Cumhurbaşkanı Macron tarafından 2019’da oluşturulan komisyon, Fransa’nın Ruanda’daki soykırımda “ağır sorumluluğu bulunduğu'' kanısına vardı. (Foto: Depo Photos)

Ruanda raporu: Fransa’nın soykırımda “ağır sorumluluğu” var

Bir komisyon tarafından hazırlanan rapor, eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand dönemini işaret ediyor ve Fransa'nın soykırımda "suç ortaklığı" yapmadığını kaydediyor. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından 2019’da oluşturulan komisyon, Fransa’nın Ruanda’daki soykırımda “ağır sorumluluğu” bulunduğu kanısına vardı.

Tarihçi Vincent Duclert’in başkanlığını yaptığı komisyon, raporunu bugün Cumhurbaşkanı Macron’a sundu.

Raporun sonuç bölümünde “Fransa’nın 1990 ile 1994 arasında Ruanda’da iflası” ve hutu Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana’nın ırkçı, yozlaşmış ve şiddet içeren rejiminin soykırıma yönelmesine kör kalması” eleştiriliyor. 

Rapor, bununla birlikte BM’ye göre Nisan-Temmuz 1994’te 800 bin kişinin ölmesine yol soykırımda Paris’in “suç ortaklığı yaptığını” gösteren hiçbir şeyin olmadığına dikkati çekiyor.  

Resmi olarak yayımlanmadan önce bazı kaynaklar tarafından görülen rapor, dönemin sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın bu politikadaki hayati sorumluluğunda ısrar ediyor. 

İki yıl boyunca on binlerce Fransız arşiv belgesini tarayan komisyonun on dört tarihçi üyesi, “Ruanda iktidarı ile bu uyum, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı iradesinin sonucudur” görüşünü dile getiriyor.

Tarihçiler, François Mitterrand’ın, Juvenal Habyarimana ile “güçlü, kişisel ve doğrudan bir ilişki içinde olduğunu” belirtiyor. Rapora göre, “Bu ilişki yüzünden (…) Habyarimana rejimine önemli miktarda silah ve mühimmat teslim ediliyor ve ayrıca Fransız askerleri Ruanda hükümetinin silahlı kuvvetlerinin eğitimine büyük katkıda bulunuyor.”

Rapor ayrıca, François Mitterrand’ın yakın çevresinde ve Elysée Sarayında karar verilen politika bağlamında “düzensiz idari uygulamaların (…) yasal prosedürlerin atlanmasının ve sindirme eylemlerinin varlığını” kınıyor.

Tarihçiler raporda, soykırım sırasında Fransa’nın sorumlularla ilişkisini kesmekte geç kaldığını ve soykırıma son veren Tutsi isyanını, kaygılandığı konuların başına koymaya devam ettiği” görüşü dile getiriliyor. 

Raporda, Fransa’nın müdahale etmekte geç kaldığı, sonradan giriştiği “Turquoise” operasyonuyla çok hayat kurtardığı ama soykırımın başında insanların öldürülmesinin engellenemediği belirtiliyor.