Havacılık sektörü uzak bir hedef gibi görünen hidrojenle çalışan uçak beklentisinin yanı sıra SAF (Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı) olarak da bilinen temiz yakıtlara güveniyor. (Foto: S.Kızılarslan)

Havacılık sektörünün geleceği temiz yakıt SAF'ta

Çin'de her yıl et ve sebze artıklarından elde edilen 150 bin atık, sürdürülebilir yakıt elde edebilmek için geri dönüştürülüyor ve daha sonra havayolu şirketlerine satılıyor.

Küresel CO2 emisyonlarının yüzde 2 ila yüzde 3'ünü oluşturan havayolu endüstrisi için 2050 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşmak hiç de kolay değil. Ancak imkansızda değil!

Uçak filolarını daha yakıt bakımından daha verimli uçaklarla yenilemenin, güzergâhları yeniden elden geçirmenin ve hatta, hala uzak bir hedef olan hidrojenle çalışan uçak beklentisinin yanı sıra havacılık sektörü, SAF (Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı) olarak da bilinen temiz yakıtlara güveniyor.

SAF, bugün hizmette olan uçaklarda kullanılabildikleri için sektörü karbonsuzlaştırmak için devreye sokulabilecek en basit kaldıraç olarak kabul ediliyor. CO2 emisyonlarında yüzde 80 oranında ciddi bir azalma sağlıyor.

SAF

SAF'larla ilgili gerçekten ilginç olan şey, çok çeşitli kökenlere sahip olmalarıdır. Odun veya tarımsal kalıntılardan, alglerden, biyokütleden ve hatta kullanılmış petrolden üretilebilirler, bu da onları daha da verimli hale getirir. Üretilen yakıt CO2 emisyonlarını yüzde 90 oranında azaltabilir.

Bu yağlar, bazı bölgelerde, et ve sebze artıklarının çok değerli olduğu Çin'de olduğu gibi, altın madeni olabilir. Çin’in güneybatısındaki Çengdu’da bu kullanılmış yağlar jet yakıtı olarak ikinci bir kullanım alanına sahip!

Kentteki restoranlar her yıl kırmızı, yağlı bir sıvı olarak ortaya çıkan 150 bin ton atık üretiyor.

Jinshang şirketi bu atıkları topluyor, işliyor ve filtreliyor. Daha sonra devasa fıçılara dökülen atık, kalan su ve yabancı maddelerin giderilmesi için rafine işlemine tabi tutuluyor. Sonuçta açık sarı renkli, endüstriyel sınıf bir yağ elde ediliyor.

Bu ürün daha sonra çoğunlukla Avrupa, ABD ve Singapur'a ihraç ediliyor. Onlar da bu ürünü havayollarına satılan "sürdürülebilir havacılık yakıtına" dönüştürüyor.

Jinshang'ın patronu Ye Bin, "Sloganımız: Bırakın kullanılmış yağ uçsun!" diyor ve gelecekte bu gıda atıklarından elde edilen yakıtı kendisi üretmeyi planlıyor.

SAF, özellikle yağlardan üretilenler olmak üzere birçok havayolu şirketinin gerçeği.

SAF ile uçuş

Bir Air France uçağı, 2021 yılında, Total tarafından üretilen bu türden yüzde 16 SAF taşıyan ilk uzun mesafeli uçuşunu Paris ile Kanada'daki Québec arasında yaptı. 

Airbus, 2022 yılında, yüzde 100'ü kullanılmış yemeklik yağdan elde edilen sürdürülebilir yakıtla bir A380 uçurdu. Bu uçuş üç saat sürmüştü.

Airbus’a göre, bu uçuş için Total Energies tarafından 27 ton harmanlanmamış SAF tedarik edildi. Fransa'da Le Havre yakınlarındaki Normandiya'da üretilen SAF, aromatik ve sülfür içermeyen hidro-işlenmiş yağ asitleri ve esterlerinden ve esas olarak kullanılmış yemeklik yağ ve diğer yağlı atıklardan yapıldı.

Gıda atıklarından üretilen SAF’ın potansiyeli çok büyük. Nature dergisinde 2021 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, her yıl yaklaşık 350 milyon ton tarımsal ürün restoranlar, süpermarketler ve tüketiciler tarafından israf ediliyor.

Maliyet

Ancak tedarik zinciri ve üretim açısından yapılması gereken çok şey var. Ortalama olarak, SAF hâlâ kerosenden üç- dört kat daha pahalı. 

Avrupalı operatörlerin yakıt depolarında en az yüzde 1, 2030 yılına kadar ise yüzde 5 biyoyakıt bulundurma zorunluluğunun olduğu bir dönemde havayolları için denklem oldukça karmaşık!

Air France’ın Üst Yöneticisi Anne Rigail, "Yüzde 1 SAF havayolu için 100 milyon Avro değerindeyken, yüzde 10, bir milyar Avro değerinde" diyor ve "sürdürülebilir havacılık yakıtlarının havacılığın karbondan arındırılması için önemli bir kaldıraç olduğuna ikna olduğunu" belirtiyor.

Sonuç olarak, SAF, 2019 yılında küresel havacılık yakıt tüketiminin yüzde 0,1'inden daha azını oluşturdu.

Ancak, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'ne (IATA) göre, SAF, üretimde büyük bir artış sayesinde havacılık sektörünün 2050 yılında sıfır net emisyona ulaşması için gereken emisyon azaltılmasına yüzde 65 oranında katkıda bulunabilir.