MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''İmralı canisi başına nasıl çuval geçirilip Türkiye getirilmişse, Fetullah Gülen de aynı şekilde derdest edilip ülkemize getirilmelidir. Başka çare yoktur, başka çözüm yoktur, başka seçenek yoktur, ihanetin bedeli başka türlü ödenmiş olmayacaktır'' dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, MHP'nin ''taşıdığı sorumlulukların fevkinde onurlu bir mücadelenin tarafı'' olduğunu söyledi. Siyasetin ''doğru olması kadar, bunu tatbik ve tevzi edecek zamanlamanın da doğru olması'' gerektiğini belirten Bahçeli, şöyle konuştu:
''Doğru siyasetin yanlış zamanda tezahürü veya yanlış siyasetin doğru zamanda tecellisi herhangi bir etki ve sonuç doğurmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi bugüne kadar siyasette zamanlama yanlışına düşmemiş, millete rağmen bir siyaset tercihine heves etmemiştir. Bu itibarla ara rejim özlemi duyanlar, demokrasiye silah çekenler, vesayetçi mihraklar bize yabancı ve uzaktır. Hiç kuşkusuz milli ve demokratik ilkeler neyi gerektiriyorsa yaptığımız ve bundan sonra da yapacağımız odur.
Bizim kulislerin ateşinde kaynatılan dedikodu aşına karnımız toktur. Karanlık lobilerin telkinlerine, menfaat gruplarının tekliflerine kapımız sürgülüdür.
Son günlerde Cumhur İttifakı’nı hedef alan alçak kampanyalara tamamıyla kulağımız tıkalı, gözümüz de gönlümüz de kapalıdır. Şirret niyetlerinin esiri olanlar ne derse desin, Cumhur İttifakı dünden daha güçlü bir şekilde ayaktadır; Türkiye için, Türk milleti için, istiklal ve istikbal haklarımız için varlık ve birliğini kararlılıkla muhafaza etmektedir.''
Bahçeli, bu tavırlarının ''icazetli, ipotekli bir duruş olmadığını'' ifade ederek, ''Akıllarınca ittifakımızda çatlak arayanlar, her konuyu çarpıtanlar bundan sonra da yollarda nal toplamaya devam edeceklerdir'' dedi.
Cumhur İttifakı'nın yol haritasının ''7 Ağustos Yenikapı kucaklaşması'' ile çizildiğini anlatan Bahçeli, ''Adam gibi adam olamayanlar bu gerçekleri asla kavrayamaz.Ahlaken bunalım geçirenler bu milli ve tarihi tutumu hayatta algılayamaz'' diye konuştu.
''Kripto damar henüz kurumamıştır''
''15 Temmuz, milli birlik ve dayanışma hissiyatıyla Türkiye’nin dibi zehirli haşeratlarla dolu karanlık bir uçurumun kıyısından çekip alındığı tarihtir'' diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
''Bu darbe mekaniğinin arkasında Türkiye’ye kin ve nefret besleyen odakların olduğu artık tartışma götürmeyen bir gerçektir.
FETÖ’yle kıran kırana bir mücadele yapılıyorsa da, bu terör örgütünü eğiten, yöneten, yönlendiren, teşvik eden, hedef gösteren zalimlerle yüzleşme ve hesaplaşma sağlanmadan tehditlerin geçtiğini, bir daha 15 Temmuz benzeri felaketlerin yaşanmayacağını söylemek aklı ve mantık işi değildir. Lütfen dikkat ediniz, 15 Temmuz’un sis bulutu henüz dağılmamıştır. Çünkü ihanet ve işgal planlarının merkez üssü hala aktiftir.
Kripto damar henüz kurumamıştır. FETÖ elebaşları ABD’de ve Avrupa ülkelerinde cirit atmaktadır. Demokrasi, hukuk, insan hakları ve özgürlük konularında mangalda kül bırakmayan, ama bu değerlerden de zerre miskal nasiplenmedikleri açıkta olan kuşkulu ülkeler darbecilere sahip çıkmaktadır, teröristlere kol kanat germektedir, katilleri besleyip doyurmaktadır. Bu olacak iş midir? Bu durum makul ve maruz görülecek bir hal midir?
