DEVA Partisi, Kadınlara Şiddetin Önlenmesini öngören İstanbul Sözleşmesi’nin feshine yönelik Cumhurbaşkanlığı Kararı’nı yargıya taşıyor. 

DEVA Partisi, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesini öngören İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararını yargıya taşıyor. 

 DEVA Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, “Yok hükmündeki bu karardan dönülmesi için tüm Türkiye’den yüzlerce kadın bu usulsüz karara dava açacak ve kadınların, çocukların yaşam hakları için davacı olacağız” dedi. 

DEVA Partisi Kadın Politikaları Başkanlığı, İstanbul'da  düzenlenen basın toplantısında partinin İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına ilişkin görüşlerini ve yol haritasını kamuoyuyla paylaştı. Elif Esen’in sözcülüğünde düzenlenen toplantıya partinin kurucuları ile kadın politikaları çalışmalarında görev alan partililer katıldı.  

‘Bu karar yok hükmündedir’

Toplantıda, ''kararın iç hukuka aykırı ve kadın hakları gaspına yönelik siyasi bir girişim olduğunu'' savunan Esen, 2011 yılında halen görevde olan bu iktidar tarafından kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nin, bugün ''usulsüzce ve milletin iradesi yok sayılarak feshedildiğini'' söyledi.  

Esen, “Mademki sözleşme Türk aile yapısıyla bağdaşmıyor, neden onaylanmıştır? Neden aradan 10 yıl geçtikten sonra çekilme kararı alınmıştır? TBMM’nin onayladığı sözleşme yine TBMM’nin çıkaracağı kanunla yürürlükten kaldırılabilir. Bu karar Anayasa’nın 87. 90. Ve 104. Maddeleri göz önüne alındığında yok hükmündedir. Uluslararası sözleşmeler yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince kabul edildiği usulde feshedilmelidir” dedi.

‘Yargı kararları potansiyel katil biriktiriyor’

Bugün Türkiye’de kadınların öğrenilmiş çaresizliklerinin bulunduğunu,  katlandıkları şiddetin de bunların başında geldiğini dile getiren Esen, şu değerlendirmede bulundu:  

“Kadına şiddet kader değildir, olmamalıdır. Kadın cinayetleri ve şiddet, doğru kanunlar ve uygulamalarla önlenebilir. Ülkemizde kadına şiddet ve cinayetler sonucu günde ortalama bir kadın ölüyor.  

Bugün yargı kararları potansiyel katil ve istismarcı biriktiriyor, hatta teşvik ediyor. Cezaların yetersiz ve etkisiz kalması planlı kadın cinayetlerini artırıyor. Bizler bir canı daha kaybetmemek için çabalarken devlet yükümlülüklerini yerine getirmesini destekleyen anlaşmadan çekilmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nden usulsüz çekilen iktidar kadar, konuyu çok farklı mecralara taşıyan toplum kesimlerinin de vebali ve sorumluluğu büyüktür. Kadınlar ve çocuklar popülist siyasi yaklaşıma kurban verilmiştir. İşte tam bu sebeple İstanbul Sözleşmesi çekilme kararından geri dönülmelidi r.Bugün ‘DEVA Yaşatır’ kampanyamızı başlatıyoruz. Yok hükmündeki bu karardan dönülmesi için tüm Türkiye’den yüzlerce kadın bu usulsüz karara dava açacak ve kadınların, çocukların yaşam hakları için davacı olacağız.”