Türk kadını, seçme ve seçilme hakkına 5 Aralık 1934'te kavuştu.  (Foto: İnönü Vakfı)

Türk kadınına TBMM yolu 91 yıl önce açıldı

Türk kadını, TBMM'nin yolunun açılmasını sağlayacak siyasal haklarını 91 yıl önce elde etti. Türkiye'de kadınlar, genel seçimlere katılma, milletvekili seçme ve seçilme hakkına 5 Aralık 1934'te kavuştu.

Cumhuriyet'ten sonra atılan önemli adımlar, kadınların da siyasal haklarını elde etmelerini sağladı. 3 Nisan 1930'da Belediye Kanunu'nun kabul edilmesiyle belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına kavuşan kadınlar, 26 Ekim 1933'te Köy Kanunu'nda yapılan değişiklikle köy muhtar ve heyetlerine seçilebildiler. Bu gelişmeleri tamamlayan, kadınların siyasal haklarına ilişkin, Anayasa ve Seçim Kanunu'nda değişiklik öngören Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin yasa önerisi, TBMM'de 5 Aralık 1934'te görüşüldü.

İlk sözü alan Başbakan İnönü, “Yüce Saylavlar,” diye başladığı konuşmasında, “Türk kadınına bu hakkı lütuf olarak vermedikleri”ni kaydetti. İnönü, özetle şunları söyledi:

“Kadınlarımızın Türk tarihindeki haklı yerleri, erkeklerle beraber, daima memleketin ve milletin mukadderatı üzerinde söz ve tesir sahibi olmalarıdır. (...) Bizim bugün yaptığımız bu teşebbüs, Büyük Millet Meclislerinin ve Türk inkılabının yıllardan beri güttüğü siyasanın tam bir varımıdır. (...) Gelecek nesil dördüncü Büyük Millet Meclisinin büyük işlerini anarken, Türk kadınına bütün hakları vermek, kötü bir sistemin kendilerini karanlıkta bırakan usullerinden onları kurtarmak için gösterdiğiniz gayretleri daima şükranla minnetle tekrar edecektir.”

Öteki konuşmalardan sonra yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis'te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi. 

Kadınlar sevinçle karşıladı

Kadınlar, siyasal haklarına kavuşmalarını tüm yurtta sevinç gösterileriyle kutladılar ve Atatürk'e, TBMM'ye, Cumhuriyet Halk Fırkası'na teşekkür telgrafları çektiler. Türk Kadınlar Birliği, 7 Aralık'ta Beyazıt Meydanı'nda büyük bir kutlama mitingi düzenledi. Atatürk de Türk kadınının bu hakka kavuşmasını, “Türk kadını milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor” sözleriyle karşıladı.

Meclis de 23 Aralık'ta tatile girer ve 8 Şubat 1935'te yapılan genel seçimde, TBMM'ye 18 kadın milletvekili seçilir. Bu sayıya 1999 seçimine gelininceye kadar bir daha ulaşılamaz. Ancak 1999'da TBMM'ye 22 kadın milletvekili girebilir. 

50'nci yıl değerlendirmesi

Türk kadınının siyasal haklarına kavuşmasının 50’nci Yılı dolayısıyla TBMM'ce yayınlanan Doç. Dr. Bahriye Üçok'un “Atatürk'ün İzinde Bir Arpa Boyu” adlı kitapta; İzmir Milletvekili Hacı Süleyman Efendi'nin, ilk Meclis'teki bir konuşması aktarılıyor.

6 Ekim 1990'da öldürülen eski kontenjan senatörü, SHP Parti Meclisi üyesi Bahriye Üçok, Cumhuriyet gazetesinin 5 Aralık 1984 tarihli sayısında da yer aldığını belirttiği yazısında, din bilgini Hacı Süleyman Efendi'ye, Atatürk'ün “Mefkûre arkadaşımız” dediğini ve büyük değer verdiğini kaydediyor.

Kadın kutsal yaradılış abidesidir

Bahriye Üçok'un yazısında, 22 Mayıs 1920'de Hacı Süleyman Efendi'nin, kadın hakları konusundaki Meclis kürsüsünden milletvekillerine seslenişi şöyle aktarılıyor:

“Tarih, pusulasını şaşırmış ulusların çöküşünü gösteriyor. Ulusları kötü sonuçlara götüren neden, yanlış fikirlerdir. İnsanlar, eğitilmedikçe hiçbir işe yaramazlar. Bugün köylerde ufak ufak okul yapmak, şehirlerde büyük büyük cami yapmaktan daha hayırlıdır. Köylerde yalnız erkekler için değil, birer de kızlar için okul açmak gerekir. Erkeklerin okuması ne kadar gerekli ise kızların okuması da o oranda önemlidir; hatta daha çok önemlidir. Çünkü bir milletin en büyük mutluluğunu, en önemli bahtiyarlığını kadınlar teşkil eder. Yalnız benim nazarımda değil, gerçekte de kadın kutsal yaradılış abidesidir. Onu her vakit en latif duygularla bezenmiş görmek ne tatlı bir şereftir. Kadınları yüksek mertebede bulunan bir milletin sırtı hiçbir vakit yere gelmez. Bu durumda olan ulus dünyanın en soylu ulusudur. Kadın kadınlığını, yüksek erdemini, anneliğini, zevceliğini bilirse o vakit sosyal düzenimizdeki ilerleme en yüksek düzeyini bulur.” 

Kurtuluş Savaşı başlarında Ege Bölgesi'nde Kuvayı Milliye'nin örgütlenmesi konusunda çalışmalar da yapan Hacı Süleyman Efendi, aynı konuşmasında, “O zorba erkekler ki, kadınların sahip oldukları hakları hiçe sayarlar, onlar milletin geleceğini değil, içinde bulundukları sosyal durumu bile bilmezler” demektedir.