103 emekli amiralin imzasını taşıyan Kanal İstanbul, Montrö Sözleşmesi ve “sarıklı amiral'' konularını içeren bildiriye, muhalefet partilerinden farklı tepkiler geldi. (Foto: Depo Photos, arşiv)

Deniz Kuvvetleri Komutanlığından emekli olan 103 amiralin imzasını taşıyan Kanal İstanbul, Montrö Sözleşmesi ve “sarıklı amiral'' konularını içeren bildiriye, muhalefet partilerinden farklı tepkiler geldi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu sahte gündemler tutmaz. Halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır. Büyük ve ünlü Ekonomist @RTErdogan, yarattığın ekonomik yıkım ile seni yüzleştireceğim. Geleceğini kararttığın gençlerimizin hikayelerini buradan paylaşacağım” paylaşımında bulundu.

Kılıçdaroğlu,  parti sözcüsü Faik Öztrak’ın bugün sosyal medya hesabından yaptığı, “AKP’nin mağduriyet kastığı sahte gündemleri konuşmaya değer bulmuyoruz. Genel Başkanımız dünden beri işsiz gençleri can kulağı ile dinlemektedir. Gençlerimizin hali saraylardan görünmüyor ama bizden söylemesi bu gençler manipülasyon nedir biliyorlar. Boşuna nefesinizi harcamayın” açıklamasına da yer verdi.

Akşener'den "zevzeklik" tepkisi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, şu değerlendirmede bulundu: 

“Şimdi sabah bir uyandık emekli amirallerin canı sıkılmış bir bildiri ortaya koymuşlar. Kişisel fikrimi söylüyorum bu bir zevzekliktir. Bu zevzekliklerden Türkiye çok çekti. Ben dün Hakkari’de Yüksekova’daydım. Perşembe günü Konya’daydım. Biz bu ülkede 104 işsiz gencin derdini konuşmak durumundayız. 104 tabletsiz çocuğun, 104 siftahsız esnafın, tencere kaynatamayan 104 kadının, inim inim inleyen 104 emeklinin derdini konuşmak zorundayız. 2020 Ocak ayından beri 15 aydır geziyorum, bu insanların derdini anlatıyorum ve 104 dakika 104 saniye maalesef bunlar basın yayın organlarında yer bulmuyor. Bugün sabahtan itibaren 104 emekli amiralin gece yarısı ortaya koydukları bir itirazı darbe oluyor çağrıları altında üzerinde tepiniliyor.” 

“Siyase siyasetçi tarafından yapılır”

Konuşmasında emekli bürokratlara de seslenen Akşener, şöyle devam etti:

“Herkes görevini işin başında yapmalıydı. Ben bu arkadaşlarımız görevdeyken maalesef Yunanistan’ın işgal ettiği adalara karşı bir tavırlarını görmedim. Siyaset siyasetçi tarafından yapılır. Bu arkadaşlarımız bilgilerini görgülerini emekliliklerinde elbette çeşitli STK’lar içinde ve varsa siyasi partiler içinde o bilgi ve görgüleri kamuoyu ile paylaşabilirler. Milletin derdine çare olmak için ortaya koyabilirler. Muhalefet siyasetçilerini beğenmiyorlarsa derhal bir siyasi parti kurup onun üzerinden yürüyebilirler. Ama bugün darbe çağrıştıracak bütün gerçek gündemi örtecek herhangi bir yolun oluşmasına da sebep olamazlar. Böyle bir hakları da yoktur, hadleri de yoktur. Elbette herkes fikrini söyler. Zamanı içinde söyler, zemini içinde söyler. Hem de en sert biçimde söyler ama bunu demokrasiye bir tehditmiş gibi algılanabilecek bir yolu açmaktan imtina ederler. Bugün ortaya çıkan bu meseleyi çok ciddiyetle ve aynı zamanda çok manidar bularak takip ettiğimizi belirtmek isterim. İyi Parti milletin derdiyle hemhal olmaya devam edecektir. Suni gündem oluşturmaya çalışanların ortaya koyduğu o perdeyi derhal indirecektir ve iyi parti demokrasinin yanında dün olduğu gibi bugün de durmaya devam edecektir. İyi Parti siyaset kurumunun yerine geçmeye kalkışan herkesin karşısında olacaktır.” 

