KONULAR
Kılıçdaroğlu: ''Bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez''
Kılıçdaroğlu, tezkerede ''yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de Cumhurbaşkanlığının belirleyeceği esaslara göre kullanılması' maddesinin de yer aldığını belirterek, "Ne demek yabancı kuvvetler Türkiye'de bulunacak? Kim bu yabancı güçler'' diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Bir devleti bir kişinin iki dudağına teslim ederseniz işte bu tür garip olaylarla yüzde yüz, öyle sık aralıklarla karşılaşırsınız'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, hiç kimsenin endişeye kapılmaması gerektiğini söyledi ve "Bu ülkenin demokrasisini ve gelirlerini büyütmek, hanelere huzur getirmek gibi temel ve tarihi bir görevimiz var. Biz bu görevin başındayız ve sürdüreceğiz. Hiç kimse endişe etmesin'' dedi. Kılıçdaroğlu, ülkenin bütün sorunlarını kararlı şekilde, hiç kimseyi ötekileştirmeden ve demokrasi içerisinde çözeceklerini söyledi.
Sağlık çalışanlarından morallerini bozmamasını, "yurt dışına gideceğim" telaşına kapılmamasını isteyen Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde sağlık çalışanlarını gereken önemi vereceklerini dile getirdi. Pandemi döneminde ciddi sorunlar yaşandığını, sağlık çalışanlarının 36 saat mesai yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, kadro bekleyinlerin atamasının yapılmadığını söyledi.
Jandarma Uzman Çavuş Burak Tortumlu'nun terörle mücadelede şehit düştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, askeri hastanelerin kapatılmasını eleştirdi ve ''iktidara geldiğimizde bu hastanelerin tamamını açacağız'' dedi. Kılıçdaroğlu, Dünyada hastanesi olmayan tek ordu Türk ordususu olduğunu da söyledi. 20 bin asker ve polisin gazi sayılmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ''7 aydır MHP’nin verdiği kanun teklifi bekliyor. 20 bin asker ve polis gazi sayılmıyor! Gazi saymıyorlar ama biz onları gazi sayıyoruz. Gazi arkadaşlarım Saray kimin yanında diye soruyorsanız sizin yanınızda değil ben size söyleyeyim beşli çetenin yanında'' diye konuştu.
Kars ziyareti
Kılıçdaroğlu, geçen hafta gittiği Kars'a yaptığı ziyaretinde izlenimlerini aktardı. Türkiye'nin hayvancılıkta dışa bağımlı hale geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, A K Parti hükümetleri döneminde 7 milyar 365 milyon dolarlık büyükbaş, 373 milyon 215 bin dolarlık küçükbaş canlı hayvan, 1 milyar 433 milyon dolar kırmızı et ithalatı yapıldığını söyledi. Bunlara yapılan toplam ödemenin 9 milyar 171 milyon dolar olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bu paranın Türk çiftçisine ödenmesi halinde Türkiye'nin, Orta Doğu'nun ve Kafkasların besleneceğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, "Çiftçi kardeşlerim merak etmesinler. O bölgeyi tarım ve hayvancılık açısından stratejik bölge ilan edeceğiz. Bir süre sonra sadece Türkiye değil Kafkaslar da Orta Doğu da görecek Türkiye'nin besicilikte ne kadar ileriye gittiğini, çiftçilerimizin nasıl kazandığını. Ele muhtaç olmadığını herkes görecek'' dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kars'ın Çamçavuş köyündeki suda yüksek arsenik tespit edildiğini de belirterek, "Kars Valisine sesleniyorum, Özel İdareden yapıyorsan yap kardeşim. İstiyorsan Devlet Su İşlerini harekete geçir yap kardeşim. 2 ay süre veriyorum. 2 ay içinde yapmazsan o köye suyu CHP'nin belediye başkanları getirecek" diye konuştu.
''Türkiye iyi yönetilemiyor''
''Türkiye iyi yönetilmiyor'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Akılla, bilgiyle, birikimle yönetilmiyor. İtibar sahibi olan bir Türkiye, kendi bölgesinde ve dünyada saygınlığı olan bir Türkiye saygınlığını yitirmeye başladı.
