Tarıma yön veren çiftlikler
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından, 1925-1952 yılları arasında yurdun farklı bölgelerinde, Türk tarım ve hayvancılık sektörünün gelişmesine yönelik çalışmalar yapıldı. Bu kapsamda çiftçinin üretimini artırmaya yönelik faaliyetler için kurulan çiftlikler zamanla atıl bırakıldı. Bunlardan bazılarının yeniden eski işlevine dönüştürülebilmesi için çalışmalar devam ediyor. Bu çiftliklerden birisi de Yozgat’ta bulunuyor.
Ankara Keçisi ırkının geliştirildiği, Yozgat’ın Yerköy ilçesinde bulunan, 1942 yılında hayvancılık sektörüne katkı sağlaması amacıyla kurulup, 2012 yılında kapısına kilit vurulan Beyazıtoğlu Çiftliği de bunlardan birisi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından binaları tescil edilip, koruma altına alınan çiftlik arazisinin 2 bin 770 dönümlük bölümü tahsis edilen Yozgat Bozok Üniversitesi, tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik çalışmalar başlatarak, çiftliğin yeniden eski günlerine döndürebilmenin mücadelesini veriyor.
Binalara koruma
Yozgat’ın Yerköy ilçesi 100’üncü Yıl Mahallesi’nde yer alan halk arasında ‘Tilki Çiftliği’ olarak bilinen Beyazıtoğlu Çiftliği içerisinde bulunan ve 1940-1042 yılları arasında inşa edilen binalar koruma altına alındı.
2018 yılında tescili yapılan çiftlik binaları içerisinde yer alan taş ve ahşap yapılara dokunulamaması, kullanılamaması nedeniyle harabeye dönmüş durumda. Binaları çevreleyen yeşil alanlarda yetişen otlar arasında neredeyse kaybolan yapılar, yakından görüldüğünde tüm heybetini koruduğu görülebiliyor. Binaların restore edilerek, turizm sektörüne kazandırılabileceği, butik otel, konaklama tesisi olarak değerlendirilebileceği kaydedildi.
Tiftik Keçisi yetiştiriciliği
Ajans Bizim Muhabirinin derlediği bilgilere göre, Yozgat’ın Yerköy ilçesinde tiftik keçisi yetiştirilmesi amacıyla 1940 yılında kurulup, 1942 yılından itibaren tiftik keçisi üretimi, 1965 yılından itibaren de Hayvancılık Araştırma Merkezi olarak kullanılan tesislerin bir bölümü bugünlerde Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından kullanılıyor. Yerköy ilçe merkezinin girişinde yer alan, geniş arazisi ile tarım ve hayvancılık sektörüne yıllarca hizmet veren ilk ismiyle Türkiye Tiftik Cemiyeti, sonraki adıyla Beyazıtoğlu Çiftliği arazisinin diğer bölümü ise farklı amaçlarla kullanılıyor.
Türkiye Tiftik Cemiyeti, 1930 yılında kuruldu. Ankara Lalahan'da tiftik keçisi yetiştiriciliği, tiftik üretimi ve yerli ırk çalışmaları yapılmaya başlandı. Dönemin Yozgat Milletvekili Süleyman Sırrı İçöz, uzun yıllar cemiyetin başkanlığını yürüttü. Üretimin büyümesi üzerine Yozgat’ın Yerköy bölgesinde mera ve çiftlik arayışına girildi.
Daha önce Ziraat Vekaletine ait bir numune çiftliği olan Beyazıtoğlu Çiftliği 1940 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Tiftik Cemiyeti'ne tahsis edildi. 1942 yılında ise Yerköy Beyazıtoğlu Çiftliği tiftik keçisi üretimi ve ıslahı yapılan bir yer oldu. 1965 yılında Beyazıtoğlu Deneme Hayvanları Yetiştirme Çiftliği Müdürlüğü'ne sonraki yıllarda ise Hayvancılık Araştırma Enstitüsü'ne dönüştürülen çiftlik 2000'li yıllarda kapısına kilit vurularak atıl hale getirildi.
Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren uzunca bir süre büyükbaş ve küçükbaş ırk yetiştiriciliği yapmış, kırsal kalkınmaya hizmet etmiş ve bölge insanına büyük katkılar sunmuş olan çiftlik arazisi Et ve Balık Kurumu tahsisi yapıldı. Kombina binası inşaatlarına başlandı, ancak tamamlanamadı. Ardından özelleştirme kapsamına alınan çiftlik arazisinin bir bölümü toplu konut alanı, diğer bölümü Kültür Merkezi için kullanıma alındı. Bu bina Yozgat Bozok Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokuluna dönüştürülüp, yanına yurt yapıldı. Şu günlerde bir bölümüne de Yerköy Devlet Hastanesi yeni binası inşa ediliyor.
