Veliyettin Ulusoy, bugün insan hakları denilen evrensel kavramın 13. Yüzyılda en başa insanı koyma felsefesiyle Hacı Bektaş Veli tarafından hayata geçirildiğini söyledi. 

Veliyettin Ulusoy, ‘zamansız’ o ağacın sırrını açıkladı

Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Başkanı Veliyettin Ulusoy, bugün insan hakları denilen evrensel kavramın 13. Yüzyılda en başa insanı koyma felsefesiyle Hacı Bektaş Veli tarafından hayata geçirildiğini söyledi. 

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), anma törenleri kapsamında 2021 yılını Türkiye'de Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran yılı olarak ilan etti. 

Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Başkanı Veliyettin Ulusoy, bugün insan hakları denilen evrensel kavramın 13. Yüzyılda en başa insanı koyma felsefesiyle Hacı Bektaş Veli tarafından hayata geçirildiğini söyledi. Anma etkinlikleri kapsamında birçok yerde ağaçların dikilmeye başlandığını anlatan Vakıf Başkanı Ulusoy, Hacı Bektaş Veli'ye 'görevlendirildiği' işaretinin verildiği ve Hacı Bektaş Dergahı'nın ortasında bulunan ''Karadut ağacı''na ilişkin sırrı da ilk kez  şöyle açıkladı:  “Velayetname şöyle anlatıyor; yarı yanmış bir odun parçasını fırlatmış düştüğü yerde sana görev verildi deniyor. İnanışa göre, o gün fırlatılan yarı yanmış odun parçası bugün Balım Sultan türbesinin önündeki karadut ağacı.". 

Hacı Bektaş Veli’nin, İnsanı odak noktasına koyduğu için önemsediği için  halkla iç içe  birisi olduğunu, “Sadece ibadet edip kenara çekilen biri değil”  görüşüyle anlatan Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Başkanı Veliyettin Ulusoy, Ajans Bizim’e değerlendirmeleri şöyle: 

 Neden Anadolu?

''Hacı Bektaş Veli, insan-ı kâmilin değerini, kâinattaki yerini, önemini anlam ve etkisini gönül gözü ile gören; gelişmenin yaratıcılığını, erdemin insan hayatındaki yerini, tenasühün olgunlaştırıcılığını; iyinin, güzelin ve hakikatin tecelliyetini yaşamı içerisinde hayata geçiren Ulu Pirimizdir. Hünkâr Hacı Bektaş Veli, yalnızca yaşadığı döneme damgasını vurmamış; aynı zamanda Alevilik ve Bektâşîlik inancının yayılmasına, vücut bulmasına ve nihayetinde yüzyıllar boyunca sürmesine neden olmuş Hak aşkının nûruna sahip olan yolumuzun Piri’dir.

Hacı Bektaş Veli, bugün 'insan hakları' dediğimiz o uluslararası bir kavram var. 13. Yüzyılda bunu aşılamış ve en başa da insanı koymuş. İnsanın doğru, dürüst olması için hakka geri dönmesi lazım. Hakka dönerken de çok düzgün, temiz olması gerekir. Her türlü kötü özelliklerden temizlenmesi lazım şeklindeki düşüncelerinin sonucu olarak da bugün Hacı Bektaş Veli hala içimizde yaşıyor. Hacı Bektaş Veli, Ali ile özdeşleştirilir; Hakka yürüme ve toprağa sırlamaları da birbirlerine benzer. Benim ayrıca özel bir düşüncem acaba o dönemde 13. Asırda neden Mevlana gibi, Yunus gibi, Hacı Bektaş veli gibi, Şems-i Tebrizi gibi insanlar neden Anadolu’da yoğunlaştı, bu düşünce neden egemen oldu? Bu Emevi İslamının Anadolu’ya gelmemesiyle ilgili olabilir. İnsanı odak noktasına koyduğu için önemsediği için her türlü işi yapan bir insan, halkla beraber olan bir insan. Sadece ibadet edip kenara çekilen biri değil.

Karadut ağacının sırrı

(Hacı Bektaş Veli felsefesi ne kadar biliniyor sorusuna) Ne yazık çok fazla bilinmiyor, bilen kimseler de Alevi- Bektaşi çevresindeki onların içindeki sınırlı sayı da ki insanlar en büyük eseri de kendi yazmamasına rağmen halkın anlattığı Velayetnamedir. 

Velayetnamesi’nde hep ders verici bir özellik vardır. Örneğin, Velayetname’de geçen Güvenç Abdal menakıbı Yol için yolu anlatır. Görüşüne göre çok basit ve sıradan bir anlatı olarak okunabilir fakat Yol içerisinde bakıldığında Mürşid-muhip ilişkisini bütün yönleri ile ortaya koyar. Güvenç Abdalın, Yola dair bazı sualleri olur. Hacı Bektaş Veli ise bu suallere cevap vermek yerine kendisine Yolun sırlarına vasıl olması için bir Hindistan’ın Delhi Şehri’ne gönderir. Güvenç Abdal bu yolculukta birtakım zorluklar ile karşılaşır fakat her an Yol’un ne olduğunu deneyimleyerek yani bizzat yaşayarak öğrenir. Yolcuğun en zor anında Piri elinin Güvenç Abdal’ın üzerinde olmasından Delhi Şehri’nde aşık olduğu kız ile evlendirmesine kadar Hacı Bektaş Veli hem medet hem de mürüvvetin kaynağı olduğunu beyan eder.

(Anma  etkinlikleri başladı ve yurtta karadut ağacı dikildiğini görüyoruz, neden bu ağaç sorusuna) 

''Velayetname şöyle anlatıyor; yarı yanmış bir odun parçasını (egsiyi, asa, kösegi) fırlatmış düştüğü yerde sana görev verildi deniyor. İnanışa göre, o gün fırlatılan kösegi bugün Balım Sultan türbesinin önündeki karadut ağacı. Karadut ağacı olmasının nedeni belki yarı yanmış odun parçası olmasından diye düşünüyorum.  Yunanistan’a da gittim, Hacı Bektaş Veli’nin torunu Seyyid Ali Sultan’ın orada karadut ağacını gördüm, Eskişehir’de de gördüm.  Hepsinde aynı cins karadut ağacı var. 

Dergahtaki ağacın yılını uzmanlar tespit eder ama artık son anlarını yaşıyor. Koruma altına alındı ama yanında Balım Sultan Türbesi’nin hemen sağ tarafında yeni yetişen bir ağaç daha var.  Zaten birbirinin devamı  onlar. Birbirinden aşklanıyorlar.  Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı olarak amacımız çok derin anlamı ve simgesel değeri olan bu karadut ağacının çoğalıp, dal budak saçmasını sağlamak ve gelecek kuşaklara aktarmaktır.''