Mali Eylem Görev Gücü, OECD'nin kurduğu bir yapı. Türkiye'de onun kurucu üyelerinden birisi. Kara parayla ve terörü finanse eden alanlarla mücadele edecekler. Türkiye'ye gri listeye aldılar. Siz yeterince kara parayla ve terörün finansmanıyla mücadele etmiyorsunuz. Bu açıklamayı yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin itibarını ayaklar altına almaya bu hükümetin ne hakkı var, ne yetkisi var? İtibar bu kadar rahat kaybedilecek bir olay mıdır? Bunun da bütün vatandaşlarım tarafında bilinmesini isterim.''
Kılıçdaroğlu, terörle mücadelede ''el-Kaide ve IŞİD'in para hareketlerine ses çıkarılmadığını'' ifade ederek, ''Dünya tamamını görüyor. Sen hangi çağda yaşıyorsun'' dedi.
''Saray kimin yanında''
Kılıçdaroğlu, ancak CHP'nin kanun teklifinin reddedildiğini, MHP'nin verdiği kanun teklifinin de 7 aydır beklediğini söylledi. "Saraydan irade alınmadığı" için beklendiğini ifade edene Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Saray kimin yanında diye soruyorsanız ben söyleyeyim, saray sizin yanınızda değil, 5'li çetenin yanında. Eğer bunlar yapmazlarsa, eğer bunlar hala 5'li çetenin dediklerini yapıyorlarsa, hala rant ve ihale dağıtıyorlarsa hiç meraklanmayın, az kaldı. Az kaldı, geliyor gelmekte olan ve çözeceğiz. İnançla, kararlılıkla çözeceğiz. Bu işin siyaseti mi olur? Ben akşam evimde huzur içinde yaşıyorsam bu kahramanlar, gaziler, şehitler yüzündendir. Onlara bu toplumun minnet borcu vardır. Hepimizin bunu çok iyi bilmesi lazım. Ülkücü kardeşlerim bunu gayet iyi biliyor ama parlamentoda milliyetçi geçinenler bunu bilmiyor. Saraydan emir alacak. Ne zamandan beridir milliyetçiler birilerinden talimat, emir alır."
''Ona mı göz diktiniz''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'nın ''Her evde araba var, kapıcısında da araba var, ikinci ele araba yetişmiyor'' dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Sen o arabayı o kişi alırken, o cep telefonunu o kişi alırken kaç lira vergi ödediğini biliyor musun? Sadece cep telefonundan örnek vereceğim. Kültür ve Turizm Bakanlığı bir vergi alıyor, TRT ayrıca alıyor, ÖTV alınıyor, bütün bunların üzerinden bir de KDV alınıyor. Bu vergiler nereye gidiyor? Beyefendi sen sarayda saltanat sür diye sana verilmiyor ama sen bu paraların tamamını saltanatın için kullanıyorsun. 13 uçağın için kullanıyorsun, sayısını bilmediğimiz araçların için kullanıyorsun.... Dönüyorsun, apartman görevlisinin arabasına göz dikiyorsun. 'Onun arabası var siz ne yapıyorsunuz, onlar zengin' diyor. Sen apartman görevlisinin kaç lira aldığını biliyor musun? Asgari ücretin kaç lira olduğunu biliyor musun? O insanların nasıl yaşadığını biliyor musun? O insanların çocuklarının rutubet ortamında yaşadığını biliyor musun?"
''Böyle garip bir devlet anlayışı''
Kılıçdaroğlu, son günlerde yaşanan, toplumu ve ekonomiyi derinden sarsan olayların ülkenin yönetilemediğini gösterdiğini söyledi. Yaşananların bakanlıkların devre dışına çıkarıldığını, bütün kararların bir kişi tarafından alındığını gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''En büyükelçiler olayı oldu. Türkiye böyle bir rezaleti yaşamadı. Dünyada da böyle bir rezalet olmadı. Ekonomi allak bullak oldu. Dışişleri bürokratları devreye girdiler. Olayı nasıl düzeltebiliriz diye, gece gündüz çalıştılar. Görüşmeler yaptılar, olayı telafi etmeye çalıştılar, Peki dolar ne oldu? Fatura kimin sırtana yüklendi? 83 milyonun sırtına yüklendi. Bana söyler misiniz, Cumhuriyet tarihinde böyle garip bir devlet yönetimine tanık oldunuz mu? Bu, şunu gösteriyor, bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Bir devleti bir kişinin iki dudağına teslim ederseniz işte bu tür garip olaylarla yüzde yüz, öyle sık aralıklarla karşılaşırsınız.''
