Türkiye’de soya üretimi: Verim yüksek, yeterlilik düşük
Türkiye’de yetiştirilen soya dünyanın en yüksek verimine sahip olmasına rağmen soyanın ekiliş alanları geliştirilemiyor.
Soyanın Türkiye’de yetiştirilebildiği alanlar aynı zamanda Türkiye’nin tüketiminde önemli yer tutan mısır, pamuk ve buğday alanları. Soyanın bu alanlarda kârlılığı diğer ürünlere göre düşük kalıyor. Soyanının ekim alanlarının genişlemesi için üreticisi daha fazla kazanması gerekiyor.
Soya, Dünya Ticaret Örgütü’ne verilen taahhütler doğrultusunda gümrük vergisiyle yeterince korunamıyor. Başlıca üretici ve aynı zamanda ihracatçı ülkeler büyük ölçekte ürettikleri ürünün bu avantajında yararlanarak ucuz fiyatlarla Türkiye’nin hemen tüm ihtiyacını sağlıyorlar. Bu nedenle soyayı işleyen işletmeler Türkiye üretiminden talepte bulunmuyorlar. Bu durumda soya üreticisi de üretimde riski göze almıyor.
Soya üretiminde yeterliliği sağlamak için istenen üretim alanı ise çok yüksek. Bunun için nerdeyse mısır ekiliş alanı kadar bir alana ihtiyaç var.
Sonuçta, teorik açıdan olumlu taraftan bakıldığında, soyada mukayeseli üstünlüğe sahip olmayan Türkiye, kaynakların etkin kullanımını sağlayarak, soya ithalatını devam ettirmek mecburiyetinde kalırken, üretimin tüketimi karşılaması planlanacaksa soyaya verilen destek priminin artırılmasından başka yol yok.
Türkiye soya veriminde dünya birincisi
FAO 2022 verilerine göre Soya üretiminde Türkiye 369 milyon ton olan dünya üretiminde 155 bin ton üretimiyle önemli bir ülke değilken, dekar başına 408 kilogram verimiyle dünyada 1’inci sırada yer alıyor. Dünya üretiminde birinci sırada yer alan Brezilya dekar başına 295 kilogram verime sahipken, dünya üretiminde ikinci sırada yer alan ABD dekar başına 333 kg ve üçüncü sırada yer alan Arjantin ise dekar başına 276 verim sağlıyor.
Karadeniz, Akdeniz ve Ege bölgeleri soya üretimi için gerekli koşullara sahip ve Türkiye soya üretiminin tamamına yakını bu üç bölgeden karşılıyor.
Dünya soya üretiminin dörtte üçü üç ülkede
Soya gerek insan gerek gerekse hayvan beslenmesinde ayrıca sanayi de işlenerek çok sayıda ürün ortaya çıkarılmasında önemli bir hammadde.
Kanatlı ve büyükbaş için hazırlanan yemi en önemli hammaddelerinden birisi.
Yağı alındıktan sonra geriye kalan küspe bol miktarda protein içerdiğinden, iyi bir hayvan yemi olarak özellikle kanatlı yemlerinde yüksek oranda kullanılıyor.
Diğer yandan toprakta biriktirdiği azot ile kendisinden sonra gelen ürüne besin açısında katkı sağlıyor.
Bu kadar önemli bir ürün olmasına rağmen, üretimi ve ihracatı sadece birkaç ülkenin elinde bulunuyor. Sadece Brezilya, ABD ve Arjantin dünya soya üretiminden yüzde 76 pay alıyor.
Yeterlilik derecesi yüzde 5,2
Soyanın yeterlilik derecesi yüzde 5,2 ile çok düşük seviyededir. TÜİK’in 2022-2023 sezonu için hesapladığı bu oran soyanın üretim miktarının yurtiçi kullanım miktarına oranı şeklinde hesaplanıyor. Üretim azlığından dolayı oluşan arz açığı, soya, soya yağı, unu ve soya küspesi şeklinde ithalatla karşılanıyor.
2023 yılında sadece soya ithalatı 3 milyon tonu buldu. Bu miktar soyaya Türkiye 1,7 milyar dolar harcarken, ayrıca 330 milyon dolar soya küspesine ödedi. Toplamda soya ve ürünlerine ödenen miktar 2 milyar doları aştı. Sadece soya ithalatına ödenen1,7 milyar dolar döviz toplam tarım ürünleri ithalatına ödenen değerin 5’te 1’i civarında.
Türkiye’nun uluslararası taahhütlerine göre soya için uygulanacak oran en fazla yüzde 22,1. Bu sınır düşük kalıyor. Soya ihracatçısı ülkeler desteklerin yanında ölçek ekonomisinden de yaralanarak dünya piyasasına ucuz soya ihraç ediyorlar.
Diğer ürünlerle rekabet edemiyor
TÜİK verilerine göre 2022-2023 yılında Türkiye 2,9 milyon ton soya tüketti. Bu durumda soya üretiminde yeterliliği sağlamak için yaklaşık 710 bin hektarlık bir alana ihtiyaç olduğu görülüyor. Türkiye’nin mısır ekim alanı 900 bin hektardır. Oysa, Türkiye soya üretimini 33 bin hektarlık bir alanda üretimini sürdürmektedir.
Soya yetiştiği alanlarda mısır, buğday ve pamuk bitkisiyle rekabete girmek durumunda. Özellikle Akdeniz bölgesinde önemli ölçüde yetiştirilen soya birinci üründe mısırla rekabet edemiyor. İkinci ürün olarak buğdaydan sonra yetiştirilebiliyor.
Uluslararası rekabet şansı
Türkiye’nin verimdeki avantajından dolayı üretim maliyeti düşüyor. FAO 2021 yılı verilerine göre, Türkiye soya üretici fiyatı başlıca ihracatçı ülkeler Brezilya ve ABD’den biraz yüksek Ukrayna’dan düşük. Soya üretici fiyatı ABD’de 0,48 dolar, Brezilya’da 0,47 dolar iken, Türkiye’de üretici eline geçen fiyat 0,49 dolar ve Ukrayna’nın kilogram başına üretici fiyatı 0,57 dolar.
2023 yılında yurtiçi fiyatlar ithal edilen fiyata yaklaştı. 2023 yılında ortalama 0,59 dolara ithal edilen soya yerli ürünle yaklaşık aynı fiyata Adana borsasında satıldı.
Türkiye düşük miktarlarla da olsa komşu ülkelere ihracat yapıyor.