KONULAR
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ''Bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. 'Biz yapalım hukuk arkadan gelsin' değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışı içerisindeyiz'' dedi.
Gül, ''Masumiyet Karinesi ve Lekelenmeme Hakkı Sempozyumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, etkinliği düzenlemekteki amacın ''insanı insan yapan onuru ve itibar hakkını güçlendirme iradesini en üst seviyede ortaya koymak'' olduğunu söyledi.
Adalet Bakanı Gül, "İnsan için yaşamak hakkını anlamlı kılan insan onuruna saygının mütemadiyen korunmasıdır. Doğuştan gelen hak ve özgürlüklerin tanınmasıdır. İnsanın istediği gibi inanması, inandığı gibi yaşayabilmesidir. Hukukun işlevi, bütün bu hakları koruması, en asli görevidir'' diye konuştu.
Türkiye'nin hukuk ve demokrasi tarihindeki kazanımlarının kolay elde edilmediğini, "unutulan zulmün tekrar edeceğini" belirten Gül, şunları kaydetti:
"Örneğin, hukukun milli iradeye zulüm aracı olarak yaşandığı 27 Mayıs'ı asla unutmayayız. Yine, gencecik fidanlarımızın 'bir sağdan bir soldan' diyerek darağacına götürüldüğü 12 Eylül'ü asla unutmayacağız. Yine insanımızı inançlarından, kültüründen, düşüncesinden, kılık kıyafetinden dolayı bölen, ayrıştıran, en temel haklarını rehin alan 28 Şubat'ı asla unutmayacağız. Ve hukuku kirli ajandasına alet ederek, iftira ve şantajlarla, kumpaslarla, tapelerle, itibar suikastlarıyla insanımızın onurunu lekeleyen hain terör örgütü FETÖ'nün 15 Temmuz ihanetini asla unutmayacağız. Elbette geçmişi unutmamak, o acı deneyimlerin tekerrür etmemesi için gereklidir, ama yeterli değildir."
''Kılavuzumuz hukuk''
Hukuk devleti ilkesinin demokrasi açısından hayati bir öneme sahip olduğunu dile getiren Gül, "Bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. 'Biz yapalım hukuk arkadan gelsin' değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışı içerisindeyiz'' diye konuştu.
İnsan onuruna duyulan saygı ve ona verilen önemin hukuk devletinin ahlaki özünü oluşturduğunu anlatan Gül, tüm insanların bu saygı, önem ve koruma bağlamında eşit olduğunu söyledi.
Kimsenin kimseye ''çamur atma özgürlüğü'' bulunmadığını belirten Gül, "84 milyon vatandaşımızın dünya görüşü, yaşam tarzı, mezhebi, meşrebi, etnik kimliği ne olursa olsun şerefi, onuru, itibarı devlete emanettir. İnsanın lekelenmeme hakkı da bütün insanlığın hakkıdır" dedi.
Gül, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkının da kapsamını genişletmeye hedeflediklerini belirterek, ''Soyut ve temelsiz suçlamalarla, hiç kimse bırakın dava açılmasını, herhangi bir soruşturma işlemine muhatabı bile olmamalıdır" diye konuştu.
''Hukuk sanal dünyaya karşı sanal bir tavır takınamaz''
Masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkının sosyal medya açısından da geçerli olduğunu ifade eden Gül, "İnternette de fiziki alemde ne suçsa; sanal alemde de o suçtur. Yargı, hukuk sanal dünyaya karşı sanal bir tavır takınamaz elbette" dedi.
Adalet Bakanı Gül, insanı insan yapan değerlerde kimsenin diğerine üstünlüğünün olmadığını belirtti ekledi: "İnsan onurunu korumanın istisnası yoktur, mazereti asla olamaz. Bu konuda politik-ideolojik ayrımcılık yapılması asla kabul edilemez."
Yargı mensuplarını yer aldığı sempozyuma Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katıldı.