''Eğer dış güçler yönetiyorsa''
Doların her 10 kuruş arttığında vatandaşa gelen yükün 24 milyar lira olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Kim ödeyecek, biz ödeyeceğiz. Dolayısıyla zam yağmurunu zaten hepimiz biliyoruz" dedi.
AK Parti ve MHP'lilere "Memleketi bu hale kim getirdi?" diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Dünyanın en basit soru temel sorusu. Ama aydınlanmamızı sağlayan temel bir soru. Dış güçler diyorlarsa, o zaman 20 yıldır Türkiye'yi dış güçler yönetiyorlar da bizim mi haberimiz olmadı? Eğer dış güçler bu ülkeyi yönetiyorlarsa bu kararları alıyorsa beyefendi senin sarayda işin ne? Neden Türkiye Cumhuriyeti Devletini dış güçlere teslim ettin? Sanıyorlar ki millet bu havucu yiyecek? Yemez artık, millet uyandı. Sen yönetemiyorsun ve Türkiye'yi felakete hazırlıyorsun."
Kılıçdaroğlu, kara kış için fon kurulması çağrısı yaptığını, ancak bunun yapılmadığını da söyledi.
"Dışişleri tümüyle devre dışı''
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Milli olması gerektiğini defalarca açıkladım. Dış politikanın iktidarı, muhalefeti değil, dış politikanın ortak ses çıkarması lazım. Bunun için de dış politika ile ilgili alınacak kararlar konusunda en azından grubu olan partilere bilgi verilmesi lazım. 'Biz şu kararı şunun için alıyoruz, şu kararı şunun için alıyoruz' denilmesi gerekiyor. AK Parti iktidarında bunların hiçbirisi olmadı. Dış politikayı belirleme konusunda Dışişleri Bakanlığı tümüyle devre dışı bırakıldı. Son olayda yalnız büyükelçiler olayında Dışişleri Bakanlığının bütün bürokratları günün 15-16 saatini çalışarak bu kazayı atlatmayı başardılar."
"Nasıl oluyor da dış politikada bir milli politika belirleyemiyoruz?" diyen Kılıçdaroğlu, "Her şeyi Erdoğan 'ben bilirim, ben yaparım' diyor. Aksini söyleyeni de düşman ilan ediyor'' dedi.
''Tezkere niye iki yıllık''
Tezkereler konusunda bilgi verilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''İsterdik ki gruplara bilgi verilsin, tezkere geldi. İlgili bürokratlar gitsinler, grup başkanvekillerini, partilerin genel başkanlarını ziyaret edip 'biz bu tezkereyi şu gerekçelerle getiriyoruz. Bizim burada milli çıkarlarımız var' deseler. Bu olmadı. Tezkerenin bir başka önemli özelliği daha var. Biz torba kanuna alıştık. 20 kanunu bir seferde çıkarıyorlar. Hakim de bilmiyor, avukat da bilmiyor hangi kanun hangi maddesi değişti. O an önüne gelince birisi metni çıkarıp gösterince o zaman fark ediyor. Ama şimdi torba tezkere dönemi başladı. Her şeyi koymuşlar tezkerenin içine. Gelin buna 'evet' deyin diyorlar. Niye kardeşim, hangi gerekçe ile kardeşim? Biz senin her dediğinin altına mühür mü basacağız? Gel otur bir bilgi ver, nedir ne değildir? Bize bir anlat, bunu anlatmıyorsun."
Tezkerelerin daha önceki dönemlerde 6 ay ve 1 yıllık getirildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Şimdi 2 yıl. Niçin 2 yıl, bilen var mı? Bu işle ilgilenenler de bilmiyorlar. Gazeteciler de bilmiyor, akademik dünya da bilmiyor. Neden 2 yıl? 'Ben iki yıl getiriyorum sen de oy vermek zorundasın' niye kardeşim? Herkesi papağan gibi görme alışkanlığı var. Onu başkaları yapabilir ama biz CHP'yiz'' dedi.
