Kılıçdaroğlu, ''Belediye başkanlarımız üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar. Her türlü iftirayı rahatlıkla atabiliyorlar'' dedi. (Foto: Depo Photos)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Devleti yönetenler kin ve öfke duymamalı, kin ve öfkeden medet ummamalı'' dedi. 

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, 84 milyon yurttaşın daha güzel bir Türkiye'de yaşamak istediğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması satırbaşlarıyla şöyle:

''-Kavgadan bıktık artık, hakaretlerden bıktık artık. Milletimiz bunları bir tarafa yazıyor, not ediyor; bundan eminim zaten. Kavga istemiyor insanlar, huzur istiyor insanlar.''
''-Devleti yönetenler, kin ve öfke duymamalı, kin ve öfkeden medet ummamalı. Defalarca söyledim, yeni yılın başlangıcında bir daha ifade edeyim: Devlet kinle yönetilmez, öfkeyle yönetilmez; devlet akılla, bilgiyle, birikimle, istişareyle ve en önemlisi adaletle yönetilir.''

''-O kadar kin, o kadar öfke duyuyorlar ki, belediye başkanlarımızın çalışmalarını hazmedemiyorlar. Belediye başkanlarımız üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar. Her türlü iftirayı rahatlıkla atabiliyorlar.''

''-Bunların inançları bizim inancımıza benzemiyor bu iftirayı atanların, bu haksızlığı yapanların, bu adaletsizliği yapanların. Bizim ruhumuzda adalet var, sevgi var, barış var.''

''İmamoğlu'ndan intikam alacaklarmış''

''-İntikam alacaklar, kimden? Efendim Ekrem İmamoğlu'ndan intikam alacaklarmış. Neymiş, efendim orada teröristler çalışıyormuş. Senin görevin ne? Senin görevin teröristi yakalamak değil mi kardeşim? Git yakala, niye bağırıyorsun, varsa terörist yakasından yakala, götür savcıya teslim et... Ama yapmıyor, yapamıyor. Yok çünkü böyle bir şey. İftira atacak.''

''- Çünkü İstanbul'un rantını o kadar çok yediler ki doymuyorlar, doymuyorlar. Yedirmeyeceğiz o rantı size; o rant 16 milyon İstanbullunun rantıdır, yedirmeyeceğiz. 16 milyon insanın hakkını, hukukunu koruyacağız.''

''-Belediye başkanımız seçimle geldi. Yüksek Seçim Kurulu'nu bile ayarladılar, orada bile dalavere çevirdiler. Sözde hakimler 'efendim 4 pusuladan birisi sahtedir' diye kararlar aldılar.''

''-Adalet tarihinin yüz karasıdır o karar. Ne oldu? 13 bin küsurluk fark 800 bine çıktı. Ne diyordum ben defalarca? 'Bu milletin ferasetine güveniyorum, bu milletin vicdanına güveniyorum, bu milletin adalet duygusuna güveniyorum' diyordum ve hiçbir zaman da yanılmadım.''

''-Şimdi görevli müfettişler gitmişler oraya, gitsinler kardeşim. Zaten müfettişler gidiyor, niye iftira yapmak? Aynı şekilde Ankara Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde de söylemişlerdi. 'Efendim Mansur Yavaş kazanırsa ne olacak? Efendim işte su faturalarını teröristler toplayacak.' Yahu bu kadar akıldan yoksun insanlar nasıl siyaset yapıyorlar, gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.''

''Hep millete yalan söyledi''

''-Devlet akılla, bilgiyle, birikimle yönetilir. Millete yalan söyleyerek devlet yönetilmez. Devlet adaletle yönetilir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır, o hakkı korumak zorundadır devleti yönetenler. Ama sarayda oturan zat hep millete yalan söyledi.''

''-Bir daha söylüyorum, hep millete yalan söyledi. Yeri geldi beceriksizliğini dış güçlere yükledi. Efenim dış güçler yaptı. Yeri geldi pazarcılar yaptı, yeri geldi stokçuları yaptı, yeri geldi marketler yaptı, yeri geldi çiftçiler yaptı.''

