KONULAR
Bahçeli: ''Ortada bir kriz yoktur''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Ortada bir kriz yoktur, velev ki olsa bile, bundan memnun olamayız, eğer gerekiyorsa Cumhur İttifakı’nın bir ortağı olarak hesap vermemiz gerekiyorsa da seve seve veririz'' dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, çağın problemleri ile başa çıkabilmek için öncelikle yapılması gerekenin''ya durulan ya da bakış açısının temelden kopmadan değişmek'' olduğunu söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu:
''Aynı yoldan giderek farklı bir yere ulaşamayız. Veya aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alamayız. İnsansız siyaset, siyasetsiz insan, kansız damar, kalpsiz beden gibidir. Yani yok hükmündedir. Bu nedenle insana bakış açımızı devamlı surette müspet ve mümbit ölçülerde geliştirmeli, kanayan her yaraya merhem, kararan her geceye ışık olmalıyız.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyasetinde insan merkezdir, millet medeniyettir, bunlarla mündemiç sorun ve şikâyetlerin çözümü de mecburidir. İnsandan kopuk, milletten ayrık bir siyaset bizim hayat ve fikir anlayışımıza hem uzak hem de yabancıdır.''
''Ortada bir kriz yoktur''
Bahçeli, ''TBMM’de sosyal gelişmeyi, ekonomik adalet ve özgürlüğü, insanımızın refahını ve ferahını amaçlayan kanuni düzenlemelere dudak büken, sırt çeviren, sürekli kavga ve kriz çıkarmakla meşgul olan siyasi partiler milletimiz tarafından not edilmektedir'' diye konuştu.
Seçim sandığı konulduğunda herkesin ''dünyanın kaç bucak olduğunu'' göreceğini anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:
''Selamsız ve sevimsiz bir siyaset devşirmesi şahsıma yönelik; 'Bahçeli krizlerin ortağıdır' demiş, halt etmiş, küçük aklının dibini sergilemiş.
Ortada bir kriz yoktur, velev ki olsa bile, bundan memnun olamayız, eğer gerekiyorsa Cumhur İttifakı’nın bir ortağı olarak hesap vermemiz gerekiyorsa da seve seve veririz. Ön kapıda Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığına destek imzası verip, arka kapıyı dolanınca Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı için kulis yapan siyaset kalpazanları bizi anlayamaz, bizi tanımlayamaz, bizi kavrayamaz.
Biz krizlerin ortağı değiliz, insanımızın dert ortağıyız, Cumhur İttifakı’nın yılmaz ortağıyız, milletimizin can beraberiyiz. Ama selamsız sabahsız siyaset düşüklerinin emin olunuz, hangi mahfillerin, hangi mihrakların, hangi milliyetsizlerin ortağı olduğunu da gayet iyi biliriz.
Siyasetteki adını, sanını, unvanlarını ve müktesebatını borçlu olduğu partisine ve liderine vefasızlık yapan biliniz ki her türlü kepazeliği yapar, her türlü satışı yapar, her türlü dönüşü yapar, bugüne kadar da yapmıştır. Alnı lekeli, vicdanı rehinli bir şahsın sözleri değersiz olmakla birlikte ayaklarımızın altındadır. Varsın konuşsun siyasi fukara, konuşmakla çene eskimez, dil esnemez.
Onun ve beş yaşından beri Ülkücü olduğunu ileri süren Serok Ahmet’in acilen akıl ve ruh kontrolünden geçmeleri, durum vahimse uzun bir süre yatılı olarak tutulmaları siyaset ve toplum huzuru adına tavsiyemdir, temennimdir.''
''CHP zihniyetiyle bizim açık ara farkımız budur''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''kağıt toplayıcılar konusunu kaşıyıp siyaset malzemesi haline getirmeye çalıştığını'' söyleyen Bahçeli, ''Kılıçdaroğlu’nun en iyi bildiği şey bulanık suda balık avlama merakıdır. Bu merak başına çok işler açsa da dediğim dedik çaldığım düdük havasında ısrar etmektedir'' dedi.
