Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Türkiye Büyük Millet Meclisi 104 yaşında.

Çocukların Bayramı

Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Türkiye Büyük Millet Meclisi 104 yaşında. TBMM’de kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde, yine Meclis’in kabul ettiği yasalarla kökleşen Atatürk Devrimlerinin ışığında çocuklar, kendilerine armağan edilen bayramı coşkuyla kutluyor ve çocuk gözleriyle geleceğe umutla bakıyor

23 Nisan, Meclis’in açılışından tam bir yıl sonra “ulusal bayram” ilan edildi. TBMM Başkanı Mustafa Kemal, yasanın kabulü üzerine yayımladığı mesajında, “Yeni ve yüce bir tarihe başlangıç olan bu günü ulusun anılarında sonsuza kadar yaşatmak için Meclisimiz bugün 23 Nisan tarihinin ulusal bayram sayılmasını özel bir yasayla kabul etmiştir” der. 23 Nisan, “Çocuk Bayramı ve Haftası” olarak ilk kez 1929 yılında kutlanır. Atatürk de aynı gün öğleden sonra Ankara Palas’ta düzenlenen “Çocuk Balosu”na katılır.

İlk Meclis nasıl açıldı

Millî Mücadele ortamında toplanan ve Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasını sağlayacak “Meclis”in adı, açılışından kısa süre önce yapılan bir toplantı sırasında konulur: “Türkiye Büyük Millet Meclisi...” İstanbul’un 16 Mart’ta işgali üzerine, Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa, 19 Mart 1920’de yayımladığı genelgeyle “Ankara’da olağanüstü yetkili bir meclis”in toplanacağını duyurur. Genelgede, “Ulusun bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak önlemleri düşünüp uygulamak üzere ulusça olağanüstü yetki verilecek bir meclisin Ankara’da toplantıya çağrılması ve dağıtılmış olan mebuslardan Ankara’ya gelebileceklerin de bu meclise katılmaları” istenir. Bu amaçla yapılacak seçimle belirlenen milletvekilleri ile dağıtılan Osmanlı Mebusan Meclisi’nden kaçarak Ankara’ya gelebilenler, ilk Meclis’te yer alabileceklerdi. Mustafa Kemal, 22 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışını duyurduğu genelgesinde ise bundan böyle “bütün sivil ve askerî makamların ve bütün ulusun emir alacağı en yüksek kat”ın bu Meclis olacağını kaydeder.

Meclis’in adı

Tarihçi, gazeteci-yazar Enver Behnan Şapolyo, Meclis’in adının, Mustafa Kemal’in, Hükümet Konağı’nda Valinin odasında yaptığı toplantıda konulduğunu yazar. Şapolyo’ya göre, Atatürk, “Meclis’in adını ‘Meclisi Müessesan’ (Kurucu Meclis) olmasını” istemekte, bununla “rejimi değiştirebilecek bir Meclis’in kurulmasını sağlamayı” amaçlamaktaydı. Fakat bundan vazgeçerek, genelgesinde, “olağanüstü yetkilere sahip Meclis” olarak bildirdiğini aktaran Mustafa Kemal, toplantıdakilere, düşüncelerini sorar. “Kurultay, Meclisi Kebir” gibi cevaplar alan Mustafa Kemal’in, “Biz burada Kurultay veya Meclisi Kebir adı ile bir meclis kurarız. Fakat Türk milleti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasını bekleyecektir” deyince, odadakiler hep bir ağızdan, “Bulduk” derler. Mustafa Kemal’in ne bulduklarını sorması üzerine, şu cevap verilir:  “Yeni meclisin adını: Türkiye Büyük Millet Meclisi...” 

Neden 23 Nisan Cuma?

Gazeteci Yunus Nadi Abalıoğlu, Meclis’in aslında 22 Nisan 1920 Perşembe günü açılmasının kararlaştırıldığını, ancak Millî Mücadele karşıtlarının, hareketin başarısız olması için dini kullanmaları ve kendilerini “şer’an asi” ilan etmeleri karşısında, açılışın cuma gününe alındığını belirtir. Nitekim “tatlı ve ılık bir bahar günü” 23 Nisan’da, Hacıbayram Camii’nde cuma namazı kılındıktan, kurbanlar kesildikten sonra; önünde “ruhani bayrakların taşındığı” büyük bir toplulukla gelinerek, İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada, saat 13.45-14.00’te törenle TBMM açılır.

Ankara’nın “muhteşem ve heybetli bir gün” yaşadığını; “daha sabahtan herkesin büyük bir bayram sevincine katılmak için evlerinden dışarıya uğradığı”nı anlatan Yunus Nadi, alınan tüm önleme rağmen, camiden binaya güçlükle gidilebildiğini kaydeder.

“İlk Meclis” olarak anılacak bu bina, Meclis’in toplanması kararı alındığında henüz hazır değildi ve kiremitleri yerleştirilmemişti. Şapolyo, Ulucanlar’da yapılan bir okul için Marsilya’dan getirilen kiremitlerin de yetmemesi üzerine halkın evlerindeki kiremitleri sökerek, Meclis için kucak kucak kiremit taşıdıklarını anlatır. Ankaralı marangozlar da toplantı salonuna kürsü yapar; salonun aydınlatılması için ise tavana, bir kahvehaneden getirilen kenarları avizeli büyük bir petrol lambası asılır. Milletvekillerinin oturacakları sıralar da Ankara Muallim Mektebi (Öğretmen okulu) ile Ankara Sultanisi’nden (lise) sağlanır.

Kalpaklı, fesli, sarıklı milletvekilleri

Meclis, en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif Bey’in konuşmasıyla açılır. Şerif Bey, “Ulusumuzun iç ve dış tam bağımsızlık (istiklali tam) içinde yazgısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip kendisini yönetmeye başladığını bütün cihana duyurarak Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum” diyerek, Meclis’in amacını da açıklar.

Akademisyen Yavuz Aslan, Meclis’in ilk toplantısına katılan milletvekili sayısı ile bunların kimler olduğunun kesinlik kazanmadığını belirtir. Mazhar Müfit Kansu ise “Mebusların adedinin ilk açılışta 115 olduğu”nu belirtir. Kansu, “Bizzat merak ederek saydım, 50 mebus kalpaklı ve 41 mebus fesli ve 21 mebus sarıklı idi” diye ekler. Kansu, Meclis zabıtlarından 338 mebusun katılması gerektiğini, ancak “115 mebusun 23 Nisan’da” Meclis’in açılış günü gelebildiğini kaydeder ve mayıs ayında 62 üyenin daha Meclis’e geldiğini belirtir.

Yavuz Aslan’ın, İhsan Güneş’ten aktardığına göre, ilk Meclis’te 52 asker, 42 idareci, 39 memur, 32 din adamı (16 müftü, 9 müderris ve 7 şeyh), 30 öğretmen, 16 sağlıkçı (15 doktor, 1 eczacı), 7 aşiret reisi, 4 emniyet mensubu, 2 Reji görevlisi ve 1 diplomat ile 102 serbest meslek gruplarından milletvekili bulunuyordu.

TBMM’nin birinci devresi 23 Nisan 1920’de başlayıp 21 Mayıs 1927’ye kadar sürdü; ancak İkinci Meclis’in başlama tarihi olan 11 Ağustos’a kadar görevini sürdürdü.