KONULAR
AUKUS denizaltı programı resmiyete döküldü
Fransa ve Çin'in öfkesini çeken Aukus paktı çerçevesinde ABD, İngiltere ve Avustralya arasındaki nükleer denizaltı programı resmiyete döküldü.
ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, başlatıldığı günden bu yana Fransa'yı kızdıran projeyi resmileştirmek üzere San Diego'daki bir deniz üssünde bir araya geldi.
Yapılan ortak açıklamada "Projemiz, uluslarımızın gelecek on yıllar boyunca nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar üretme ve konuşlandırma konusundaki endüstriyel kapasitesini güçlendirmekte, Hint-Pasifik'teki denizaltı varlığımızı geliştirmekte ve küresel güvenlik ve istikrara katkıda bulunmaktadır" denildi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, programın üç aşamada gerçekleştirileceği ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ilkesine uygun olarak yürütüleceği belirtildi.
İlk aşama, Amerikan ve İngiliz mürettebatının yanı sıra ABD ve İngiltere'nin tersanelerinde ve uzmanlık okullarında denizci, mühendis ve teknisyenleri eğiterek ne nükleer denizaltısı ne de askeri ya da sivil herhangi bir nükleer teknolojisi olan Avustralya'yı bu donanıma alıştırmak olacak.
Amaç 2027'den itibaren dönüşümlü olarak dört Amerikan "Virginia" sınıfı denizaltı ve bir İngiliz "Astute" sınıfı denizaltının Perth'deki (batı) Avustralya üssünde konuşlandırmak!
5 denizaltı
İkinci aşamada, Avustralya, ABD Kongresi'nin onayına tabi olmak üzere, iki ilave denizaltı opsiyonu ile birlikte ABD'den üç adet nükleer enerjili Virginia sınıfı denizaltı satın alacak.
Denizaltıların 2030 yılından itibaren teslim edilmesi planlanıyor.
Programın üçüncü aşaması, en iddialı aşamayı oluşturuyor. Bu adımda, ABD, Avustralya ve Birleşik Krallık, SSN-AUKUS adı verilen yeni nesil saldırı denizaltıları için güçlerini birleştirecek.
Nükleer güçle çalışan, konvansiyonel silahlı denizaltılar üç ülkede de büyük bir endüstriyel çaba gerektirecek.
Açıklamada, Avustralya tarafından ödenecek miktar konusunda kesin bir rakam ya da maliyet dökümü verilmedi.
Avustralya güneydeki Adelaide'de yeni bir tersane inşa edecek. Birleşik Krallık da ABD gibi savunma bütçesinde artışa gideceğini daha önce açıklamıştı.
Washington, bu hızlı gelişmeyi desteklemek için “ek yatırımların” gerekli olup olmadığına karar verecek.
İngiltere tarafından tasarlanan ve ileri Amerikan teknolojisini içeren yeni gemiler İngiltere ve Avustralya tarafından inşa edilecek ve konuşlandırılacak.
İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzeyli bir Beyaz Saray yetkilisi, gemilerin 2030'ların sonu ve 2040'ların başında teslim edileceğini söyledi.
Nükleer enerjiyle çalışan denizaltıların tespit edilmesi zor! Bunlar uzun süre deniz altında kalabiliyor, uzun mesafeler kat edebiliyor ve sofistike seyir füzeleri taşıyabiliyor.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, amacın "savaşa girmek değil, çatışmayı caydırmak" olduğunu söyledi.
Çin öfkeli
Çok iddialı olan bu yeni askerî ortaklık, Fransa’nın büyük öfkesini çekmişti.
ABD, Avustralya ve İngiltere arasında kurulan AUKUS ittifakı, Canberra'nın Fransa’dan 12 adet denizaltının alımına ilişkin sözleşmeyi iptal etmesiyle sonuçlanmış ve "ihanete uğradığını düşünen" Fransa ile diplomatik bir krize yol açmıştı.
Canberra, Avustralya, İngiltere ve ABD arasında Eylül 2021’de Çin’i hedeflediği bilinen AUKUS paktının kuruluşunun açıklanmasından sonra, Fransa ile imzaladığı 56 milyar avroluk denizaltı alımına ilişkin sözleşmeyi iptal ettiğini duyurmuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Aralık ayı başında ABD'ye yaptığı devlet ziyareti de dahil olmak üzere yoğun diplomatik manevralar sayesinde olay yatıştı. Joe Biden, 7 Mart'ta Fransız mevkidaşını aradı ve Beyaz Saray'a göre, iki adam Hint Okyanusu ve Asya'daki "işbirliğini" görüştü.
ABD ile sert bir ekonomik ve stratejik rekabet içinde olan Çin, AUKUS paktına karşı öfkesini her fırsatta sergiledi.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, geçen hafta yaptığı açıklamada, "ABD, İngiltere ve Avustralya'yı Soğuk Savaş zihniyetini ve sıfır toplamlı oyunları terk etmeye ve bölgesel barış ve istikrarı teşvik etmek için daha fazlasını yapmaya çağırıyoruz” dedi.
Pekin, geçen hafta da Aukus paktını oluşturan ülkelere "Soğuk Savaş zihniyetini ve sıfır toplamlı oyunları terk etmeleri" çağrısında bulunmuştu.