Kılıçdaroğlu'nun ''garibanın yanında görünmesinin inandırıcı olmadığını'' ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:
''Ne var ki, asıl mesele kağıt toplayıcı kardeşlerimizi rahatlatmak değil, onları daha huzurlu, daha güvenli, daha insani şartlarda çalışabilmelerinin önünü açmaktır. Bunun yolu da ilk etapta eğitimdir. Kılıçdaroğlu abuk sabuk vicdan hatırlatması yapacağına, cahilce konuşup gafilce hareket edeceğine öncelikle kağıt toplayıcı kardeşlerimizin kaynağına inmeyi, bu işe neden ve nasıl başladıklarını incelemeyi denemelidir.''
Bahçeli, bu konunun ''derinliğini'' 2010 yılında görüp, “Okulsuz Her Köye Bir Eğitim Konağı” kampanyası başlattıklarını ve ilk olarak da Aksaray'ın Dikmen köyünde okul yaptırdıklarını söyledi.
Bahçeli, ''Kılıçdaroğlu bugün rahat rahat kağıt toplama vaadinde bulunduğu kardeşlerimize, biz kucak açarak okutmak, yetiştirmek, devletin ve özel sektörün farklı kademelerinde görevler almasını istedik. İşte CHP zihniyetiyle bizim açık ara farkımız budur'' dedi.
Kendi düşüncelerinde ''sınıf ayrımcılığı, zümre farklılığı, kast sistemi'' olmadığını anlatan Bahçeli, ''Kılıçdaroğlu’nun sözü kaymak tabakanın sözüdür. Kılıçdaroğlu’nun siyaseti dağda çobanı küçük gören, şehirde garibanı mahcup eden kokuşmuş bir siyasettir'' ifadesini kullandı.
''Osman Kavala Sorosçu’dur, Selahattin Demirtaş teröristtir''
Kılıçdaroğlu'nun geçen haftaki grup toplantısında ''millet adına adalet istediğini'' dile getirdiğini belirten Bahçeli, şöyle konuştu:
''Kılıçdaroğlu utanmadan, sıkılmadan sormuş; Osman Kavala neden hapiste? Selahattin Demirtaş neden hapiste? Her soru kendi içinde bir cevap barındırır, ama akıl dağılması yaşayan bu şahıs için bunun bir önemi yoktur.
Osman Kavala Sorosçu’dur, Selahattin Demirtaş teröristtir, teröristin yeri de hukukun üstün olduğu tüm demokratik ülkelerde demir parmaklıkların arkasıdır.
Sayın Kılıçdaroğlu, Demirtaş’ın niye hapiste olduğunu grup toplantısında milletvekillerine değil, cesaretin varsa şehit analarına sor, yiyorsa şehit babalarına sor, mertsen dul ve yetim kalan vatan evlatlarının gözlerinin içine baka baka sor.
Bir teröristin niye hapiste olduğunu sormak teröristin müdafaasıdır. Bir teröristin neden hapiste olduğunu sorgulayan kim olursa olsun şahsını ve siyasetini onunla eşitlemiş ve özdeşleştirmiş sayılacaktır. Yani, Kılıçdaroğlu terörist Demirtaş’ın CHP’nin başına çökmüş gölgesidir. Sayın Kılıçdaroğlu, kimin tarafındasın? Kimin kılıcını sallıyorsun? Şehidin mi, katilin mi? Gazinin mi, caninin mi? Milletin mi? Melanetin mi?
Sana bu aklı kimler veriyor? Kimler seni kukla gibi oynatıyor? Kimin nam ve hesabına konuşuyorsun? CHP’ye oy veren tertemiz vicdanlı kardeşlerim, bu rezilliği nasıl hazmedecekler? Atatürk sevdalısı kardeşlerim istiklal düşmanlarına nasıl göz yumacaklar? Diğer yandan İP’e oy veren kardeşlerim, HDP’yle, teröristlerle ittifakı nasıl içlerine sindirecekler?
