Öğretmen bir Ata
Yaşamı boyunca öğretmenlere büyük değer verdiğini her fırsatta ortaya koyan Atatürk, bunu, “İsterdim ki çocuk olayım, genç olayım, sizin ışık saçan sınıflarınızda bulunayım. Sizden feyz alayım. Siz beni yetiştiresiniz” sözleriyle vurgular.
TBMM'de, 1 Kasım 1928'de, “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun”un kabul edilmesinden sonra, yeni harflerin kısa sürede öğrenilmesini sağlamak amacıyla yöntemler düşünülür. Bunların başında yurt düzeyinde “Millet Mektepleri” açılması gelmektedir. 24 Kasım 1928 günü “Millet Mektepleri Teşkilatı Talimatnamesi” yayınlanır. Buna göre, hiçbir okula devam etmeyen 14-45 yaş arasındaki her Türk vatandaşı Millet Mektebi'ne devamla yükümlü kılınır. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal de Millet Mekteplerinin “Başöğretmeni” olması için yapılan teklifi kabul eder. Bu okuma yazma seferberliğine öğretmenlerin özveriyle katılmaları ve Atatürk'ün Başöğretmen oluşunun tarihi 24 Kasım, 1981 yılından bu yana “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaya başlanacaktır. Millet Mektepleri, 1 Ocak 1929'da açılır. Millet, kendi mektebine büyük ilgi gösterir. Yaş sınırı 14-45 olarak belirlenmesine karşın; çocuk, genç, yaşlı her yaştan yurttaş, sınıflara doluşur. Gazeteler, bu büyük ilgiyi, “Halk, tehacüm (saldırma) şeklinde irfana koşuyor” başlığıyla duyurdukları belirtilir:
“Aksakallı dedelerin torunlarıyla, ninelerin kızlarıyla aynı sıralarda oturduğu Millet Mektepleri'nden bir yıl içinde 600 bin kişi diploma alır ve 1936 yılına kadar sürdürülen seferberlikte bu rakam 2,5 milyonu geçer.”
Gerçek zaferi siz kazanacaksınız
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından kısa süre sonra, Bursa Şark Sineması'nda İstanbul'dan gelen öğretmenlerin de katıldığı 27 Ekim 1922 akşamı yapılan toplantıda, “Bu dakika karşınızda duyduğum en samimi hissi, izninizle söyleyeyim” dedikten sonra, konuşmasını şöyle sürdürür:
“İsterdim ki çocuk olayım, genç olayım, sizin ışık saçan sınıflarınızda bulunayım. Sizden feyz alayım. Siz beni yetiştiresiniz. O zaman ulusum için daha yararlı olurdum. Ne yazık ki elde edilemeyecek bir istek karşısında bulunuyoruz. Bunun yerine sizden başka bir istekte bulunacağım: Bugünün çocuklarını yetiştiriniz. Onları yurda, ulusa yararlı insanlar yapınız. Bunu sizden istiyor ve diliyorum.” Daha sonra sözü, kazanılan zafere getiren Mustafa Kemal, öğretmenlere, karşılaşacakları engelleri “kırma” sözü de verir: “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için, yalnız ortam hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız, yaşatacaksınız ve kesinlikle başarıya ulaşacaksınız. Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım, sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız.”
Gelecek eğitimle fethedilecek
Mustafa Kemal, Cumhuriyet’in kuruluşuna giden yolda, TBMM'nin 1 Mart 1923'te toplanan, 1'inci Dönem 4'üncü Yasama Yılını Açış Konuşması'nda, savaştan sonra cephelerden okulların kürsülerine dönüleceğini anlatarak, “Cephelerde kullanılan savaş araç ve gereçlerinin bir kısmının okullarımızda harita ve kitaba dönüşeceği tam bir barış ve sükûn devresinden sonra Millî Eğitim, o kürsüler üzerinde cahilliğe karşı sarsılmaz bir kale oluşturacak ve gelecek oradan fethedilecek ve ele geçirilecektir” der.
Atatürk, aynı konuşmasında, Türkiye'de gerçekleştirmek istediği düşünü şöyle dile getirir: “Pratik ve her konuyu kapsayan bir eğitim için, vatan sınırları içinde önemli merkezlerde modern kütüphaneler, bitki ve hayvanat bahçeleri, konservatuvarlar, atölyeler, müzeler ve güzel sanatlarla sergileri kurulması gerektiği gibi, özellikle şimdiki mülki taksimata göre ilçe merkezlerine kadar bütün ülkenin basımevleriyle donatılması gerekmektedir.”
Yeni nesil öğretmenlerin eseri olacak
Atatürk, öğretmenlerin toplantılarında özellikle katıldığı da görülür. 25 ağustos 1924'te Ankara'da toplanan 1. Öğretmenler Birliği'ndeki konuşmasında, “yeni nesli Cumhuriyet'in fedakâr öğretmen ve eğitimcileri”nin yetiştireceğine işaret eder. “Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. (...) Cumhuriyet düşünce, bilgi ve beden yönünden güçlü ve yüksek seciyeli koruyucular ister” diyen Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenlerden erkek ve kız çocuklarımızın eşit olarak, bütün öğrenim basamaklarındaki eğitim ve öğrenimlerinin iş ilkesine dayanması”nın önemine dikkati çeker.
Öğretmenlerin başarısının, Cumhuriyet’in başarısı olacağını kaydeden Atatürk, konuşmasını şöyle bitirir: “Arkadaşlar, yeni Türkiye'nin birkaç yıla sığdırdığı askerlik, siyaset ve yönetim alanlarındaki devrimler, sizin; sayın öğretmenler, sizin toplumda ve düşünce yaşamınızda yapacağınız devrimlerdeki başarınızla gerçekleşecektir. Hiçbir zaman unutmayın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”