Girişimci kızlar doğada çözülebilen plastik üretecekler
Şanlıurfa’da atık alglerden yüzde 100 doğada çözülebilen Biyoplastik hammadde elde eden Genç Girişimciler, doğada çözülebilen ve geri dönüştürülen plastikler üretecek.
Polimer karışımı yapılarak hazırlanan ham madde sayesinde doğada kaybolması mümkün olmayan plastik atıklar tarihe karışacak.
UNICEF ve Habitat Derneği ortaklığında yürütülen "Geleceği Eşitle Projesi" kapsamında Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü yüksek lisans öğrencisi Ümmühan Şaş ile Bengü Kelender, atık alglerden yüzde 100 doğada çözülebilen biyoplastik hammadde elde etti.
Danışmanlığını Prof. Dr. Yusuf Kurt'un yaptığı yüksek lisans öğrencileri Ümmühan Şaş ile Bengü Kelender, hazırladıkları farklı polimerlerle karışım yaparak plastik kullanılan birçok alanda değerlendirilmesi projesi ile dikkat çektiler
Bir plastik poşet doğaya atıldıktan neredeyse bin yıl sonra tamamen yok olabiliyor. Aynı şekilde tek kullanımlık plastik tabak, çatal ve kaşıkların doğada kaybolması 500 yıl, pet şişelerin ise 400 yıl sürüyor.
Doğadaki plastik atıklar, petrol kaynaklı oldukları için karbondioksit salınımını etkileyerek küresel kirliliği de hızlandırıyor.
Yüksek lisans öğrencileri, günlük hayatın hemen her alanında kullanılan plastiklerin doğaya verdiği zararı en aza indirmek amacıyla atık alglerden doğada yüzde 100 çözülebilen biyoplastik hammaddesi geliştirdiler.
Öğrenciler, atık alglerden yüzde 100 doğada çözülebilen biyoplastik hammadde elde ederek, farklı polimerlerle karışım yaparak plastik kullanılan birçok alanda değerlendirilmesi hedeflenen projeleriyle İnovaTim İnovasyon yarışmasında 686 takım arasında dereceye girdi.
Harran Üniversitesinin genç girişimcileri, hazırladığı proje Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen yarışmada derece aldı. atık alglerden doğada çözülebilen biyoplastik hammadde TİM’e bağlı birçok sanayi alanında örnek olarak kullanılacak.
Birçok firmanın takibinde olan projeye ayakkabı üretimi ve tek kullanımlık plastik çatal ve kaşık üretimi yapan firmaların ilgisini çekti. Gençlerin bulduğu hammadde doğada çözümü mümkün olmayan ayakkabı tabanlarında ve tek kullanımlık ürünlerde kullanılacak.
Girişimci genç kızlar çalışmaları için patent başvurusunda bulunacaklar.
"Atık algleri kullanıyoruz"
Öğrencilerden Ümmühan Şaş şunları söyledi:
"Dünya genelinde plastik kirliliği ciddi bir sorun her yıl 400 bin ton atık plastik oluşuyor bunun sadece yüzde 9’luk kısmı dönüştürebilirken yüzde 79’lük kısmı geriye dönüştürülmeden çöplerde imha ediliyor. Bunlar yakılarak ya da toprağa karıştırılarak bir şekilde imha edilmeye çalışılıyor. Türkiye, Mısır ve İtalya'dan sonra Akdeniz’e plastik atık bırakan üçüncü ülke konumunda. Peki biz niye üçüncü ülkeyiz diye baktığımızda bilinçsiz toplum geri dönüşüm tesislerinin yetersizliği yada kullanılan kimyasalların zararları gibi nedenler bizi üçüncü ülke konumuna itmekte.
Biz AlgPack ekibi olarak Doğada yüzde 100 çözülebilen biyoplastik hammaddesi üretiyoruz. Bunları da yaparken atık olarak atılan algleri kullanıyoruz. Belediyeler tarafından yaz ve ilkbahar aylarında bu algler yosunlar toplanıyor ve atılıyor. Biz de diyoruz ki 'atmayın, bize verin bunlardan geri dönüştürülebilir biyoplastik hammaddeler üretelim.' Bu şekilde aslında polimerlere katılarak polimerlerin doğada çözülme yüzdesini arttırmayı hedefliyoruz. Normal bir polimer doğaya atıldığı zaman çözülme süresi 1200 yıl iken biz bunu yüz yıla seksen yıla düşürmeyi hedefliyoruz.
Polimerin çözülme hızını hedefliyoruz evet polimerler doğada, denizde toprakta çözülmüyor. Bizim hammaddemizi polimer üreten şirketler alarak kendi hammaddelerine kattığı müddetçe polimerin doğada çözülme hızını arttıracaklar. 1200 yılda çözülmeyecekte bizim verdiğimiz oranlara göre yüz yılda,200 yılda daha hızlı çözülme elde edecekler ve bu şekilde doğada 1200 yılda kaybolan plastik 50 yılda, 100 yılda çözülebilecek.
Projemizi UNİCEF ve Habitat işbirliğinde olan Genç Girişimciler fikir maratonunda duyurduk ve Türkiye ikinciliği elde ettik. Şu anda (Ürdün’de) UNICEF’in düzenlediği global yarışmasındayız, onun sonucunu bekliyoruz. İhracatçılar Birliği'nin Türkiye İnovaTim İnovasyon week’e katıldık, orada üçüncü olduk. Bu şekilde destekler geliyor. Bizim de amacımız bu destekleri alarak daha ileriye gitmek.