“Bir haftanın ardından ne sebep oldu?”

İyi Parti’nin bu bildirinin konusu olan Montrö Anlaşması ile ilgili TBMM Başkanı Şentop’un söylediği sözlere karşı diğer partiler gibi sert bir tavır ortaya koymasına karşın, iktidar partisinden destek gelmediğini dile getiren Akşener, ardından da Şentop’un ‘yanlış anlaşıldım’ diyerek durumu düzelttiğini söyledi.

Akşener, “Aradan bir hafta geçip de bildiri sahiplerinin bu zevzekliği yapmasına ne sebep olduğunun da ayrıca dikkate değer bulduğumu paylaşmak isterim. Türkiye yoluna devam edecektir, İyi Parti bu tür yanlışlıkların sürdürülmesine müsaade etmeyecektir” dedi.

''Sorumluluk sahibi herkes sorunlara odaklanmalı''

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,  emekli 103 amiralin imzasını taşıyan Kanal İstanbul, Montrö Sözleşmesi ve “sarıklı amiral'' konularını içeren bildiriyle ilgili, ''Sorumluluk sahibi herkes sorunlara odaklanmalı'' dedi.

Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, düşünce ve ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
''Sorumluluk sahibi herkes sorunlara odaklanmalı, toplumu kutuplaştıracak davranış kalıpları ile sorunların konuşulmasını engellememelidir.

Toplumsal hafızalardaki travmaları, geçmiş kötü tecrübeleri hatırlatacak iletişim metodları toplumsal kutuplaşmaya hizmet edecektir. 

Ülkemizin önemli meselelerinin bütün toplumsal kesimler tarafından konuşulması, tartışılması faydalıdır. Meseleler tartışılırken meselenin özüne odaklanılmalıdır.''

''Hadi oradan''

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Siz önce kendi yarattığınız vesayetçilerle savaşın. O eleştirdiğiniz amiraller 15 Temmuz’un önünde de sonunda da dimdik durdular... Deniz Kuvvetlerini ağzına kadar FETÖ'cü dolduranlar, 15 Temmuz'un ertesinde Atatürk ilke ve devrimleriyle yetişmiş subaylar olmasa bugün koltuklarında oturamıyor olacaklardı. Şimdi çıkmışlar 5. kol faaliyeti filan. Hadi oradan... Vatansever eleştirileri tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. 

“Altına imzamı atıyorum”

İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray da yaptığı paylaşımda, ''bir tabip değmen olarak bildirinin altına imzasını attığını'' belirtti. Çıray, “Doğru veya yanlış. Bu ülkenin her evladı anayasa ve hukuk içerisinde kalarak fikirlerini özgürce beyan eder” dedi. 

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan da yaptığı paylaşımda, “Seçilmiş milletvekillerini, seçilmiş belediye başkanlarını hapse atıp milli irade ahkamı kesmek riyakarlıktır. Darbeci arıyorsanız aynaya bakın” dedi. 

“Darbe sadece askerlerden gelmiyor”

DP Genel Başkanı Gültekin Uysal da sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu:

“AKP, her önüne gelene ‘darbeci, terörist’ diye diye yalancı çoban misali toplumu gerçek darbeci ve teröristleri ayırt edemez hale getiriyor. Bir kez daha ifade edeyim; darbelerin gerçek mağduru bir geleneğin temsilcileri olarak dünkü darbelere de 15 Temmuz FETÖ darbesine de yarınlarda aynı habis düşünce içindeki teşebbüslere de karşı duruşumuz nettir. Ayrıca darbelerin sadece askerlerden gelmediğini de biliyoruz.”