''-Tabii vatandaş yiyor mu bunları? Yemiyor tabi. Kardeşim bu ülkeyi yöneten sen değil misin? Sensin. Dış güçler varsa senin dış güçlerle mücadele etmen gerekiyor mu? Gerekiyor. Stokçular varsa stokçular ile mücadele etmen gerekiyor mu? Gerekiyor. Neden bunları yapmıyorsun sen, neden millete yalan söylüyorsun?''

''Cumhuriyet tarihinin en büyük soygunu''

''-Dolar kurundaki oynamalardan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük soygunları gerçekleşti. Dolar kurunu yükseltenler 18'den sattılar, daha sonra 13'ten geri aldılar. Dünyanın parasını, dünyanın parasını kazandılar. Cumhuriyet tarihinin en büyük soygunu gerçekleşti.''

''-Bu soygunun bütün ayrıntılarını ortaya çıkarmak istiyoruz. Bir önerge verdi grup başkanvekillerimiz, önerge bugün görüşülecek.''

-''AK Parti'ye oy veren değerli kardeşlerime sesleniyorum, Milliyetçi Hareket Partisi'ne oy veren değerli kardeşlerimize sesleniyorum: Bu önergeye kim “hayır” diyorsa, o yolsuzluğun ortağıdır.''

''Fahiş fiyatı kim yarattı''

''-Bir sürü masal anlattılar, masalları dinledik: Dış güçler, iç güçler, efendim marketler, efendim bilmem kimler bunları yaptı, vesaire diye. Bunlara kimse inanmayınca yeni bir şey söylemeye kalktı beyefendi.''

''-Fahiş fiyat oyunlarıyla mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz. Fahiş fiyat oyunlarıyla mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz diyor. Demek ki şunu kabul ediyor, bir fahiş fiyat var. Bu fahiş fiyatı kim yaptı, onu söylemiyor ama 'mücadeleyi sürdüreceği' diyor. 'Bu işin mücadelesini sürdüreceğim' diyor. O zaman şu soruyu sormak hakkımız: Fiyatların fahiş olmasını kim sağladı?''

''-Elektriğe zam, iğneden ipliğe her şeye zam demektir. Sanayide de elektrik kullanılır, kasap da elektrik kullanır, manav da elektrik kullanıyor, biz de evlerimizde elektrik kullanıyoruz, herkes elektrik kullanıyor.''

''-Fahiş fiyata ortam hazırlayan kim? Erdoğan. Faiz zammı yapan kim? Erdoğan. 'Fahiş fiyatlarla mücadele edeceğim' deyip halka yalan söyleyen kim? O da Erdoğan.''

''-Doğalgaza zam gelirse, iğneden ipliğe her şeye zam gelir. Sanayide kullanılıyor, elektrik üretiliyor, her şey de var, hayatımızın her alanında var.''

''-Erdoğan'a bir çağrıda da bulunmamız lazım: Ya Allah aşkına zam yapmadığın bir şeyi açıkla; ya de ki, 'mesela şuna zam yapmadık.' Açıklayamaz ama ben bir tüyo vereyim: Teneffüs ettiğimiz havaya şimdilik zam yok, oradan kurtarıyoruz.''

''Kim yararlanıyor bu düzenden''

  ''-Ekonomiyi bu hale getirdi, evlerde huzur bırakmadı ve yine millete döndü dedi ki: 'Ben ekonominin kitabını yazdım.' Doğrudur, zam dışında bir şey yok o kitapta zaten. Zammı dahi öyle bir hale getirdin ki, evde tencerelerde yangın var, yangın var.''

''-Sarayda oturup saraya hiç uğramayıp, torpiliyle bir yerden değil, dört yerden, beş yerden maaş alanlar; bunlar son derece memnunlar, bunların bir şikayeti yok.''

''- Bunlar dönüp dolaşıp sabah, öğle, akşam Erdoğan'a dua ediyorlar. "Başımızdan Allah seni eksik etmesin, senin yüzünden biz bu paraları kazanıyoruz" diyorlar. Doğru mu? Evet doğru. Kim yararlanıyor bu düzenden? İşte dediğim bu parazitler yararlanıyor.''

''- Millet İttifakı olarak biz bu sorunu çözeceğiz. Türkiye'yi böyle getirip de dolar baronlarının ülkesi haline dönüştürmeyeceğiz.''

''Milliyetçi haramzadelere hizmet etmez''

''-Bahçeli'ye de söyleyeyim: Senin milliyetçilik diye ortada gezmenden de hoşlanmıyorum. Milliyetçi demek, liraya değer veren kişi demektir.''

