Bugünkü MHP'nin 1980 sonrası döneminde 12 olağan, 4 olağanüstü büyük kurultay toplandı. Türkeş'in ardından genel başkan olan Bahçeli, büyük kurultayda yeniden seçildi. (Foto: Depo Photos) Cumhur İttifakı'nın ortağı olarak ikinci kez kurultaya giden MHP'de  Bahçeli'nin yeniden seçilmesi ve yönetimde değişiklikler bekleniyor

KONULAR

MHP 13. Büyük Kurultayı'na doğru

Bugünkü MHP'nin 12 Eylül sonrasını kapsayan tarihinde 12 olağan, 4 olağanüstü büyük kurultay toplandı

Alparslan Türkeş'in ardından yapılan 4. Olağanüstü Kurultay'da genel başkan olan Bahçeli, 7 büyük kurultayda yeniden seçildi

Cumhur İttifakı'nın ortağı olarak ikinci kez kurultaya giden MHP'de  Bahçeli'nin yeniden seçilmesi ve yönetimde değişiklikler bekleniyor

Kurultaylar sürecinde üç önemli kopuş yaşayan MHP, Cumhur İttifakı’nın ortağı olduktan sonra, ikinci büyük kurultayını topluyor. MHP 13. Büyük Kurultayı’nda Devlet Bahçeli’nin tek aday olarak genel başkanlığa yeniden seçilmesinin yanı sıra parti yönetiminde değişiklikler bekleniyor.

Alparslan Türkeş’in vefatının ardından 1997 yılında yapılan 4. olağanüstü kurultayda genel başkan seçilen Devlet Bahçeli, o tarihten sonra yapılan 7 büyük kurultayda da yeniden bu göreve getirildi.

Siyasal geçmişine bakıldığında; parti olarak 1958 yılına Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne (CMKP) uzanan MHP tarihinde Alparslan Türkeş’in “tartışmasız liderliği” söz konusudur. Bunun bugün de (manevi anlamda) sürdüğü görülür.

Partideki olağanüstü kurultay süreçlerinin farklı durumları da ortaya çıkardığı söylenebilir. 12 Eylül 1980 sonrasında kurulan Muhafazakâr Parti’nin Milliyetçi Çalışma Partisi’ne (MÇP) dönüşmesinin ardından yapılan 1987’deki ilk olağanüstü kurultayda, Devlet Bahçeli (genel sekreter) ve Tuğrul Türkeş (genel başkan yardımcısı) adları dikkati çeker. Aynı yıl yapılan ikinci olağanüstü kurultayda ise genel başkanlık koltuğu, sahibine, Alparslan Türkeş’e teslim edilir. MÇP’den yeni MHP’ye geçiş süreci başlar ve bu da üçüncü olağanüstü kurultayda gerçekleşir. Aradaki dönemde Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları partiden kopacaktır.

Türkeş’in vefatıyla 1997’de toplanan dördüncü olağanüstü kurultay önce yarım kalır ve ertelenir, daha sonra ise Devlet Bahçeli genel başkanlık koltuğuna oturur. Bunu izleyen süreçte Tuğrul Türkeş ve onu destekleyen bir grup partiden ayrılır.

Olağanüstü kurultay tartışmalarıyla girilen 2018 yılındaki süreçte ise İYİ Parti’nin kuruluşuna giden kopuş yaşanır.

CKMP’den MHP’ye

MHP’nin kurultaylar tarihi genel hatlarıyla şöyle:

Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) ile Köylü Partisi, 16 Ekim 1958’de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) adı altında birleşir ve CMP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı yeni partinin de liderliğini üstlenir. Bir süre sonra, parti içinde yaşanan anlaşmazlık üzerine, Haziran 1962’de Bölükbaşı ve arkadaşları CKMP’den ayrılarak Millet Partisi’ni yeniden kurar. Bu ayrılığın ardından, CKMP’nin genel başkanlık görevini önce Ahmet Tahtakılıç, daha sonra Ahmet Oğuz üstlenir.