''Böyle devlet yönetimi olur mu?''
Kılıçdaroğlu, iki yıl içinde bütün Suriyelileri kendi ülkelerine huzur içinde göndereceklerini de söyledi.
Daha fazla mülteci ve sığınmacı istemediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bunu öngören bütün düzenlemelere karşıyız. Hiçbir asker ve polisimizin Suriye'de şehit olmasını istemiyoruz. 33 askerimizi Ruslar şehit ettiler dimi? Soruyorum sen yaptın? Koşa koşa gittin Putin'in ayağına, o geleceğine sen gittin. Bu benim onuruma dokunuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir vatandaşı olarak benim onuruma dokunuyor. Bir de kapıda beklettiler, bir de onu televizyonlar da yayınlattılar. Böyle bir devlet yönetimi olur mu?" diye konuştu.
''Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar''
Kılıçdaroğlu, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduklarını, bölünmesini ve parçalanmasını istemediklerini belirterek, iktidarlarında Türkiye'nin Suriye, Irak, İran ve diğer bütün komşularıyla barışacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, Ortadoğu Barış ve İşbirliği Projesi'ni hayata geçireceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Bizim askerlerimiz orada şehit olsun, bunu istiyor beyfendi. Niye bizim askerlerimiz, garip gurebanın çocuğu orada şehit olsun? Komando marşını söyleyen TÜGVA'cılar var. Komando marşı söylüyorlar. En büyük komutanımız da Erdoğan diyorlar. Gönder kardeşim onları Suriye'ye. Ordaki komutanı da Bilal Erdoğan olsun. Ne olacak yani'' diye konuştu.
''Kimdir bu yabancı güçler''
Kılıçdaroğlu, tezkerede ''yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de Cumhurbaşkanlığının belirleyeceği esaslara göre kullanılması' maddesinin de yer aldığını belirterek, şöyle konuştu
"Ne demek yabancı kuvvetler Türkiye'de bulunacak? Soruyorum, Erdoğan'a değil. Sormaya gerek de yok zaten. Yönetme kapasitesi olmayan adama zaten soru sormak da yanlış. Bahçeli'ye soruyorum. Bu yabancı askerler kim? Ve sen yabancı askerler Türkiye'ye gelip konuşlanacak sen yabancı askerler Türkiye'ye gelsin diye el kaldıracaksın? Söyle milliyetçi sen misin, biz miyiz? Yabancı askerlerin potinlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin topraklarını çiğnemesini istemiyoruz. Çıkarın bunu tezkereden. Vatanseverseniz bu rezilliğe son verin. Sen terör ayaklarına yatacaksın, yabancı askerler buraya gelecek. Kim? Erdoğan isteyecek. Taliban'ı mı getireceksin, kim gelecek? Amerikalılar mı, Fransızlar mı, Almanlar mı, Yunanlılar mı, kimi çağıracaksın? Terörü bitirmek için mücadele eden TSK ve polislerimizdir. Onların başımızın üzerinde yeri vardır. Hayatları uğruna mücadele ediyorlar. Bayrak için vatan için birliğimiz ve bütünlüğümüz için mücadele ediyorlar. Getireceksin yabancı kuvvetleri 'terörle mücadele ediyoruz'. Terörle mücadele eden 35-40 mücadele eden silahlı kuvvetlerimiz var. Niye yabancı güçler, kimdir bu yabancı güçler? Ben merak ediyorum. Ben adım gibi eminim bütün ülkücüler merak ediyor, bütün vatanseverler merak ediyor."
Kılıçdaroğlu, iyi yönetilen bir ülkede yoksulluğun utanılacak bir şey olduğunu belirterek, ''Kötü yönetilen ülkede de zenginlik utanılacak bir şeydir. Kötü yönetilen bir ülkede kaynaklar zengine gider. Bugünün Türkiye'sinde zenginlik utanılacak bir şey'' dedi.