Dünyadan seçimler
Rusya’da yapılan meclis seçimlerini devlet Başkanı Vladimir Putin’in Birleşik Rusya Partisi büyük çoğunlukla kazandı. Katılımın yüzde 45 olduğu seçimlerde Birleşik Rusya Partisi yüzde 50’ye yakın oy aldı.
Rusya seçim komisyonu seçimlerde usulsüzlükler olduğu iddialarını reddetti.
Oyların yüzde 99’dan fazlası sayıldıktan sonra alınan sonuçlara göre, ikinci parti olan Komünist Parti yüzde 19 kadar, milliyetçi LDPR yüzde 7 oy aldı. Yüzde 5’lik seçim barajını geçen diğer iki partiden Adil Rusya yüzde 7,4 ve Yeni halk partisi yüzde 5,3 oy aldı.
Birleşik Rusya partisi bu sonuçlara göre 450 üyeli meclisin üçte ikisinden fazla milletvekilini kazanmış oldu. Birleşik Rusya Partisi’nin 2016’daki yüzde 54’lük oyunda bir azalma olduğu belirtildi.
Oylarını yüzde 8 artıran Komünist Parti’nin lideri Gennady Zyuganov seçimler sırasında yaygın yolsuzluk yapıldığını ileri sürdü.
1993 seçimlerinden bu yana ilk kez AGİT gözlemcilerinin Rusya seçimlerini denetlemesine izin verilmedi.
Hapisteki Alexei Navalny’nin sözcüsü de 2011’deki gibi “seçimlerin çalındığını” öne sürdü
Kanada: Trudeau’nun partisi zafer kazandı
Kanada’da, dün yapılan erken genel seçimlerde Başbakan Justin Trudeau’nun partisi sandıktan birinci parti olarak çıktı, ancak hükümet için çoğunluğu elde edemedi.
Kanada basınında yer alan gayri resmi sandık çıkış sonuçlarına göre 49 yaşındaki Başbakan Justin Trudeau’nun lideri olduğu Liberal Parti, 338 sandalyeli mecliste 156 sandalyeye ulaştı. Dünkü seçimlerde Muhafazakarlar 121, Yeni Demokratlar 29, Quebecois Bloku 28, Yeşiller 2 sandalye elde etti.
Kanada’da çoğunluk hükümeti kurmak için parlamentoda 170 milletvekili sayısına ulaşmak gerekiyor.
Kesin oy sayım sonuçlarına göre bu sandalye sayılarında birkaç değişiklik olsa bile, seçimi kazanan Trudeau’nun yeni hükümeti kurmak için yine diğer partilerden destek aramak zorunda kalacağına dikkat çekiliyor.
2015 yılından beri başbakanlığı yürüten Justin Trudeau’nun liderliğindeki Liberal Parti, 2019 seçimlerinde de 157 sandalye kazanarak azınlık hükümeti kurmuştu.
Almanya: Merke sahneden çekiliyor
Otoriter popülist liderler Avrupa ve ABD’de yükselirken “özgür dünyanın lideri” diye tanımlanan, başbakanlığı çok uzun sürdüğü için Almanya’nın ‘Ebedi’ şansölyesi diye çağrılan Angela Merkel 16 yıllık iktidardan sonra sahneden çekiliyor.
67 yaşındaki Merkel istese 5. dönem için de başbakanlığı kazanabilecekten, kendi isteği ile iktidarı bırakan ilk Alman başbakanı olarak sahneden çekiliyor.
Destekçileri onu sayısız küresel krizler karşısında ılımlı ve birleştirici bir kişi olarak istikrarlı, pragmatik bir liderlik gösterdiği için takdir ederken, muhalifleri işleri düşe kalka yapan, mümkün en geniş uzlaşmaya saplanmış, Avrupa ve kıtanın büyük ekonomilerini gelecek yıllara hazırlayacak cesur bir vizyondan yoksun olmakla suçladı.