Pensilvanya’daki terör inleri dağıtılmadıktan, teröristbaşı Gülen ve çetesi Türk adaleti önünde hesap vermedikten sonra milli yüreklerdeki alev sönmeyecek, Türk milleti rahat bir nefes alamayacaktır. İmralı canisi başına nasıl çuval geçirilip Türkiye getirilmişse, Fetullah Gülen de aynı şekilde derdest edilip ülkemize getirilmelidir. Başka çare yoktur, başka çözüm yoktur, başka seçenek yoktur, ihanetin bedeli başka türlü ödenmiş olmayacaktır.
Eğer ABD, FETÖ’yü Türkiye aleyhine imal etmemişse, Fetullah Gülen’i derhal Türkiye’ye iade etmelidir. Bunu müttefiklik hukukuna saygı gereği yapmak zorundadır.
Bu tarihi görevi terörizmle mücadeleye destek vermek, nerede durduğunu ispat etmek için yerine getirmekle mükelleftir. 251 şehidimizin dökülen kanları hala yerdedir. 2 bin 194 gazimizin sorulacak hesabı da mahşere bırakılamayacaktır.''
''FETÖ’yle de tek yumurta ikizi''
Bahçeli, ''CHP yönetimine göre 15 Temmuz tiyatrodur, masaldır, düzmecedir. Asıl darbe ise 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL'' olduğunu da belirterek, şöyle devam etti:
''15 Temmuz gecesi vatanı işgal etmek isteyen teröristler neyse, bu barbarlığa, bu düşmanlığa tiyatro diyenler aynısıdır. CHP ile İP, HDP’nin yörüngesine sabitlenmenin yanı sıra PKK’nın çizgisine taşınmışlar, FETÖ’yle de tek yumurta ikizi haline gelmişlerdir. Bunlar zulme payanda olmuşlardır. Bunlar hıyanete göz yummuşlar, olur vermişlerdir. Bunlar Türkiye’nin değil, muhasım çevrelerin hizasında toplanmışlardır. CHP, sözde OHAL mağdurlarını devamlı istismarla vakit geçirmektedir.
Bizim gerçek mağdurlara diyecek bir sözümüz yoktur. Onların hak ve hukukunu her fırsatta savunduğumuz ortadadır. Partimize yapılan müracaatları aynısıyla hükümetle paylaştığımız da bilinmektedir. Ancak mağdurlarla, mahvımızın projesine piyonluk yapanları mutlaka tefrik etmek şarttır.''
''Türkiye'nin zencileri değildir''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ''yalan ve iftira kampanyası'' yürütmekle eleştiren Bahçeli, şöyle konuştu:
''Dün bir gazeteye vermiş olduğu beyanatta demiş ki, 'Bahçeli, bütün bürokratik kadrolarını bu vesileyle devlete yerleştiriyor.' Bazı müflis köşe yazarları, bazı münafık yorumcular, bizi FETÖ’yle bir tutacak kadar namus ve şeref değerlerinden uzaklaşmışlardır.
Öncelikle şunu söylemek isterim ki, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in vatanperver ve milletsever mensupları Türkiye’nin zencileri, itilmiş, kakılmış, dışlanmış insanları değildir. Uğruna şehadeti bile göze aldığımız bu ülkeye liyakat ve ehliyet kriterlerine bağlı şekilde hizmet eden kardeşlerimizin hakkını savunmak bizim için haysiyet meselesidir. Bundan taviz veremeyiz, buna duyarsız kalamayız.
Bizi devlete sızan karanlık örgütlerle bir tutmak, aynı görmek, bu suretle afişe etmeye ve fişlemeye çalışmak en adi cinayettir, en kati cehalettir, en alçak hıyanettir, en vahim günahkarlıktır.''
İsim vermeden Zülfü Livaneli'yi de eleştiren Bahçeli, ''Son günlerde manidar bir zamanlamayla başını kaldıran CHP’li bir sanatçı ve siyasetçi, katılmış olduğu bir televizyon programında, 'bu Fetullah meselesinde benim ağzıma kimse FETÖ falan gibi o tabirleri takamaz' diyerek asıl yüzünü sergilemiştir. Bu çürümüş ve kibir kulesi şahıs, özellikle merhum Başbakan Bülent Ecevit’e çok ağır bühtanda bulunmuştur. Bu bühtanı reddediyoruz, merhum Ecevit’in devlete ve millete bağlılığını tartışmak isteyenleri de Allah’a havale ediyoruz.
Güneş toplamakla meşhur bu kişinin, bir tek Kemal Kılıçdaroğlu’na laf etmediği, suizanda bulunmadığı, hakkında ileri geri konuşmadığı hepimizin yalın şekilde gördüğü bir gerçektir. Demek ki, danışıklı dövüş bir siyaset planlaması sahnededir'' diye konuştu.
