki izlenimlerini, buradaki sanat hayatını anlatıyorlar. Bu açıdan da bizim için çok önemli. Kendi sanatımızı ortaya koymak çok önemli ve her geçen sene amacımıza yaklaşıyoruz.’’

16 Nisan akşamında gerçekleşecek konserde seyirciyi nelerin beklediğini anlatan Erdem, koro müziğinin hazırlık sürecinin geniş olduğunu ve bir eserin bazen aylarca sürebildiğini ifade ederek, şunları söyledi: 

‘’İnsan sesiyle müzik yapıyorsunuz. Çoğu yerde enstrüman yok ve bu insanların aynı anda nefes alıp, aynı dili konuşup, aynı müziği ve duyguyu ortaya koyması gerekiyor. Devlet Çoksesli Korosu çok tecrübeli bir korodur. 33 yıllık bir topluluk ve bu topluluğun getirdiği bir gelenek var. Bu gelenek her konserde görünüyor. Seyirciler, bu geleneği görecektir. İnce ve uzun süren bir iş yapıyoruz. Çok farklı öğeleri bir araya getirerek ortaya gurme bir ürün çıkartmaya çalışıyoruz.

Cumartesi günü seyircinin bilmesi gereken o ana dair müziklerin beklediğidir. Konserin içerisinde birçok doğaçlama anı var. Rasmussen ve Sommerro da o anın müziğini çok önemseyen, o anda yaratan besteci, şefler ve solistlerdir. Bu açıdan bizde sahnede esasında hiçte klasik olmayan bir konser vereceğiz. Konser içerisinde o anda yaratılacak eserler var. Ayrıca konserde çok ciddi bir kuzey müziği ağırlığı var diyebilirim. ‘’ 

Konser programında Sommerro’nun bir Türk ninnisini de söyleyeceğini belirten Erdem, ninninin konserin hangi kısmında yapılacağını bilmediklerini söyledi. Sürprizlerle çevrili bir konser ile seyirci karşısına çıkılacağı bekleniyor. Ayrıca, Ragnar Rasmussen ‘‘Seabord’’ enstrümanı da konserde çalacak. 

‘’Hem Türkiye’nin hem de dünyanın müziğini yapmak’’

Burak Onur Erdem, dünyada ülkeleri temsil eden koroların çok büyük bir sanat elçiliği rolü taşıdığını ve Türkiye içinde bu görevi Devlet Çoksesli Korosu’nun üstlendiğini belirterek, Devlet Çoksesli Korosu’nu şu sözlerle anlattı:

‘’Bizim en önemli özelliğimiz hem Türkiye’nin hem de dünyanın müziğini yapıyor olmamız. Tabi ki, Devlet Çoksesli Korosu özünde hem bir senfonik bir koro hem de bir akapella bir korodur. Devlet Çoksesli Korosu bugün bir konser salonunda yarın bir müzede, açık havada konser yapabilir. Çünkü, enstrümanlarımız sesimiz. Bunu bu konserde de göreceksiniz. Çok farklı mekanları kullanacağız. CSO Ana Salonun farklı akustik imkanlarını kullanıyor olacağız. Seyirciler balkonun arkasından bir ses duyabilir.’’