Kılıçdaroğlu siyasi ahlak ve onur sahibiyse bugün şu muammayı açıklığa kavuşturmak zorundadır? PKK’yı terör örgütü olarak görüyor mu, görmüyor mu? Terörle mücadeleyi destekliyor mu, desteklemiyor mu? Bizim boş söze karnımız toktur.''
''Bürokrasiyi tehdit mesajı vesayetçi bir söylemdir''
Bahçeli, ''Kılıçdaroğlu amcalığa, ağabeyliğe soyunmuş, bu defa da bürokrasiye ayar vermeye kalkışmış'' diyerek, bürokratlara yönelik sözlerini de eleştirdi.
''Süre doldu, üstelik bir gün de geçti'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
''Sayın Kılıçdaroğlu, ne oldu, heyben doldu mu? Attığın taş yerini buldu mu? Başın göğe erdi mi? Senin hukuka bakışın bu mudur? O tarihe kadar yapan yaptı, kapan kaptı, 18 Ekim’den sonra sorumlusunuz demek mi istiyorsun? CHP Genel Başkanı kendi içinde vahim çelişkilerle maluldür. Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiyi tehdit mesajı vesayetçi bir söylemdir.
Bürokraside hata yapan çıkacaktır, bunlar tespit edilip ayıklanır. Ancak şerefli Türk bürokratını tehdit etmek müstevli üslubudur. Bu üslubun faili ateş olsa cürmü kadar yer yakacaktır.
FETÖ stratejileri CHP’yi kavramış, İP’i kasnağa çevirmiştir. Okyanus ötesinde zillet ittifakının lobi çalışmasını üstlenen, Türkiye husumetini kamçılama arayışında olan vatan hainlerinin itibarsız dayanışmasıyla siyaset yapanlar, PKK’nın kanlı emelleriyle rota tayin edenler bu milletin şamarını eninde sonunda kafalarına yiyeceklerdir.
Tıpkı Humeyni gibi, Türkiye’ye gelmesini bekledikleri Fetullah Gülen’e fazla umut bağlamasınlar, çünkü teröristbaşı Gülen’in geldiği gün öldüğü gün olacaktır.
İkazla söylemek isterim ki, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bürokratlara değil, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na kafa yormalı, onu fazla serbest bırakmaktan sakınmalıdır. Sadece boş zamanlarında belediye binasına ve İstanbul’a uğrayan bu şahsın gezmediği, gitmediği yer neredeyse kalmamıştır.
''Görev yeri İstanbul, il il gezmekte'
Gözümüzden kaçtığı sanılmasın, sipariş bir senaryo devrededir. Görev sahası İstanbul’la sınırlı olan bu belediye başkanının il il, ilçe ilçe gezmekteki amacı nedir? Varmak istediği yer neresidir? Hatta Yunanistan ziyaretine niye ihtiyaç duymuştur? Neyin hazırlığı içindedir?
Kimlerin dolduruşuna gelmiştir? Başbakanlık hülyaları eşliğinde eve dönme kulvarına giren İP Başkanı, Fatih benzetmesiyle taltif ettiği şahsı nereye, hangi girdaba çekmeyi planlamıştır?
CHP ve İP oyun içinde oyundur. Birbirlerine güvenmeyen bir ittifaka bu millet hiç güvenir mi?''
''Türkiye çadır devleti değildir''
Yunanistan’da yayımlanan Estia gazetesinin İngiltere’nin Ankara Büyükelçisine atfen yaptığı haberde, “Erdoğan’ın günleri sayılı'' ifadesine yer verildiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bu açıklamayı tekzip veya teyit edecek kişi öncelikle söz konusu büyükelçinin bizatihi kendisidir. Şayet böyle bir sorumsuz açıklama yapılmışsa, büyükelçinin gözünün yaşına bakılmadan istenmeyen adam ilan edilmesi hem diplomasinin teamülü hem de milli onurun şaşmaz bir gereğidir. Türkiye çadır devleti, İngiltere’nin sınır aşan sömürge ülkesi değildir.
Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan sapkın haberin Yunanistan menşeli olması bir başka altı çizilmesi, üzerinde durulması gereken şaibeli bir konudur.''
