Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Dr. Ali Karakoç, Covid 19 küresel salgınının insan sağlını tehdit etmeye devam ettiği ve 130 ülkenin hala aşıya hiç ulaşmadığı bir ortamda ‘’Aşıda patent uygulamasının ciddi bir ahlaki sorun oluşturduğunu’’ söyledi.
Dünyanın her yerinde araştırma-geliştirme (Ar-Ge) aşamasında tüm aşı çalışmalarının kamu kaynaklarıyla desteklendiğine dikkat çeken Karakoç, ‘’Ne zaman ki aşı tamamlanıp bir metaya dönüşüyor, biyomedikal firmalara devrediliyor ve burada da Patent Yasası devreye girerek aşıya ulaşım kısıtlanıyor’’ dedi.
Karakoç, Türkiye’de resmi olarak ilk Covid 19 vakasının tespit edilmesinin yıldönümünde Ajans Bizim muhabirine aşı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kapitalist sistemin temel hedefinin sermaye birikimini sağlamak olduğunu ifade eden Karakoç, insan hayatını önceleyen bir sistem olmadığına dikkat çekerek bu durumu eleştirdi. Karakoç, küresel bir salgınının yaşandığı pandemi sürecinde de bu gerçeğin değişmediğini söyledi. Şu ana kadar 5 aşı firmasının ürettiği aşı miktarının dünya nüfusuyla karşılaştırıldığında oldukça sınırlı kaldığını anlatan Karakoç, şimdiye kadar yapılan aşıların ise ağırlıklı olarak varlıklı 10 ülkenin vatandaşları için kullanıldığını söyledi.
Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) kurulduktan sonra, 1995‘de fikri mülkiyet haklarını içeren Patent Yasası’nı çıkardığını anlatan Karakoç bu yasayı eleştirirken şunları kaydetti:
‘’Aslında o döneme kadar Güney Yarım Küredeki dünyanın ötekileri, yoksulları için üretim yapan Hindistan’da, Çin’de, Vietnam’da kimi küçük ölçekli biomedikal firmalar, eskiden bu aşıları daha ucuza üretiyorlardı. Ya da beşeri ürünleri üretip, bu yoksul ülkelere daha ucuza, daha az kar marjı ile satıyorlardı. 1995 de DTÖ’nün öncülüğünde çıkarılan bu Patent Yasası’yla birlikte büyük biomedikal firmalara bir imtiyaz sağlandı. Böylece Güney Yarım küredeki insanlar için üretim yapan, yani bir anlamda yoksulların ecza deposu görevi gören bu firmaların ellerinden bu hak alınmış oldu.’’
‘’Aşılar kamu malı’’
Dünyanın her yerinde henüz Ar-Ge aşamasındayken tüm aşı çalışmalarının devletler tarafından, kamu kaynaklarıyla desteklendiğini, BioNtec, AstraZeneca, Moderna, Sinovac gibi aşıları üreten firmaların da bu desteklerden yararlandığını dile getiren Karakoç, ''söz gelimi BioNtect aşısını üreten Phizer firmasının araştırma geliştirme çalışmaları sırasında Alman devletinden yaklaşık 2 milyar dolar kaynak kullandı'' dedi. Karakoç, şöyle konuştu:
‘’Ne zaman ki aşı tamamlanıp bir metaya dönüşüyor, biomedikal firmalara devrediliyor ve burada da patent yasası devreye girerek aşıya ulaşım kısıtlanıyor. Bu devlet eliyle yapılıyor. Bu her yerde böyle. Devletler bunu yaptığında ise bu kar amacıyla hareket eden sistemi meşrulaştırıyorlar’’ dedi. Aşıların gerçekte ‘’kamu malı’’ olduğunu ve ’’Dünyanın böylesine acil bir sağlık krizi yaşadığı dönemde, aşıda kesinlikle patent, ya da fikri mülkiyet hakkı aranmaması gerektiğini savunan Karakoç, ‘’Aşılar insanlığın ortak kullanımına verilmeli. Herkese etkili, güvenli, ücretsiz aşı uygulanmalı.’’
'‘(Amaç) kar etmek''
Covid 19 salgını nedeniyle dünyada yaklaşık 120 milyon insanın hastalandığına, 2.5 milyon kişinin de hayatını kaybettiğine vurgu yapan Karakoç, dünyada yaklaşık 130 ülkeye aşı gitmediğini, hala hiç aşı yapılmayan ülkeler bulunduğunu belirterek bu durumu eleştirirdi. Karakoç ‘’Bu sistem ne ahlaki, ne insancıl, ne de insan yaşamını ve doğayı korumayı amaçlayan bir sistem. Kapitalist sistemin tek bir amacı ve niyeti var. O da kar etmek’’ dedi.
Dünya sağlık sisteminin, koruyucu sağlık hizmetlerini öncelemek yerine, tedavi edici sağlık hizmetlerine yöneldiğini, böylece ilaçlar ve aşılar aracılığıyla ciddi karlar ve birikimler elde ettiğini vurgulayan Karakoç, sistemdeki bu yanlışlığı düzeltmenin yolunun ise sisteme karşı çıkan tüm örgütlerin birleşerek düzene karşı mücadele etmesinden geçtiğini söyledi.