Çin diplomasi sözcüsü Wang Wenbin, bugün gazetecilere yaptığı açıklamada, "ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya tarafından yapılan son ortak açıklama, bu üç ülkenin sadece kendi jeopolitik çıkarları uğruna ve uluslararası toplumun endişelerini tamamen göz ardı ederek giderek yanlış ve tehlikeli bir yola girdiklerini gösteriyor" dedi.
Rusya'dan tepki
Rusya da Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov aracılığıyla tepki gösterdi.
Lavrov, Moskova'da yaptığı bir konuşmada, "Anglosakson dünyası AUKUS gibi blok yapılar inşa ediyor, NATO'nun altyapısını Asya'ya doğru ilerletiyor ve uzun yıllar sürecek bir çatışma üzerine ciddi ciddi bahis oynuyor" dedi.
ABD Başkanı Joe Biden, dün yaptığı açıklamada, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile San Diego'daki bir deniz üssünde "benzeri görülmemiş" işbirliğini duyurdu ve "Bugünün ve yarının zorluklarıyla birlikte yüzleşmek için kendimizi mümkün olan en iyi konuma getiriyoruz " dedi.
San Diego'da bir araya gelen üç liderden hiçbiri Çin'den açıkça bahsetmedi, ancak Joe Biden, Aukus ittifakının "Hint-Pasifik'in özgür ve açık kalmasını" sağlaması gerektiğini söyleyerek dolaylı olarak Çin'e atıfta bulundu.
Bu ifade, Amerikan diplomatik jargonunda Çin'in bölgedeki etkisine karşı koyma arzusu anlamına geliyor.
“En büyük yatırım”
Anthony Albanese, Avustralya'nın savunma alanında tarihindeki "en büyük yatırımı" yaptığına dikkat çekti.
Canberra'ya göre, yaklaşık 40 milyar dolara mal olacak on yıllık proje 20 bine yalın kişiye istihdam sağlayacak.
Anthony Albanese, Avustralya'nın İngiltere'den sonra ABD Donanmasının nükleer sırlarına erişebilen ikinci ülke olduğunu söyledi.
Rishi Sunak da İngiltere'nin "nesiller boyunca yapılan en önemli çok taraflı savunma anlaşmasına" başlarken, ülkesinin savunma bütçesini arttırma çabalarını da övdü.
Üç aşamalı program
Beyaz Saray, Batı'nın Pasifik'teki askeri varlığını yeniden şekillendirmeyi amaçlayan saldırı denizaltısı programının üç aşamada gerçekleşeceğini duyurdu.
Bu denizaltılar nükleer güce sahip olacak, ancak nükleer silah taşımayacaklar ve nükleer silahların yayılmasını önleme ilkesine saygı gösterilecek.
Nükleer güçle çalışan denizaltıları, askeri ya da sivil nükleer teknolojisi olmayan Avustralya için önce bir tanıma aşaması olacak.
Avustralya’nın denizcileri, mühendisleri ve teknisyenleri Amerikan ve İngiliz mürettebatının yanı sıra Amerikan ve İngiliz tersanelerinde ve uzman okullarında eğitim görecekler.
Amaç, 2027'den itibaren ve dönüşümlü olarak dört Amerikan denizaltısı ve bir İngiliz denizaltısının Perth'deki (Batı) Avustralya üssüne konuşlandırılması!
İkinci aşamada, ABD Kongresi'nin onayına tabi olmak üzere, Avustralya üç adet nükleer enerjili Virginia sınıfı denizaltı satın alacak ve iki adet daha satın alma opsiyonu olacak. Bu denizaltılar 2030 yılından itibaren teslim edilecek.
Programın üçüncü ve en iddialı aşamasında ABD, Avustralya ve Birleşik Krallık "SSN Aukus" adı verilen yeni nesil saldırı denizaltıları için güçlerini birleştirecek.
Bu, Adelaide kentinde yeni bir tersane inşa etmek zorunda olan Avustralya için büyük bir endüstriyel çaba gerektirecek.
İngiliz tasarımı olan ve ileri Amerikan teknolojisi içeren yeni gemiler İngiltere ve Avustralya tarafından inşa edilecek ve konuşlandırılacak. Gemilerin 2030'ların sonu ve 2040'ların başında teslim edilmesi planlanıyor.
Nükleer enerjiyle çalışan denizaltıların tespit edilmesi konvansiyonel olanlara kıyasla daha. Nükleer denizaltılar, daha uzun süre deniz altında kalabiliyor, daha uzun mesafe kat edebiliyor ve sofistike seyir füzeleri taşıyabiliyor.
Fransa
Çok iddialı olan bu yeni askerî ortaklık, Fransa’nın büyük öfkesini çekmişti.
Aukus ittifakı, Canberra'nın Fransa’dan 12 adet denizaltının alımına ilişkin sözleşmeyi iptal etmesine ve "ihanete uğradığını düşünen" Fransa ile diplomatik bir kriz çıkmasına yol açmıştı.
Canberra’nın Fransa ile imzaladığı denizaltı alımına ilişkin sözleşmenin tutarı 56 milyar avroydu ve Fransa’nın savunma sanayiine büyük darbe vurmuştu.