Buğday alım fiyatları açıklandı, ancak tartışmalar bitecek gibi görünmüyor. Fiyat üzerindeki etkenlere bakmak gerekiyor. (Görsel: YZ)

Buğday alım fiyatının ekonomi politiği

Buğday alım fiyatları açıklandı, ancak tartışmalar bitecek gibi görünmüyor. 

Piyasayı düzenlemekle görevli Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanan buğday alım fiyatlarına başta üreticiler olmak üzere muhalefet tepki koyarken, açıklanan fiyatların bir numaralı muhatabı TMO’dan fiyatlarını savunan bir açıklama gelmişti. 

Yapılan açıklamada buğday alım fiyatlarının desteklerle birlikte maliyetin oldukça üzerinde olduğu, alım fiyatının tespitinde, gerçek maliyetler, üretimin sürdürülebilirliği, iç ve dış piyasa fiyatlarıyla tüketici fiyatlarının dikkate alındığı belirtiliyor. 

Gerçek maliyet var mı?

TMO, üretici maliyetleriyle olarak ilgili kesimlerden maliyet istemekte, kendi maliyetliyle karşılaştırmakta, sonuçta alım fiyatına esas bir (gerçek) maliyet belirliyor.  

TMO bunu yaparken, Bakanlık, akademisyenler ve ilgili sivil toplum kuruluşları tarafından ülkemiz ortalama verimleri ve maliyet unsurlarının tamamını dikkate aldıklarını açıklıyor.

Uygulamada gerçek olan ise sulu veya kuru tarımı yapılan ve Türkiye’de üretici sayısı en fazla olan bir ürün olduğundan, her üreticinin ayrı bir buğday maliyeti bulunuyor.  Bu yüzden bu maliyetlerden ortalama bir maliyet çıksa bile bu maliyet tartışmaya açık. Ayrıca her kurum, değişik yöntemler kullanmakta masraflar farklı yansıyor.

Üretimin sürdürülebilirliği

TMO fiyatların belirlenmesinde üretimin sürdürülebilirliğinden bahsediyor. TMO’ya göre sürdürülebilirlik üretim değerinden tüm masrafların çıkmasından sonra olası bir karı içeriyor. 

Teoriye göre üretimde sürdürülebilirlik üreticinin satış gelirinden tohum, gübre, akaryakıt ve yağ, tarımsal ilaçlar, sulama suyu, pazarlama, nakliye ve geçici işçilik masraflarını gibi değişen(işletme )masraflarının çıkarılmasıyla bulunan (brüt kar) ile ilgili. Değişen masraflarını karşılayan üretici üretimine devam edecek.  

İç ve dış piyasa fiyatlarının dikkate alınması

TMO iç piyasa fiyatlarının alım fiyatlarıyla uyumlu olduğunu belirtiyor. Diğer yandan, TMO’ya göre, destek ve fark ödemeleriyle birlikte ekmeklik buğday alım fiyatının yaklaşık ton başına 359 dolara denk geliyor. Fiyatların açıklandığı tarihte dünya fiyatlarının, navlun dahil ton başına 270 dolar seviyesinde olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla ülkemiz çiftçisine verilen fiyatın, dünya piyasalarından ton başına 89 dolar daha yüksek olduğu ifade ediliyor. Böylece, aradaki fiyat farkı tüketicilere ve vergi verenlere yükleniyor. 

TMO ithalatın yasaklanmasının bu fiyatlardan dolayı üreticinin lehine olduğunu belirtiyor. Çünkü geçen yıl olduğu gibi düşük dünya fiyatlarından buğday ithal edilip stoklar artırılmıyor, piyasa fiyatlarının daha da düşmesi engelleniyor 

Diğer yandan TMO açıklamasında ihracatın serbest bırakıldığı belirtiliyor ama ihracatın bu düşük dünya fiyatlarından pek de cazip olmadığı görülüyor.

Tarımsal desteklerin dikkate alınması gerektiği

Önceki yıllarda üretimi teşvik etmek için kullanılan girdi ve prim destekleri bu yıl TMO tarafından buğday alım fiyatı ile ilişkilendiriliyor. TMO buğday maliyetinin karşılanması ve kar etmek bir için alım fiyatının yanında buğdaya verilen mazot, gübre ve sertifikalı tohum ve prim desteklerinin de dikkate alınması gerekliliğini vurguluyor. Prim desteği kilogram başına 1 lira iken, mazot, gübre ve sertifikalı tohum destekleri toplamı kilogram başına 67 kuruşu buluyor. Yani bütün bu ilavelerle kilogram başına 12,67 lirayı bulan ekmeklik buğday alım fiyatı geçen yıl fiyatına (kilogram başına 9 lira 25 kuruş) göre yüzde 37 artmış bulunuyor.

Tüketici fiyatlarının da dikkate alınması gerekliliği

Ekmek ve unlu mamullerdeki fiyat artışları tüketiciye önemli bir yük getiriyor. Enflasyon artışına sebep oluyor. Örneğin, Tüketici Fiyatı Endeksi madde sepetinde (toplam127 madde) ekmeğin ağırlığı toplam gıda ve alkolsüz içecekler ürünleri ağırlığının yaklaşık yüzde 10’u gibi önemli bir kısmına denk geliyor.

Çoğu zaman yapıldığı gibi buğday fiyatlarının popülist olarak artırılması yerine,  bu alım fiyatlarıyla, enflasyonun düşürülmesi ve tüketicinin temel gıda maddesi başta ekmek olmak üzere buğday mamullerine ucuz olarak erişilmesi isteniyor.