''Serok Ahmet fitneyi bıraksın...''
Yapılan birçok faaliyetlerde ''Türkiye'nin hedef ülke'' olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
''Çözüm süreciyle ilgili asılsız ve tehlikeli söylentilerin arka planında da bunlar vardır. Hiç kimse niyet okuyuculuğu yapmasın, harman yeri dişlemesin, buzağıyı yanlış yerde aramasın. Serok Ahmet fitneyi bıraksın, buradan kendisini doyuracak ekmek çıkmayacaktır. Onun serokluğu bölücülüğün umududur, terör örgütünün taltifidir, Türkiye’nin temellerini dinamitlemenin şifresidir.
Edepsizce bizi Kürt ve Kürtçe düşmanı gösteren Serok Ahmet gafletin pençesindedir, tarihte Bizans işbirlikçisi olarak anılan Haris İbn Cabela’nın tıpkısının aynısıyla fotokopisidir ve iftiracının daniskasıdır. Serok Ahmet zillet çamurunun içinde çırpınmaktadır.
Görüyoruz ki, siyasette zillet ittifakına melanet bir rol biçilmiş, takviye güç olarak bölücü ve yıkıcı unsurlar öne çıkarılmış, dış destek olarak uluslararası platformlar ve husumetle temellenen sivil toplum kuruluşları sürece dahil edilmiştir.
Erken seçim dayatması yalnızca CHP’nin, yalnızca İP’in, yalnızca HDP’nin talebi değil, ortak paydaları Türk ve Türkiye düşmanlığı olan çevrelerin baskı ve dayatması olarak belirginlik kazanmıştır.''
''Hani ittifak yoktu''
Bahçeli, İzmir'de düzenlenen bir mitingde CHP ve HDP'nin yan yana geldiğini belirterek, şunları söyledi:
''HDP’nin bir eşbaşkanı, sanki çözüm arayan varmış gibi, çözüm için bebek katilinin üzerindeki tecridin kaldırılmasını istemiştir. CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da HDP’lilere seslenerek, “sonuna kadar omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz” kararlılığını fütursuzca seslendirmiştir.
Hani ittifak yoktu? Hani birlikte değillerdi? Bal gibi, buz gibi CHP-HDP-İP ortaktır, ne var ki kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı meselesi de aralarında ihtilaf yaratmıştır.
CHP’li bir genel başkan yardımcısının cumhurbaşkanı adayımız Kılıçdaroğlu’dur demesi, adaylık düşü kuran İP Başkanı’nı, HDP’nin müdahalesi olmadan aday belirlenmez diyen bölücü zihniyeti telaşlandırmıştır. Zillet ittifakına tavsiyem, kimin aday olacağını öğrenmek istiyorlarsa ajanslarına sorsunlar, cevap alamazlarsa Biden’e ulaşsınlar ya da Bolton’un son kararının ne olduğunu araştırsınlar. Bunlar kendi öz iradeleriyle cumhurbaşkanı adayı belirleyemeyecek ölçüde akılları ve iradeleri rehinlidir.''
''Tam bir kepazeliktir''
Bahçeli, Avrupa Parlamentosu'nun HDP’nin kapatılması davasını kınadığını ifade ederek, ''AB içinde terörizmi kınamaktan uzak durmak bile parti kapatma nedeniyken, alenen teröre bulaşmış, terörizmin siyaset ayağı olmuş bölücü HDP’nin kapatılma girişimine peşin hükümlerle karşı çıkılmıştır. Yargı bağımsızlığımızı çiğneyen ikiyüzlü Avrupa zihniyetinin HDP-PKK-FETÖ sevdası tam bir kepazeliktir'' dedi.
Devlet Bahçeli, ''Türkiye'nin, üçüncü yılını dolduran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle karşısına çıkan musibetleri göğüsleyecek kuvvette'' olduğunu ifade ederek, ''Hiçbir ülke bize demokrasi dersi verecek kadar sicili temiz değildir. Hele hele demokrasiyi kullanarak Türkiye’yi zillete düşürmeye and olsun hiç kimsenin takati yetmeyecektir'' diye konuştu.
TBMM'nin, bu hafta, 1 Ekim’e kadar tatile gireceğini de anımsatan Bahçeli, milletvekillerinden ''seçim bölgelerindeki her insana ulaşmalarını'' da istedi.