Putin, ABD'nin çekilmesinin ardından Afganistan'ın parçalanmayacağını umduğunu, militanların mülteci kisvesi altında yakın ülkelere sızmasından endişe ettiğini söyledi. (Foto: Kremlin)  

Putin, Batı'yı ''Afganistan'a karışmayı bırakması'' konusunda uyardı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kabil'in düşmesinden sonra ülkelerin Afganistan'a müdahale etmemesini talep ederek, Batı'nın ''dışarıdan yabancı değerleri empoze eden sorumsuz politikasını durdurması gerektiğini'' söyledi.

Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Moskova'da görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında, Afganistan'daki krizle ilgili ilk kez yorumlarda bulundu. Her iki lider de Afganistan'ın görüşmelerde öne çıktığını belirtti.

Putin, ABD liderliğindeki güçlerin geri çekilmesinin ardından Afganistan'ın parçalanmayacağını umduğunu, Afganistanlı militanların mülteci kisvesi altında yakın ülkelere sızmaya çalışacaklarından endişe ettiğini ifade etti.  

Taliban'ın başkent de dahil olmak üzere neredeyse ülkenin tüm topraklarını kontrol ettiğine dikkat çeken Putin, şunları söyledi:

''Bu bir gerçek, bunu hesaba katmalı ve Afgan devletinin çökmesine izin vermemeliyiz. Yabancı değerleri dayatma, yabancı standartlarda bir demokrasi dayatma, tarihi, etnik veya dini özellikleri hesaba katmadan, diğer ulusların geleneklerini tamamen görmezden gelme sorumsuz politikasını bırakmanın zamanı geldi. Afganistan'ı biliyoruz, sadece biliyoruz. Çok iyi. Bu ülkenin ne olduğunu ve tipik olmayan devlet yönetimi ve kamusal yaşam biçimlerini ona empoze etmeye çalışmanın ne kadar verimsiz olduğunu biliyoruz.''

Putin, 2001 yılında New York ve Washington'daki 11 Eylül terör saldırılarının ardından başlatılan Afganistan'a ABD liderliğindeki müdahale hakkında soru sorulduğunda, ''Buna başarı diyemezsiniz. Fakat şu anda bu noktada durmak ve bundan bir başarısızlık olarak bahsetmek bizim çıkarımıza değil. Ülkedeki durumun istikrarlı olmasıyla ilgilendik'' diye yanıt verdi.  

Taliban'ın şu anda ülkenin çoğunu kontrol ettiği için ''bunun bir gerçek olduğunu kabul etmemiz gerekiyor'' diyen Putin, Taliban'ın Afganistan'da düzeni yeniden sağlama sözlerini tutmasını umduğunu da sözlerine ekledi.

Alman lider ile Belarus konusunu da ele aldıklarını kaydeden Putin, Belarus'taki durumun dışarıdan müdahale olmadan çözülmesi gerektiğini belirtti.  Rusya Devlet Başkanı, ''Belarus toplumu içindeki çelişkilerin ancak Belarusluların kendileri tarafından anayasa ve ulusal yasalar çerçevesinde çözülebileceğine inanıyoruz'' dedi.

''Merkel, Navalny'nin serbest bırakılmasını istedi''

Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den, hayatı Berlinli doktorlar tarafından kurtarılan hapisteki muhalif politikacı  Alexei Navalny'yi serbest bırakmasını istedi.  

Navalny'nin zehirlenmeden Moskova'yı sorumlu tutan Merkel, Kremlin'deki basın toplantısında Putin'in yanında dururken, "Rus liderden Navalny'yi serbest bırakmasını talep ettim" dedi.

Navalny'nin adını kamuoyu önünde söylemeyi reddeden Putin, rakibini ''sanık'' olarak nitelendirdi. Navalny'nin siyasi faaliyetleri nedeniyle hapse atıldığını reddetti ve ''cezai suçlar'' nedeniyle parmaklıklar ardında olduğunu söyledi. Putin, Rusya'nın kapsayıcı bir siyasi sisteme sahip olduğunu iddia ederek, "Rusya Federasyonu'nun yargı kararlarına saygı gösterilmesini rica ediyorum" dedi.  

Merkel ayrıca, Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini dile getirdi ve ''Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü korumaktan yanayım " dedi.

Merkel, Almanya'nın lideri olarak geçirdiği 16 yılda Putin ile 30 defadan fazla bir araya geldi ve Avrupa'daki diğer birçok ülkenin Putin'in artık makul olamayacağına inanmasına rağmen, Rusya ile diyaloğu sürdürmek için sesli olarak lobi yaptı.

Komünist Doğu Almanya'da büyüyen Merkel ve orada görev yapan eski bir KGB ajanı olan Putin birbirlerinin dillerini konuşuyorlar.  

Şansölyenin 16 yıllık iktidarı boyunca, ikili gergin ilişkilere rağmen her zaman bir diyalog sürdürdü.