Türkeş ve MHP

Alparslan Türkeş, 31 Mart 1965 tarihinde CKMP’ye girer ve 1 Ağustos 1965’te genel başkanlığa seçilir. CKMP’nin 8-9 Şubat 1969 tarihlerinde yapılan kurultayında adı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirilir, programı da Türkeş’in yazdığı ‘‘9 Işık’’ doktrini (umdesi/ilkesi) doğrultusunda düzenlenir. Bu kurultayın ardından toplanan MHP yönetimi, parti amblemini ‘‘üç hilal’’, parti gençlik kollarının amblemini de "hilal içinde kurt" olarak belirler. Siyasal söylemini ‘‘Türk milliyetçiliği’’ üzerine oturtan MHP, antikomünist ve antikapitalist bir çizgi izler. 1965’ten 1973’e kadar katıldığı seçimlerde büyük bir başarı yakalayamayan MHP, 1969 yılında bir, 1973 yılında ise ancak üç milletvekili çıkarabilir. 1977 seçiminde oy oranını yüzde 3,38’den yüzde 6,42’ye yükselten MHP, TBMM’de 16 milletvekilliği elde eder. Bu sayı MHP’ye hükümet ortaklığı (2. MC Hükümeti) ve devlet yönetiminde daha çok söz hakkı sağlar.

12 Eylül Darbesi ve siyasi yasaklar

12 Eylül 1980’deki askerî darbenin ardından tüm siyasi partiler kapatıldı ve faaliyetleri yasaklanır. Alparslan Türkeş, bu süreçte 4,5 yıl tutuklu kalır ve haklarında açılan davalarda arkadaşlarıyla yargılanır. Bu davalar Mayıs 1995’de zamanaşımı nedeniyle düşecektir.

12 Eylül döneminde kurulan ANAP ve DYP’de MHP kökenliler de bulunmaktadır. Ayrı bir siyasal parti çatısı altında toplanmak isteyen MHP kökenliler, Türkeş’in de desteğini alarak, 7 Temmuz 1983’de Muhafazakâr Parti’yi kurar. Parti kurucularından çoğu 12 Eylül yönetimince veto edilir; bunlar arasında kurucu genel başkan Mehmet Pamak da vardır. Vetoların ardından Muhafazakâr Parti’nin genel başkanlığını önce Ahmet Özsoy, sonra Ali Koç üstlenecektir.

30 Kasım 1985’de kurultayda (1. Büyük Kurultay) partinin adı Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) olarak değiştirilir. MÇP’nin amblemi kırmızı zemin üzerine beyaz hilal ve etrafındaki dokuz yıldızdan oluşmaktadır. Genel başkanlık görevini üstlenen Ali Koç bir süre sonra istifa edecektir. MÇP’nin 19 Nisan 1987’deki (1. Olağanüstü) kurultayda genel başkanlığa (eski bir MSP’li olan) Abdülkerim Doğru seçilecektir. Devlet Bahçeli’nin genel sekreterliği üstlendiği bu kurultayda Tuğrul Türkeş de genel başkan yardımcılığına getirilecektir.

6 Eylül 1987’deki halkoylamasıyla siyaset yapma yasağı kalkan Alparslan Türkeş, iki hafta sonra MÇP’ye katılır ve partinin 4 Ekim 1987 tarihinde yapılan (2. Olağanüstü) kurultayda genel başkanlık koltuğunda artık Alparslan Türkeş vardır. MÇP, 29 Kasım 1987 seçimlerinden ancak yüzde 2,9 oy alabilir.

MÇP’nin 27 Kasım 1988 tarihinde yapılan büyük kurultayında (2. Büyük Kurultay) Alparslan Türkeş yeniden genel başkanlığa seçilir, genel sekreterlik görevine ise Devlet Bahçeli getirilir. Parti programı da ‘‘9 Işık’’ ilkeleri çerçevesinde yeniden düzenlenir. 20 Ekim 1991’de yapılan genel seçimlere üç parti arasında seçim ittifakı sağlanır: MÇP ve Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP), Refah Partisi listelerinden seçime katılır. Doğal olarak, aday olanların kendi partileriyle hukuki bağları da kesilir. Seçimde yüzde 16,9 oy toplayan ittifak kısa sürede bozulur. İttifak çatısı altından ayrılan Türkeş ile 18 milletvekili için MÇP’ye dönüş zamanı gelmiştir. O tarihteki siyasi kısıtlamalardan kurtulmak için önce 19 milletvekili tarafından ‘‘Demokratik Hareket Partisi’’ kurulur. Sıra bu partinin MÇP’ye katılmasına gelmiştir ve bunun tarihi de 29 Aralık 1991’deki MÇP kurultayıdır (3. Büyük Kurultay). Türkeş’in yokluğunda parti genel başkanlığına Muhittin Çolak vekâlet etmektedir. Alparslan Türkeş, bu kurultayda MÇP genel başkanlığına seçilecektir.

Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları

Bu dönüşüm sürecinde bir de ayrışma yaşanır. MHP ve onun gençlik yapılanması olarak bilinen ‘‘ülkücü’’ tabandaki siyasi söylem ‘‘Türk-İslam sentezi’’ olarak tanımlanan bir düşünce yapısına oturmuştur. Zamanla bu hareket içinde ‘‘İslam’’ unsurunu öne çıkaran bir grup oluşmaya başlar, ancak parti içi unsur olarak kalır. (Bu gruptakilerin siyasi söylemi ‘‘Müslüman-Türk’’ ifadesiyle özetlenebilir.) Muhsin Yazıcıoğlu ve beş milletvekili ile bazı parti yöneticilerinin de aralarında bulunduğu bir grup MÇP’den istifa eder. Yazıcıoğlu ve arkadaşları, 7 Temmuz 1992’de yaptıkları ‘‘Türk Milleti’ne Beyanname’’ açıklamasında, yeni bir siyasi oluşum başlatır. Aslında bu bir süredir yaşanan ‘‘ayrışmanın’’ bir uzantısıdır. 12 Eylül öncesinde Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan Yazıcıoğlu ile arkadaşları, 29 Aralık 1991’deki MÇP kurultayında (Türkeş’e) alternatif liste çıkarmış, parti yönetiminin eğiliminin aksine DYP-SHP koalisyon hükümetine güvenoyu vermemişlerdi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun genel başkanlığındaki Büyük Birlik Partisi (BBP), 29 Ocak 1993’de kurulur. BBP katıldığı seçimlerde yüzde 1’lik bir oy oranında kalır. BBP, 1995 seçiminde ANAP listesinden seçilen 7 milletvekiliyle TBMM’ye girer. 1997’de seçime katılmayan BBP, birçok yerde bağımsız aday gösterir, ancak sadece Yazıcıoğlu seçilebilir. Yazıcıoğlu’nun 29 Mart 2009’da helikopter kazasında yaşamını yitirmesiyle BBP kendi tabanını henüz genişletememekle karşı karşıya kalır.

Yeni MHP

12 Eylül döneminde kapatılan partilerin yeniden kurulmaya başlaması sürecinde, 27 Aralık 1992’de MHP’nin son kurultay delegeleri toplanarak partinin feshine; ad ve ambleminin de MÇP tarafından kullanılmasına karar verilir. 24 Ocak 1993 tarihinde toplanan MÇP ve MHP ‘‘ortak kurultayı’’nda (3. Olağanüstü) yeni MHP hayata geçirilecektir. Parti tabanında bu gelişme,‘‘MHP’nin ikinci doğuşu’’ olarak tanımlanacaktır.

27 Mart 1994 tarihinde yapılan yerel seçimlerde MHP yüzde 7,9 oranında oy alır. Bu, MHP’nin 12 Eylül öncesinde aldığı yüzde 6,4’lük orandan da fazladır. Bu artışın arkasında, o dönemin iç ve dış siyasi gelişmelerinin de etkisi vardır. Türkiye’de PKK terörü yoğunluk kazanmış, Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından Türk cumhuriyetleri kurulmaya başlamıştır. Ayrıca, MHP’nin de propaganda araçlarını daha etkili kullanmaya başladığı da söylenebilir. Bu süreçte, 9 Ekim 1994 tarihinde MHP 4. Büyük Kurultayı toplanır ve genel başkanlık için tek aday olan Alparslan Türkeş yeniden seçilir. Kurultayın katılımcıları arasında Osman Bölükbaşı da yer almaktadır. Türkeş’in kurultayın kapanışında Nazım Hikmet’in ‘‘Bu memleket bizim’’ sözleriyle ünlenen “Davet” adlı şiirini okuması uzun süre konuşulacaktır.