Arkasında parçalanmış bir siyasi ortam ve 26 Eylül’deki seçimlerden sonra Almanya’yı kimin yöneteceği sorusu bıraktığı ise kesin.
Pew Araştırma Kuruluşu’nun geçen yıl yaptığı bir araştırmada, batı ülkelerinde büyük bir çoğunluğun Merkel’in dünya sorunları ile ilgili doğru şeyi yapacağına güvendiği” belirlendi.
Eski Doğu Almanya’da kuantum kimyası öğrenimi gören Merkel’in 2011 Fukushima nükleer kazasından sonra nükleer enerji kullanımına son vermesi gibi büyük politika değişiklikleri, büyük Alman çoğunluğunun isteklerine denk düşüyordu ve bu tavrıyla bir zamanlar muhafazakar CDU’nun amansız düşmanı olan kadın ve kentli seçmeni partiye çekmeyi başardı.
Korona virüs salgınından önceki en cesur hareketi olarak 2015’te 1 milyondan fazla göçmene Almanya’nın sınırlarını açması mirasında önemli bir yer tutacak gibi görünüyor.
Birçok kişi Merkel’i küresel siyasetteki büyük erkek egemenliğine karşı bir denge unsuru olarak da gördü.
Avrupa’nın yaşadığı avro bölgesi krizi sırasında Merkel, borca batmış Avrupa ülkelerine uluslararası kurtarma paketi kredileri karşılığında büyük harcama kesintilerini desteklediği için Avrupa’nın kurtarıcı lideri haline geldi.
Bu yüzden öfkeli protestocular ona “kemer sıkma kraliçesi” lakabı takar ve onu Nazi üniformaları içinde gösteren posterler taşırken, destekçileri para birliğini sağladığı için kutladılar.
G7 ve AB’nin en eski lideri olan Merkel, 2005’de Almanya’nın en genç ve ilk kadın başbakanı olduğunda dünya sahnesine George W. Bush, Tony Blair ve Jacques Chirac gibi babalar egemendi.
Angela Dorothea Kasner 17 Temmuz 1954’de liman kenti Hamburg’da Lutherci bir rahip baba ve öğretmen bir annenin kıza olarak doğdu.
Baba binlerce insan ters yöne giderken, ailesini papazlığını yapacağı komünist doğudaki küçük bir kasabaya götürdü.
Öğrenimi sırasında matematik ve Rusça’da büyük başarı gösterdi ve mükemmel Rusçası, Berlin duvarı 1989’da çöktüğünde Alman kenti Dresden’de görevli bir KGB subayı olan Rus lider Vladimir Putin ile diyaloğunu sürdürmesine büyük katkıda bulundu.
Merkel 1977’de evlendiği ve 5 yıl sonra boşandığı kocasının soyadını kullanmaya devam etti.
Berlin Duvarı’nın yıkılışı sırasında bir kimya laboratuvarında çalışan Merkel, daha sonra Helmuth Kohl’un Hristiyan demokrat Parti’si (CDU) ile birleşen demokrasi yanlısı bir gruba katıldı.
Kohl’un ‘kızım’ dediği Doğu Almanyalı protestan Merkel, bir süre sonra o zamana kadar Batılı Katolik erkeklerin egemen olduğu partinin başkanlığına seçilecekti.
Merkel iktidara yükselirken, parti içindeki muhalifleri arkasından ona ‘Mutti’ (Ana) demeye başladı ama Merkel muhaliflerini bazılarına göre acımasızca partiden temizledi.
Başbakanlıktan sonra AB ya da Birleşmiş Milletler’de kilit görevler için adı geçse de Merkel siyaseti toptan bırakacağını belirtti.
Haziran’da yaptığı son Washington ziyareti sırasında bundan sonra en çok ne yapmak istediği sorulunca, “sürekli karar vermemek” dedi.
Japonya: Yeni başbakanı Ekim'de belli olacak
Japonya’da Başbakan Yoshihide Suga’nın halefi Ekim ayının başında belirlenecek.