İnovaTim İnovasyon week” haftasında bir çok yatırımcı ile bir araya geldik. Ayakkabı tabanı yapan firmalar geldi, tek kullanımlık kaşık, çatal yapan firmalarla yüz yüze bir araya geldik. Bunun dışında ambalaj sektöründe firmalar ile iletişime geçtik bunu gibi farklı birçok sektörle hatta polimerin kullanıldığı bütün sektörlerle bizim ürettiğimiz hammaddeyi entegre edebileceğiz ve kullanımını sağlayabileceğiz daha kullanılabilir olmasını hedefliyoruz bunun için de sanayi bazlı çalışmaları yürütüyoruz."
Yosun ve selüloz karışımı
Öğrencilerden Bengü Kelender de şöyle konuştu:
"Bunu yaparken özelikle polimerlerin doğada çözülme yüzdesine bakarak yola çıkıyoruz yani bir polimer doğada uzun yıllar kalabiliyor. Toprağa büyük zararları mevcut bunu mikroorganizmalar yediklerinde de vücutlarında büyük kalıntılara sebep olabiliyor bunların yüzünden ölen kuşlar deniz kaplumbağaları, deniz memelileri bir ton canlı var sadece plastik atığından ölen bunları daha biyobozulur forma getirdik kendi hammaddemizle. Bunu da (hammaddeyi) atık yosunlardan, atık pamuklardan gliserolden elden ediyoruz. Atık yosun dediğimiz özellikle İzmir’de körfez kıyı belediyelerinden temin ediyoruz bunları, bunlar müsilajla beraber gün yüzüne çıkıyor ve çok kötü kokuyorlar belediyelerde bunları toplayarak ve çöp olarak tekrar atıyorlar. Biz bu çöpleri belediyelerden temin ediyoruz Urfa’ya getiriyoruz. Bazı işlemlerden geçiyoruz ardından sadece elimizde yosun kalıyor bu yosunu bir arada tutabilmek ve plastik yapabilmek için bir kıvam artırıcıya ihtiyaç var.
Şanlıurfa’da okuyoruz Harran ovası bunun için mucize bir yer pamukları ve mısırları kullanıyoruz. Bunların içindeki selüloz oranı çok fazla selülozda en iyi kıvam artırıcılardan biri nişasta ile beraber. Biz selülozu tercih ettik elimizde o ürün vardı bununla beraber tekrar kattıktan sonra içerine nano selüloz boyutuna getirdik çünkü yapısını çok küçültürseniz bir şeyin boyutunu tanecik boyutunu yüzey alanı çok genişler ve bir arada durma mukavemeti daha da artar. Nano selülozların özellikle selüloz yapılı maddelerin su geçirgenliği de daha azdır bu yüzden bunu tercih ettik. Hem atık yosunlarımız hem nano hem selülozumuzu bir araya getirerek bir de gliserolumuzu şeker formunu eklediğimizde bize bir plastik oldu ve bu plastiği özellikle granür halde dökerek var olan polimerlere entegre ettiğimizde de biyobozunurluk yüzdesini arttırıyoruz.
12 nesin sizin çöpünüzü görecek
Bir markete gittiğimizi varsayalım markete gittiğinizde aldığınız 25 kuruşluk o plastikler (poşet) doğada 1200 yılda çözünüyorlar yani sizden sonraki en iyi ihtimalle 12 nesil sizin çöpünüzü görüyor. Biz istiyoruz ki sizden sonraki nesillere böyle şeyler bırakmayın da daha güzel şeyler bırakın. Bilgi gibi, birikim gibi, bilim gibi... O yüzden siz yaşarken çöpünüzün özellikle doğada kaybolması asıl hedefimiz bu böyle baktıklarında projeyi daha çok benimsiyorlar.
Biz ilk olarak (projemizi) UNICEF’in sponsorluğunda Habitat derneğinin desteği ile duyurabildik. Genç Girişimciler Fikir Maratonuna katıldık Gaziantep’te birinci olduk ardından Ankara’da yapılan Demo Day gününde ikinci olduk. İlk iki takım Global’e çıkıyor. Ürdün’de global bir yarışma var oraya evraklarımızı gönderdik sonucunu bekliyoruz. Umarım orada da dereceye gireriz oraya 10 ülke orada birinci seçiliyor. TİM’in düzenlediği yarışmada sürdürülebilirlik alanında üçüncü olduk. Amacımız sadece yarışma ve ödüllerle sınırlı kalmaması sanayileşelim her alana girelim özelikle şu an laboratuvardayız. Kullandığımız tüm malzemeler neredeyse plastik ama bunları çöpe özellikle kimyasal ürün olarak atılmasında bizim ürünlerimizle (hammaddemizle) yapılsa doğada daha iyi çözünebilecek. Her alana girelim ve herkesin hayatına dokunalım asıl amacımız bu.
(İş dünyasından) çok güzel baktılar. Çünkü kendi söylediklerine göre bize gelen ayakkabı firmalarıydı, yatırımcı bazında söylüyorum bunu (tek kullanımlık) çatal bıçak firmasıydı... Bir uçak (firması) geliyor ve 12 bin çalışanım var, biz hepimiz çatal bıçak kullanıyoruz ve hepsi plastik bunların her gün attığı plastik çöpünü düşünün yığınla oluyor ve bunların doğada çözülmesi çok uzun süren elementler. O zaman ne yapabiliriz keşke sizin ürününüz sanayiye girse de sizden kullansak en azından tek atımlık ürünlerde bile oranı çok fazla koyduğunuzda doğaya gittiğinde anında dönüştürülebilir olduğunda çok güzel ürünler çok güzel doğa elimizde olacak.