Kaz yetiştiriciliği
Yozgat Bozok Üniversitesi'ne devri yapılan, içerisinde tescilli binaların da bulunduğu 2 bin 746 dönüm arazide ilk olarak Kaz Üretim tesisi kurularak, kaz yetiştiriciliği ve yumurta üretimine başlanıldı. Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından 2017 yılından itibaren Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak kullanılmaya başlanılan alanda kaz üretiminin yanında kanatlılarda gen araştırması, tahıl, baklagil, yem bitkileri gibi ürünlerin deneme ekimleri yapılıp, bölge için uygun tohumlar belirlenmeye çalışılıyor.
Tarım ve tarıma dayalı sanayi için tohumluk, damızlık ve ham madde üretmek, gen kaynaklarını korumak amacıyla Atatürk’ün talimatı ile yurdun farklı bölgelerinde kurulan çiftliklerden birisi de Yozgat’ta bulunuyor. Tarıma uygun olmayan arazilerde kurulan çiftlikler, bilimin ve teknolojinin nimetlerinden yararlanılarak, toprakla yeterince ilgilenilmesi halinde neler elde edilebileceği de çiftçilere böylece gösterilmiş olduğu kaydedildi.
‘’Burasının aslına rücu etmesini istiyorum’’
Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (TUAM) Müdürü Prof. Dr. Yavuz Gürbüz, tahsis edilen alanın yaklaşık bin dönümünde tarla tarımı yapabildiklerini belirterek, ‘’Burasının aslına rücu etmesini istiyorum’’ dedi.
Koyun-Keçi Birliği ile görüştüğünü bildiren Gürbüz, Yozgat bölgesinde küçükbaş hayvan varlığının fazla ve önemli olduğuna dikkat çekerek, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:
‘’Bu küçükbaş hayvanları yüksek verimli ırklar haline getirmek için burasını damızlık işletmesi olarak kullanmayı arzu etmekteyim. Bunu yaparken de buradaki hem yerli ırkları hem de gelişen ırklarımız da olmak üzere yurtdışından et, süt ve yün verimi yüksek ırkları daha yüksek verimli hale getirip, melezleme yöntemi ile buraya özgü Bozok ırkını geliştirmek istiyoruz. Burasını hem koç istasyonu hem de dişi damızlık istasyonu olarak kullanıp, koyun-keçi birliği ile de bölgelerle de entegre bir biçimde bir damızlık işletmesine dönüştürmek arzusundayız. Damızlık önemli. Bir hayvan yetiştiriyorsunuz, emek veriyorsunuz, istediğiniz verimi alamıyorsunuz. Buna yönelik bir ıslah çalışması yapalım, nasıl bir Kangal varsa nasıl bir Akkaraman varsa, buraya özgü Bozok Koyunu tipi yetiştirmemiz gerekir. Et verimi, süt verimi yüksek bir ırk. Koyun sütü çok değerlidir, yağ bakımından, protein bakımından. Yüzde 7’ye yüzde 10’a kadar yağ oranı çıkar. Tereyağın kıymeti de yüksektir. Burada hem etçi hem sütçü bir ırkın yetiştirilmesi, damızlık haline getirilmesi önemlidir. Bunu geliştirdikten sonra koyun-keçi birliği ve bakanlık aracılığı ile halka dağıtımı yapılarak, sürdürülebilir hale getirilmesi gerekir. Bunu üniversitenin tek başına yapması mümkün değil. Bunun için bir organizasyonun yapılması gerekiyor.’’
Tarıma dayalı turizm
Gürbüz, üniversiteye tahsis edilen alan içerisinde bulunan binaların bir bölümünün Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından birinci derecede arkeolojik alan olarak ilan edildiğini kaydetti. Bu binalara dokunamadıklarını belirten Gürbüz, ‘’Üniversite, Kültür Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ile üçlü bir organizasyon ile burasını tarım turizmine kazandırabiliriz. Hem hayvancılık hem de bahçe, yer bitkileri ürünleriyle birlikte herkesin kullanımına açık bir alanın oluşturulması, binalar restore edilip, butik otel, konaklama tesisi olarak kullanılabilecek hale getirilmesi ile burası tarım turizmine elverişli hale getirilmesi mümkün. Burayı tercih eden vatandaşlarımız, ailesiyle birlikte gelecek, tarlada, ahırda organik ürünlerin üretiminde görev alacak, zamanını geçirecek, kendi ürettiği ürünlerle beslenip, tatil süresini değerlendirirken, üretime de katkı sağlamış olacaktır’’ diye konuştu.