Japon kabinesi, yeni Başbakanın 4 Ekim’de yapılacak olağanüstü parlamento oturumunda belirlenmesine karar verdi. Kabine bu kararıyla genel seçimlerin Kasım ayında yapılacağının sinyalini de vermiş oldu.
İktidardaki Liberal Demokratik Partisi’nin (LDP) 29 Eylül’de yapılacak liderlik seçimlerinde parti başkanı olarak seçilecek kişinin, parti başkanlığı bu ay sonunda bitecek Başbakan Yoshidide Suga’nın halefi olması bekleniyor.
LDP seçimlerinde, ülkenin Covid-19 aşısı uygulamasından sorumlu Bakanı Taro Kono, eski Dışişleri Bakanı Fumio Kishida ve kadın adaylar eski İçişleri ve İletişim Bakanları Sanae Takaichi ile Seiko Noda parti liderliği için yarışacak. Bu adaylar arasından seçilecek yeni parti başkanının Japonya'nın yeni Başbakanı ilan edilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Parlamentonun olağanüstü oturumunda belirlenecek yeni Başbakanın da kabinesini aynı gün açıklaması ve muhalefet partileriyle soru-cevap oturumu düzenlemesi bekleniyor.
Bu senaryoya göre, 26 Ekim’de başlatılacak seçim kampanyasıyla 7 Ekim’de ya da 2 Kasım’da yapılacak seçim kampanyasıyla 14 Kasım’da genel seçimler için sandığa gidilecek.
Suga, bu ayın başlarında, hükümetinin korona virüse karşı aldığı önlemlere yönelik artan eleştiriler yüzünden parti lideri olarak ikinci bir dönem aday olmama niyetini açıklamıştı. Suga, sağlık nedenleriyle geçen yıl Eylül ayında aniden istifa eden selefi Shinzo Abe'nin kalan görev süresini doldurmak üzere yerine gelmişti. Başbakan Suga’nın LDP başkanı olarak görev süresi 30 Eylül'de tamamlıyor.
Suga, son görevi olarak Quad zirvesine katılmak için Perşembe günü ABD’ye gidecek. ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan’ın oluşturduğu Quad zirvesinde Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki artan etkisinin ele alınması bekleniyor. Suga’nın zirve haricinde ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya gelmesi de planlanıyor.
Bulgaristan: Seçimler 14 Kasım’da yapılacak
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, 14 Kasım’da milletvekili genel seçimlerinin yapılmasını kararlaştırdı. Bulgaristan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de 14 Kasım’da yapılması kararlaştırılmıştı.
Cumhurbaşkanlığı basın bürosundan bugün yapılan açıklamaya göre, cumhurbaşkanı Rumen Radev yarın meclisi feshedecek bir geçici hükümet atayacak. Açıklamada nisan ve temmuz aylarında yapılan seçimler sonucunda bir hükümet kurulamaması nedeniyle cumhurbaşkanının bu yıl 3. kez seçim yapılması kararı aldığı belirtildi.
Radev Kasım ayındaki seçimlerin ülkedeki siyasi krizi sona erdireceğini ve normal bir hükümetin kurulacağını umduğunu belirtti.
Radev’in yarın Stefan Yanev’in başbakanlığında Mayıs ayında kurulan mevcut geçici hükümeti büyük oranda yeniden ataması bekleniyor.
Avrupa Birliği’nin en yoksul ülkesinde yaygın yolsuzluğa karşı halkın öfkesi eski merkez sağ başbakan Boyko Borissov’un yaklaşık 10 yıllık iktidarına son verdi. Ancak rakiplerinin seçimlerden sonra oluşan iki mecliste kendi aralarındaki didişmeleri hükümet kurulmasını engelledi.
Geçici hükümet, Boyko Borissov’un milyarlarca avroyu uygun şekilde ihaleye verilmeyen alt yapı projelerine harcadığını açıklaması ve başka ifşaatları ile halk arasında popülerlik kazanmıştı.