MHP’nin oy oranındaki artış diğer partilerle ittifakı da gündeme getirir. Zira Türkiye’de ANAP-DYP çekişmesi, merkez oylarını bu iki parti arasında kilitlemiştir ve ikisi de üstünlük sağlama çabasındadır. Bu durum her iki partide ittifak arayışlarını yoğunlaştırır, ancak MHP’li ittifak çalışmaları amacına ulaşamaz. MHP, 24 Aralık 1995 tarihindeki seçimlerde o zamana kadar aldığı en yüksek oy oranına (yüzde 8.18) ulaşmasına karşın, yüzde 10 olan ülke genel barajını aşamayarak Meclis dışında kalır. (MHP’den ayrılan BBP’liler, ANAP listelerinden 7 milletvekili çıkarır.) Seçim öncesi ve seçim sonrası göstergeler, MHP’nin artık merkez sağ çizgide güçlenmeye çalıştığını göstermektedir.

Türkeş’in vefatı

Bu süreçte beklenmedik bir gelişme yaşanır; ‘‘Milliyetçi Hareket’’in lideri Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 tarihinde vefat eder. Türkeş’in cenaze töreninin ardından partinin başına kimin geçeceği tartışmaları da başlar. Zira Türkeş’in “veliahdı” diye bir isim belirlenmemiştir. Olağanüstü kurultaya kadar Genel Başkanlığa Tuğrul Türkeş vekâlet eder. Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, partinin genel başkan yardımcıları arasında yer almaktadır.

MHP’nin olağanüstü kurultayı 18 Mayıs 1997’de toplanır. Seçimin ilk turunda adaylardan Tuğrul Türkeş 412, Devlet Bahçeli 359, Ramiz Ongun 231, Enis Öksüz 104, Muharrem Şemsek 80 ve İbrahim Çiftçi 13 oy alır. İkinci tur öncesinde Ongun, Öksüz, Şemsek ve Çiftçi adaylıktan çekildiklerini ve Devlet Bahçeli’yi desteklediklerini açıklar. Tuğrul Türkeş, kürsüye gelerek buna tepki gösterince olaylar başlar. Türkeş’i desteklediği için Ülkü Ocakları Genel Başkanlığından istifa eden Azmi Karamahmutoğlu, ‘‘artık söz bitti, artık söze gerek yok. Bundan sonrası için artık eylem günüdür’’ diyerek elindeki mikrofonu fırlatır. Kavga ve karmaşa sonrasında olağanüstü kurultay 6 Temmuz’a ertelenir.

İkinci ayrılık

6 Temmuz 1997’de yapılan (4. Olağanüstü) kurultaya iki aday katılır: Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş ve Devlet Bahçeli. Olağanüstü kurultaydaki bu yarışın galibi 697 oy alan Bahçeli olacaktır. Daha yarış bitmemiştir, ancak yönetimi ele alan Bahçeli ve arkadaşları, beş ay sonraki olağan kurultaya kadar parti teşkilatının desteğini daha da güçlendirir.

MHP’nin 5. Büyük Kurultayı 23 Kasım 1997’de toplanır. Devlet Bahçeli, diğer adaylar Tuğrul Türkeş, Ramiz Ongun ve Salih Gökçe’yi geride bırakarak yeniden Genel Başkan seçilir. Kurultayda divan başkanlığını Abdulhaluk Çay yapıyor, Alparslan Türkeş’in eşi Seval Türkeş de Ongun’u desteklediğini açıklıyordu.

Bahçeli ile girdiği yarışı kaybeden Tuğrul Türkeş, 27 Kasım 1998’de Aydınlık Türkiye Partisi’ni (ATP) kuracaktı. Partinin başarılı olmaması üzerine ATP kapatılacak, Türkeş yeniden MHP’ye dönecekti. Türkeş, 1 Kasım 2015 seçimleri öncesinde kurulan seçim hükümetinde görev alarak MHP’den ayrılacak ve daha sonra AK Parti’den milletvekili seçilerek Başbakan Yardımcısı olacaktı. Tuğrul Türkeş, halen AK Parti Ankara milletvekili olarak TBMM’de.

