KONULAR
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinin birlikte yürüttüğü “Covid-19 Tedavisinin Ekonomik Yükü” araştırmasına göre, hastalığın sağlık sistemine direkt tıbbi maliyeti 1 yılda 3,7 milyar lira oldu.
Yoğun bakımda yatan hastaların ortalama maliyeti 30 bin 257,3 lira olarak hesaplandı.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinin, Gilead’ın desteğiyle yürüttüğü “Covid-19 Tedavisinin Ekonomik Yükü” araştırma sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı.
Covid-19 hastalığının Türkiye’nin sağlık ekonomisine 12 aylık toplam yükü 3,7 milyar lirayı geçti. Ancak bu yalnızca buzdağının görünen yüzü. Dolaylı maliyetleri de hesaba katılınca COVID-19’un sağlık sistemi üzerindeki yükü bu rakamın çok üzerinde.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak ve Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Simten Malhan’ın birlikte yürüttüğü araştırma, Covid-19 hastalığının Türkiye için ekonomik yükünü tespit etmeyi amaçladı. Araştırmada, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 16 Mart- 31Temmuz 2020 tarihleri arasında tedavi gören 1056 Covid-19 hastasının gerçek hasta verilerinden yola çıkılarak, Sağlık Bakanlığının açıkladığı hasta verileri ve hasta başına düşen test, tanı, tedavi harcamaları değerlendirildi.
Ortaya çıkan hasta başı maliyet rakamını pandeminin başlangıcından bu yana Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan analiz yapılırken, açıklanmış toplam hasta sayısı ile çarparak 11 aylık maliyeti, buradan projekte ederek de 12 aylık Covid-19 hastalık maliyet yükü rakamına ulaşıldı.
Araştırmaya göre, 11 aylık sürede toplam 2 milyon 477 bin 463 hasta yatarak ve ayaktan tedavi gördü. Bu hastaların ülkemize direkt tıbbi maliyeti toplam 3 milyar 433 bin lira oldu. 11 aylık verilerden yola çıkılarak Covid-19’un 12 aylık direkt tıbbi maliyet yükü ise tahmini 3 milyar 745 bin lira olarak hesaplandı. Maliyet yükü araştırması yapılırken sadece test, tanı, tedavi, ilaç gibi direkt tıbbı maliyetler dikkate alındı.
Orta şiddetteki hastaların ortalama maliyeti 8 bin 791 Lira
Araştırma için verileri değerlendirilen 1056 hastanın; yüzde 55’i erkek, yüzde 45’i kadındı.
Hastaların ortalama yaşı 56,6 olarak belirlendi. Sadece serviste sağlık hizmeti tamamlayanların oranı yüzde 84,6, yoğun bakımda yatanların oranı yüzde 15,4 oldu. Hastaneye başvuranların hastalık şiddetleri asemptomatik yüzde 5,9, hafif yüzde 17, orta yüzde 41,2 ve şiddetli yüzde 36 oranlarında tespit edildi. Hastalığın şiddeti arttıkça maliyetlerin de arttığı tespit edildi. Şiddetli Covid-19 hastalarında ortalama maliyetler, belirti göstermeyen, hafif şiddetli ve orta derece şiddetli Covid-19 maliyetlerinden çok daha yüksek gerçekleşti.
Orta şiddetteki hastaların, hastanede ortalama 8,6 gün kaldığı, bu sürenin 51 güne kadar uzadığı görüldü. Orta şiddetteki bir hastanın ortalama maliyeti 8 bin 791,1 lira olarak hesaplandı.
Hastalığı şiddetli geçiren hastaların ortalama yatış gün sayısı 10,8 gün oldu. Bu hastaların yoğun bakım tedavi süresinin 93 güne kadar uzadığı gözlendi. Bu hastaların ortalama hasta maliyeti 13 bin 405,9 lira olarak hesaplandı.
Oksijen tedavisi ile birlikte yoğun bakım hizmeti de alan şiddetli hastaların ortalama yatış gün sayısı 17,3 gün oldu. Bu hastaların ortalama hasta maliyeti ise 30 bin 257,3 lira olarak hesaplandı.
Hastaların yüzde 43’ünde eşlik eden hastalıklar bulunmakla birlikte, bu hastalıklar arasında ilk sırada yüzde 23,9 oranında hipertansiyon, sonrasında sırasıyla yüzde 13,6 diyabet, yüzde 9,1 astım, yüzde 8,1 iskemik kalp hastalığı ve yüzde 7,6 kanser olduğu tespiti yapıldı.
Türkiye’de Pandemi ile ilgili tüm sağlık harcamaları devlet tarafından karşılanıyor. Araştırmaya göre, Covid-19 nedeniyle yatarak ve ayaktan tedavi alan hastaların toplam tedavi maliyetinin devlet sağlık harcamalarında yüzde 2 ve SGK sağlık harcamalarında yüzde 3.8’lik bir oranı oluşturduğu tahmin ediliyor.
“Amacımız Covid-19’un tıbbi yükünü ortaya koymaktı”
Araştırmaya ilişkin değerlendirmede bulunan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, “Araştırmanın, COVID-19’un Türkiye’nin sağlık sistemine getirdiği planlanmamış maliyeti göstermesi açısından çok önemli bir çalışma olduğuna inanıyorum” dedi.
Bu araştırmanın yalnızca direkt tıbbi maliyetlere odaklandığını ve bu sonuçların buzdağının görünen yüzü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tabak, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘
‘Dolaylı maliyetlerin daha da artmasını önlemek için COVID-19’un sağlık sistemine yükünü hafifletmemiz gerekiyor. İlk adım elbette aşılama. Sistem üzerindeki yükü hafifletmek için hastanede yatış sürelerinin kısaltılması ve hastaların en kısa sürede taburcu olmalarının sağlanması bir diğer önemli öncelik olmalı. Pandemi sürecinde hekim kontrollerinin ertelemesi gibi nedenlerle hepatit gibi birçok bulaşıcı hastalığın taraması yapılamadı. Bir örnek vermek gerekirse, Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2020 yılında Türkiye’de HIV tanısı alan kişi sayısı 2019 yılına kıyasla yüzde 62 azaldı. Dolayısıyla Covid-19’un önümüzdeki yıllarda toplum sağlığı ve sağlık sistemine uzun vadeli yükünün görünenden çok daha yüksek olduğunu görebiliriz."
"Covid’in sağlık sistemine uzun vadeli yükü görünenden yüksek”
Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Simten Malhan da araştırmanın yöntemini şöyle anlattı:
“Araştırmayı yürütürken, Covid-19 hastalığının Türkiye sağlık sistemine olan ek maliyetini ortaya koymak için sadece test, tanı, tedavi, ilaç gibi direkt tıbbi maliyetler dikkate alındı. Önce hasta başı direkt tıbbi maliyetler bulundu, sonrasında Covid-19 tanısı alan tüm hastalara genellendi. Hasta başı direkt tıbbi maliyetleri hesaplamak için, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinin gerçek hasta verileri ve Türkiye’ye genellemek için Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan günlük Covid-19 hasta verileri kullanıldı. Tüm dünyada olduğu gibi hastalık hakkındaki belirsizlik, kişilerde gösterdiği farklı etkiler, organ tutulumları ve hastalığın şiddeti pek çok dolaylı maliyete de neden oluyor. Ölüm, sakatlık ve işgücü kaybı oldukça önemli bir hastalık yükü olarak kabul ediliyor. Bu maliyetler de göz önüne alınırsa COVID-19’un sağlık alanında Türkiye’ye ekonomik yükünün bu araştırmada hesaplanandan çok daha fazla olduğu görülecektir.”