''-Hiçbir ülkücü haramzadelere hizmet etmez, hiçbir milliyetçi haramzadelere hizmet etmez''

''-Sayın Bahçeli dinlesin: Katarların işlettiği Antalya Limanı, işletme süresi 2028'de bitecek, 2047'ye kadar uzatıyorlar. Yahu Katarlılara ne vermediniz? Yer verdiniz, toprak verdiniz, Tank-Palet verdiniz, liman verdiniz; ya vermediğiniz yer kalmadı.''

''-Şimdi kalkacaksınız, bu memleketi katar katar satarsınız, ortalığa çıkıp "ben milliyetçiyim" diye gezerseniz. Nasıl milliyetçilik bu, nasıl ülkücülük bu?''

''-Beşli çete de var bunların içinde, onlar da buradan yararlanıyorlar.''

''-Limanların bir özelliği daha var: Uyuşturucular buralardan geliyor. Uyuşturucu baronları buralardan besleniyor, buraları yönetiyor ve o baronlar siyaseti satın alıyorlar''

 ''Faizler gerçekten düştü mü?''

''-Bir soru daha: Faizler gerçekten düştü mü? Öyle ya, yeri göğü inletiyor: 'Faizler şöyledir, faize karşı Nas var, Nas neyi emrediyorsa ben onu yaparım.''

''- Faitler düştü mü? Bir faiz düştü, Merkez Bankası'nın politika faizi düştü doğru. Yani Merkez Bankası dedi ki, 'ben politika faizini düşürüyorum.''

''-Peki diğer faizler, devletin 5 yıllık borçlanma faizi? Gidiyor devlet, para yok borç alıyor. Eylül ayından bu yana yüzde 17'den yüzde 25'e çıktı. Hani Nas? Sen borçlanıyorsun, devleti yönetiyorsun sen ve sen borçlanıyorsun. Yüzde 17'den eylül ayında borçlanırken, şimdi yüzde 25'ten borçlanıyorsun, faiz ödüyorsun. Hani sen faize karşıydın?''

''-Bir insan kendi halkına bu kadar yalan söyleyebilir mi ya? Tüketici kredisi faizleri yüzde 22'den yüzde 25'e çıktı. Hani düşmüştü faizler? Vatandaş da sanıyor ki faizler düştü. Yok efendim, öyle bir şey yok. Ticari kredi faizleri yüzde 21'den yüzde 23'e çıktı. Taşıt kredisi faizleri yüzde 21'den yüzde 26'ya çıktı.''

''-Kendisine saraylar yapıldı, uçaklar, koleksiyonlar hepsi yapıldı. Arada bir gidip gençlere şiir de okuyor. Kağıtlarını dağıtıyorlar, "Cumhurbaşkanına bu soruları sorun" diye ama ben toplantı yaparken gençlere şunu söylüyorum: Size herhangi bir arkadaşım gelip de Genel Başkan'a şu soruları sorun diye bir kağıt verdi mi? Olur mu öyle?''

''Yatacak yerin yok''

''-Geçen hafta Erdoğan her zaman olduğu gibi en galiz söylemlerle, küfürlerle bir şeyler söyledi. Tam da karakteri neyse onun gereğini yaptı.''

''-Güya ben eşkıyaymışım. Milli Eğitim Bakanlığı'na gittiğim için eşkıya olarak tanımlıyor. Neden gittim o kapıya, bunu milletim bilmesini isterim.''

''-Ankara'da dayısı olmayanların sesi olmak için oraya gittim. Sınavda derece alıyorsun, önemli dereceler alıyorsun, sözlü de düşük puan verip seni eliyorlar. Niçin? Dayıları yok diye. Ben oraya gittiğimde zincirlerle kapıları kapadılar, efendim oraya genel başkan gelmesin diye. Ama ben söyleyeceğimi söyledim.

Değerli arkadaşlarım, genç arkadaşlarıma ifade edeyim: Var, dayınız var; Ankara'da amcanız, Ankara'da dayınız, Ankara'da dedeniz var. Fitil fitil burunlarından getireceğiz, sizin hakkınızı savunacağız.''

 ''-Buradan evlatlarımıza bunu yapana da bir şeyler söylemek isterim. Senin yatacak yerin yok.'