Devlet Bahçeli dönemi

Türkiye’de, 1999 seçim öncesinde önemli gelişmeler yaşanıyordu. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna Süleyman Demirel oturmuş, DYP-ANAP arasındaki çekişme hükümet kurma süreçlerine de yansımış, RP-DYP koalisyonu bozulmuş, RP kapatılmış, terör örgütü PKK’nın elebaşı yakalanarak Türkiye’ye getirilmiş, milliyetçi söylemler daha da ön plana çıkmıştı. MHP yönetimi ve tabanının bu süreçteki çabaları da partinin seçim performansında etkili olacaktı.

MHP, 18 Nisan 1999’de yapılan genel seçime Bahçeli’nin genel başkanlığında girdi. Yüzde 17,98 oranını yakalayan MHP, TBMM’nin 20. Dönemi’nde 129 milletvekili çıkardı ve DSP’nin ardından ikinci parti oldu. Bu sonuç, DSP-ANAP-MHP koalisyonunda partiye 12 bakanlık getirecek ve hükümetin ikinci büyük ortağı olacaktı.

MHP’nin 5 Kasım 2000 tarihinde yapılan 6. Büyük Kurultayı’nda genel başkanlık için tek aday olan Devlet Bahçeli yeniden seçildi. Bu kurultayda, aday olacağını açıklayan MYK üyesi Şerafettin Toperi, ‘‘adaylık başvurusunun divana verilmesinin engellendiğini’’ öne sürecekti.

Yine Meclis dışında

Üçlü koalisyon zor koşullarda kurulmuştu ve uyum içinde hükümeti sürdürmek her üç parti açısından da kolay değildi. Buna rağmen AB sürecinde önemli adımlar atıldı, yasal düzenlemeler yapıldı. PKK elebaşına verilen idam cezasının bekletilmesi, ekonomik kriz ve kriz sürecinin yönetimi koalisyon hükümetinin sonunu getirdi. Koalisyon ortakları seçim kararı aldılar. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerde yüzde 8,36 oy alan MHP, yüzde 10’luk ülke barajını aşamayarak TBMM dışında kaldı. Yeni kurulan AK Parti tek başına iktidara gelmiş; iki partili TBMM’de CHP de muhalefette yer almıştı.

Seçim MHP’den kimsenin beklemediği şekilde sonuçlanmıştı. Devlet Bahçeli, kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Bir süre sonra ‘‘tabandan gelen istekler’’ doğrultusunda kararını gözden geçirmek zorunda kalacak ve aday olacaktı. Ancak bu kez rakipleri de vardı. MHP’nin 12 Ekim 2003’teki 7. Büyük Kurultayı’nda Bahçeli yeniden aday oldu ve 688 oy alarak seçildi. Diğer adaylardan Ramiz Ongun 300, Koray Aydın ise 137 oy alıyordu.

8. Büyük Kurultay

MHP’nin 8. Büyük Kurultayı, 19 Kasım 2006 tarihinde toplandı. Kurultayda 1.174 delegeden 1.139’u oy kullandı, 12 oy da geçersiz sayıldı. Bahçeli, tek aday olarak katıldığı kurultayda 1.127 oyla yeniden genel başkan seçildi. Aslında kurultay öncesinde Ümit Özdağ aday olacağını açıklamış ve il örgütlerini ziyarete başlamıştı. Genel Merkez yönetiminin tepki gösterdiği Özdağ’a yönelik eleştiriler bazı illerde şiddete kadar varmıştı. Kurultay öncesinde partiden ihraç edilen Özdağ’ın itirazı sonuç getirmeyecekti. (Sonraki süreçte partiye dönerek milletvekili seçilen Özdağ, on yıl sonra yeniden genel başkanlık yarışına katılacağını açıklayacaktı.)

MHP, 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimde yüzde 14,29 oy oranına ulaştı. 23. Dönem TBMM’de 71 milletvekili ile temsil edilen MHP’nin Meclis’te bir grubu da vardı.

Genel seçimden iki yıl sonra, Türkiye’de 29 Mart 2009 yerel seçimleri vardı. MHP bu seçimlerde de yüzde 16,1’lik oy oranına ulaşıyordu; bu 1 büyükşehir, 9 il olmak üzere 490 belediye başkanlığı anlamına geliyordu.

