Prof. Dr. Halaçoğlu, "İstanbul Sözleşmesi’nin bir kararname ile kaldırılmasının mümkün olmadığını, bunun demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını" söyledi. (Foto: Depo Photos)

Halaçoğlu: “İstanbul Sözleşmesi kararname ile kaldırılamaz”

Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı ve eski milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "İstanbul Sözleşmesi’ni bir kararname ile kaldırmasının mümkün olmadığını, bunun demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını" söyledi. 

AjansBizim’e açıklamalarda bulunan Halaçoğlu, "Cumhurbaşkanı’nın şu anda kullandığı yetkilerin padişahlarda bile olmadığını" belirterek, şunları söyledi:

“Şu anda Türkiye’nin, hukuk ve birçok açıdan demokratik olmadığını söyleyebilirim. Bir kişinin kanun çıkarması ancak padişahlıklarda görülür. Cumhurbaşkanı’nın kararname ile kanun çıkarması, İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmesi buna örnek. Tek başına kanun çıkaran, padişahlarda bile olmayan bir yetkinin kullanıldığı bir yönetimdeyiz şu an. Anayasa, demokratik değil. Anayasada, Cumhurbaşkanı’na kanun çıkarma yetkisi veriliyor ama yedinci maddede, yasama yetkisinin TBMM’de olduğu ve devredilemeyeceği belirtiliyor. Aynı anayasada, buna aykırı olarak bir yetki maddesi konulduğu için Cumhurbaşkanı, kararname çıkarıyor. Bu iki madde birbiriyle çelişiyor. Cumhurbaşkanı’nın çıkaracağı kanunlarla ilgili sınırlama var ama Cumhurbaşkanı bu sınırlamalara uymuyor. Meclis’in çıkardığı kanunu Cumhurbaşkanı, kendi başına değiştiriyor ki, böyle bir yetkisi yok.”

Danıştay’ın kararı 

Prof. Dr. Halaçoğlu, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili halen Danıştay’a yapılan başvuru ilgili olarak, “Yargı organına müdahale edilmezse doğru karar ama anayasanın kendisi bu konuda adil bir hukuk sistemini ortaya çıkaracak nitelikte değil. Zira Cumhurbaşkanı tarafından atanan Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun hakim olduğu bir ortamda, siyasetin bu kadar etkili olduğu bir ortamda, hakimlerin hepsinin adil karar vermesini bekleyemezsiniz” dedi. 

Halaçoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 13’ünün Cumhurbaşkanı tarafından atandığını, "böyle bir hukuk sistemi olamayacağını" söyledi. Prof. Halaçoğlu, HSK’nın 13 üyesinin altısını Cumhurbaşkanı’nın Adalet Bakanı ile birlikte atadığını, kalan yedi üyenin de Meclis tarafından seçildiğini ama dört tanesini iktidarın, üç tanesini de muhalefetin belirlediğini belirterek, “Bu durumda, HSK’nın on üç üyesinden on tanesini, Cumhurbaşkanı’nın kontrolünde kişiler atamış oluyor. İstediklerini yaparlar mı, yapmazlar mı? Yargının tamamen siyasetten arındırılması lazım. Yargıtay, Danıştay’dan sicillerine göre hakim atanabilir.” dedi. 

Seçim kanunu 

Yusuf Halaçoğlu, "hukukun siyasallaşması nedeniyle, seçim adil ve güvenli olması konusunda endişelerin olduğunu" söyledi. 

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, “Bu şartlarda sağlıklı, güvenli bir seçim ortamı nasıl olacak? Yüksek Seçim Kurulu’nu kim atıyor? Bu çerçevede ne kadar sağlıklı bir seçim yapılacağı konusunda şüpheler ortaya çıkıyor.  Partilerin oy sayımlarını ne kadar iyi takip edip etmediklerine bağlı bir de seçimin güvenli olması. Yeni kanunla, kimlerin sandık kurulu başkanı olacakları konusunda hükümet yeni kararlar aldı. Böyle demokratik bir sistem olmaz. Demokrasi bu değil” dedi.