Türkiye’yi dışarıdan yönetmeye ve yön vermeye tevessül edenlerin ''tarihi bir yanılgı peşinde olduğunu'' belirten Bahçeli, ''Türkiye güdümlü ve güdülen bir ülke olamaz'' dedi.
''Düzensiz göç konusu milli beka meselesidir''
Dünyanın değişik yerlerde yaşanan gelişmelerden örnekler aktaran Bahçeli, Afganistan’da her hafta bir cami bombalandığını ve bunları DEAŞ'ın üstlendiğini söyledi.
Türkiye'nin Afganistan’ın bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve egemenlik haklarını savunmanın yanı sıra sosyal ve ekonomik gelişmesine de destek vermesi gerektiğini belirten Bahçeli, şöyle konuştu:
''Taliban yönetiminin başta kız çocuklarının okutulması olmak üzere, insan hak ve özgürlüklerine saygılı olması, her insanını kucaklayan, her insanını Allah’ın bir emaneti gören manevi duyarlılıkla hareket etmesi tarihi önemdedir.
Geçtiğimiz hafta ülkemizi ziyaret eden Taliban temsilcilerine bu çerçevede lazım gelen düşünceler aktarılmış, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi hususunda görüş birliği sağlanmıştır.
Özellikle vurgulamalıyım ki, Afganistan’ın huzuru Türkiye’nin huzuruyla yakından ilgilidir. Ankara ile Kabil arasında kurulan diyalog köprüsünün sağlıklı ve sağduyulu şekilde devamı, işbirliği kanallarının açık olması kanaatimizce çok yararlı sonuçlar doğuracaktır. Düzensiz göçün kaynağında durdurulması hususunda iki ülkenin ortaklaşa çalışması tarafların çıkarınadır. Düzensiz göç konusu milli beka meselesidir. Türkiye göçmen kampı, sığınmacı merkezi olmamalıdır, kaldı ki olmayacaktır.''
''NATO fikren bölünmüştür''
Devlet Bahçeli, Yunanistan'ın Fransa ile imzaladığı savunma ve güvenlik işbirliği anlaşmasına da değinerek, bu anlaşmayla ''İki NATO üyesinin taraflardan birinin saldırıya uğraması halinde diğer ülkenin askeri yardımda bulunmasını tasdik ve tescil ettiğini'' söyledi.
Bunun NATO ilkelerine aykırı olduğunu ifade eden Bahçeli, ''Bu sinsi ve gizli maksatlı bir anlaşmadır. Ve NATO şemsiyesi yırtılmış, ittifak fiilen ve fikren bölünmüştür'' değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, ABD ile Yunanistan dışişleri bakanları 6 Kasım 2021 tarihinde bitecek olan “İkili Savunma İşbirliği Anlaşması”nı beş yıl daha uzattığını da belirterek, ''Bu anlaşma kapsamında, Trakya’dan Girit’e kadar bazı kara, hava ve deniz üsleri ABD’nin askeri faaliyetlerine açılacağını'' kaydetti.
Devlet Bahçeli, ''Açık açık söylüyorum, NATO içinde Türkiye’ye karşı siper kazılmaktadır, Ege ve Doğu Akdeniz’e mayın döşenmektedir. Türkiye’ye gözdağı verilmektedir, Türkiye tehdit edilmektedir'' diye konuştu.
ABD'nin, Çin’in Kuşak-Yol ile Rusya’nın enerji akım projelerini engelleyecek ara istasyonlardan birisi olarak Yunanistan’ı belirlediğini ve askeri yığınak yaptığını anlatan Bahçeli, bütün bu yaşananları ''Türkiye’yi de kuşatma altında tutmayı amaçlayan jeopolitik bir kumar'' olarak niteledi.
Bahçeli, milletvekillerinden, ''Bütçe görüşmelerini komisyon safhasından genel kurul aşamasına kadar dikkatle takip etmelerini, devamlılığı sağlamalarını, konulara hakim olup hazırlık içinde bulunmalarını, soğukkanlılığı korumalarını'' da istedi.