Anayasa değişikliği, kasetler

MHP’nin 9. Büyük Kurultayı, 8 Kasım 2009 tarihinde toplandı. Kurultayda 1.171 delegenin oyunu alan Devlet Bahçeli yeniden genel başkan seçildi. Aday olacaklarını duyuran Ahmet Reyiz Yılmaz ve Hakkı Şafak Ses salona gelememişlerdi.

“AK Parti destekli aday”  olmakla suçlanan Ahmet Reyiz Yılmaz, 2004 yılında partiye katılmıştı. Kurultay öncesinde hakkında MHP’den ihraç kararı alınan Yılmaz, sonraki süreçte Milliyetçi ve Muhafazakâr Parti’yi kuracak ve 12 Eylül 2010’daki anayasa değişikliği sürecinde “Evet” kampanyası yürütecekti. MMP bir süre sonra kapanacak, yerine Muhafazakâr Yükseliş Partisi kurulacaktı.

2010 yılında Türk siyasi tarihine damga vuracak önemli gelişmeler yaşanacaktı. Anayasada yapılan yeni düzenlemeyle HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısı değiştiriliyor, 12 Eylül darbesini yapanlara yargı yolu açılıyordu. Bu değişikliğin yapılacağı halkoylaması ve bir yıldan az bir süre sonra genel seçimlere gidiliyor olması siyasal ortamı da germişti. 2011 Mayıs’ında yayınlanan “gizli çekilmiş görüntüler” (kaset) yüzünden birçok MHP yöneticisi istifa etmek ve milletvekili adaylığından çekilmek zorunda kalmıştı. Hatta bundan CHP lideri Deniz Baykal da payını alacak ve görevinde ayrılması kaçınılmaz hâle gelecekti.

Bu ortamda 12 Haziran 2011 tarihinde genel seçime gidildi. MHP yüzde 13 oranında oy alıyor ve 53 milletvekili çıkarıyordu. Milletvekilleri arasında, “Balyoz Davası”ndan tutuklu bulunan Engin Alan da bulunuyordu.

Ortak cumhurbaşkanı adayı

MHP’nin 4 Kasım 2012 tarihinde yapılan 10. Büyük Kurultayı’nda Devlet Bahçeli’nin karşında iki genel başkan adayı vardı: İkinci kez Bahçeli’ye rakip olan Koray Aydın ve partinin eski İzmir il başkanlarından Musavat Dervişoğlu. Bahçeli, geçerli 1.214 oyun 725’ini alarak 6. kez genel başkan seçildi. Diğer adaylardan Koray Aydın 441, Musavat Dervişoğlu ise 48 oy alacaktı.

Kurultaydan iki yıl sonra yapılan yerel seçimde MHP’nin oy oranı yüzde 15,3 olacaktı. Bu sürecin ardından sıra Türkiye tarihinde bir başka ilk olan cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine geliyordu. MHP ve CHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu oldu. 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimde yüzde 51,7 oy alan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı seçiliyordu. Yüzde 38,4 oy alan İhsanoğlu ise sonraki süreçte MHP milletvekili olarak TBMM’ye girecekti.

11. Büyük Kurultay

Bahçeli, 21 Mart 2015 tarihinde toplanan 11. Büyük Kurultay’da tek adaydı ve 1.149 oy alarak yeniden MHP Genel Başkanlığına seçildi. Kurultaydan kısa süre sonra, 7 Haziran 2015’de yapılan seçimlerde MHP yüzde 16,3 oranında oy alacaktı. Bu oy oranı MHP’ye 80 milletvekili getirecekti. Seçim sonuçları hiçbir partinin tek başına iktidara gelemeyeceği bir tabloyu ortaya çıkarmıştı. Bu durum, yeni hükümet için koalisyon teorilerini çoğaltacaktı. Kulislerde partiler arasındaki koalisyon görüşmelerinden söz ediliyordu, ancak bu konuda somut bir gelişme ortada yoktu.

Yeniden seçim

Hükümet kurulamayınca, öngörülen süre sonunda, seçimlerin yenilenmesine karar verildi ve “seçim hükümeti” oluşturuldu. Bu hükümetin başbakan yardımcılarından biri de MHP’de genel başkan yardımcısı olan Tuğrul Türkeş’di. Türkeş hakkında partiden ihraç işlemi başlatıldı.

Seçimler 1 Kasım 2015 tarihinde yenilendi. AK Parti’nin tek başına hükümet kurma çoğunluğuna ulaştığı seçimlerde, MHP yüzde 11,9 oy oranıyla 40 milletvekili çıkarabildi.

Türkiye’de yaşananlar

Bu süreçte Türkiye’de pek çok gelişme yaşandı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi dengeleri değiştirdi. Olağanüstü hâl ilanı ve bu kapsamda yapılan düzenlemeler, MHP ile AK Parti arasındaki yakınlaşmayı güçlendirdi. Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı sistemine desteğini açıklamasıyla ve Anayasa değişikliğindeki güçlü işbirliğinin adı konuyordu kısa sürede: ‘‘Cumhur İttifakı’’. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumda yeni anayasa ile yeni bir dönem başlıyordu artık.

Yaşanan bu birliktelik MHP içindeki farklı görüştekileri de harekete geçirmişti.

Olağanüstü kurultay istekleri ve 3. kopuş

Kısa süre sonra parti teşkilatındaki muhalif kesimi harekete geçirdi ve olağanüstü kurultay tartışmaları başladı. Bahçeli ise MHP büyük kurultayının normal zamanında (18 Mart 2018) yapılacağını söylüyordu.

Parti içi muhalifler Koray Aydın, Meral Akşener ve Sinan Oğan tarafından olağanüstü kurultay için imza toplanmaya başladı. Adı genel başkan adaylığı için geçen bu üç isme, genel başkan yardımcılığından ayrıldığını açıklayan Ümit Özdağ da katıldı. Bunlara destek veren teşkilat başkanları görevden alındı.

Olağanüstü kurultay için parti tüzüğünde öngörülen imzayı toplayan muhalifler, birlikte hareket ederek, mahkemeye başvurdu. Parti yönetiminin “MHP’yi ele geçirme girişimleri” olarak nitelendirdiği bu süreçte, mahkemenin oluşturduğu “Kurultay çağrı heyeti” olağanüstü kurultay için 15 Mayıs’ı belirledi. Bazı yerel mahkemelerden buna itiraz edildi ve öngörülen günde toplantı gerçekleşmedi. Zira MHP yönetimi, temyiz için Yargıtay’a başvurmuştu ve bu kararın beklenmesi gerekiyordu. Yargıtay’ın olağanüstü kurultay kararını bozmaması üzerine, MHP yönetimi 10 Temmuz’da olağanüstü kurultay kararı aldı. “Kurultay çağrı heyeti” ise bu tarihi 19 Haziran 2016 olarak duyurdu. MHP yönetiminin bu tarihe yaklaşımı ise netti: “Tanımıyoruz!”

Muhaliflerin partiden ihracına engel olacak düzenlemeleri hedefleyen tüzük kurultayı mahkemece iptal edildi. Ardından başlayan itiraz sürecinde durum değişmedi.

Yaşanan süreç MHP’den üçüncü büyük kopuşu getirdi. Meral Akşener, Koray Aydın ve Ümit Özdağ birlikte hareket ederek İYİ Parti’yi kurdu.

12. Büyük Kurultay

MHP’nin 12. Büyük Kurultayı, parti yönetiminin ilk başta belirlediği 18 Mart 2018 tarihinde toplandı. Devlet Bahçeli, tek aday olarak katıldığı kurultayda, parti yönetimini yeniden yapılandırarak, genel bakanlığa yeniden seçildi.

24 Haziran 2018’de yapılan seçimlerde, Cumhur İttifakı içinde bir bakıma ‘‘İktidar ortağı’’ idi MHP artık. AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan, ittifakın yüzde 52,6’lık oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçildi. MHP seçimlerde 49 milletvekili çıkardı.

18 Mart 2021 tarihindeki 13. Büyük Kurultay’da Bahçeli’nin tek aday olarak yeniden genel başkanlığa seçilmesi, parti yönetiminde de değişiklikler yapılması bekleniyor.